Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Aralık '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bir sonbahar günlüğü

Bir sonbahar günlüğü
 

Yıl bitiyor artık. Bugün Aralık’ın ortası. Şunun şurasında kaç gün kaldı ki ? Yılın sonu olmasına karşın, mevsim hala bizi yanıltmaya devam ediyor. Onyedi derecelerde dolaşan hava sıcaklıkları, yapmayan yağmurlar, yemyeşil çimenler, çiçek açan ağaçlar!.. Evet çiçek açan ağaçlar var İzmir'de. Hatta hafta sonu köpeğimi gezdirirken, papatyaları yere düşen sararmış yaprakların arasında gördüğümde çok şaşırdım. Her tarafı, kar kaplayacakken, yağmur yağacakken, sonbaharı yeni yaşıyoruz daha. Küresel ısınma denilen hatalık, mevsimleri allak bullak etti, mevsimlerde hem hayvanları, hem insanları. Bu denge, dengesizlik yaratır.

Keşke sonbahar'ı zamanında yaşayabilsek, arkasından kış'a hazırlanabilsek, sonra da ılıyan havalarla, açan çiçeklere dokunup baharı karşılayabilsek. Çocukluğumu hatırlıyorum da, hep cemre denen gizemli şeyin ne olduğunu çözmeye çalışırdım. Bu uzun yıllarda sürdü. Cemre suya düştü, cemre toprağa düştü, havaya düştü. Düşen bir şeyler var da, havaya nasıl düşüyor diye soru sorardım ta, o zamanlar kendi kendime. Sonra bir akıl-mantık kurgusu ile cemre'nin görünmeyen bir alev topu olduğunu düşlerdim. Çünkü öyle olmalıydı. Zira, 'cemre havaya düştü' dendiğinde hava ısınıyordu, kısa kollular çıkartılabilirdi artık yavaş yavaş. Sonra 'cemre toprağa düştü' dendiğinde, toprak ısınıyordu, yere yalınayak basılabilirdi artık. Karıncalar bile cemreden sonra peydahlanıyordu. 'cemre suya düştü' dendiğinde sular ısınıyordu, denize girilebilirdi herhalde. Her ne kadar deniz kabuğu suya düşmeden denize girilmezdi ama herhalde, cemreyi gördükten sonra karpuzlar da çıkardı. Sonra da, denize girilirdi serinlemek için. Artık yaz gelmiş olurdu. Peki, havaların, toprağın ve suyun ısınması için cemre düşüyordu' da ya, havalar soğuyunca ne oluyordu ? Bu düşen gizli alev topu etkisini kaybediyor muydu ? Yoksa bu sefer de ismini bilmediğim bir gizli buz topu mu düşüyordu ? Bilemedim. Bu soruların yanıtını bulana kadar büyümüştüm. Kendimi ilerleyen yıllarda artık başka soruların yanıtlarını arar şekilde bulduğum için, bu soruların yanıtları ile hiç uğraşmadım. Ama, hala saatli maarif takvimlerinde, klasik mevsimsel dönüşüm periyotlarında cemre'nin adı geçer. Bir de yeni moda çocuk isimlerinde geçer. Havaların ısınması ile cemre ilişkisini yeni jenerasyon pek anlamaz, bilmez tanımaz. Ama arkadaşlarından birinin ismi cemre ise, yada bir film kahramanı varsa bu isimde olan, hemen hatırlayacaklardır. Ne yazık ki, bizim geleneksel tabirlerimizden eksik kalacaklar.

Benim çocukluğum mevsimleri bir başka güzeldi. Soğukları, yağışları pek sevmezdim ama ilerleyen yıllarda bunlardan ayrı bir haz almaya başladım. Mesela, hala soğuk salonda oturur, yatak odasında ısıtıcı bir alet kullanmam. Üstüme örttüğüm, battaniye yorgan yeterlidir benim için. Sonbahar'da üşümek bir başka güzeldir. Hele sevgiliniz yanınızdaysa, birbirinzie sarılarak hissedersiniz soğuğu, sonra da ısınırsınız. Bir kafe de, arabanın içinde oturup, dışarısını seyredip, sıcak çay yudumladınız mı hiç ? Biraz hafiften kalın giyinip, sokaklarda yürüdüyseniz, yüzünüze çarpan yarı ıslak sonabhar rüzgarları rahatsız etmemiştir sizi. Hele hele kurumuş güz yapraklarının arasında dolaşıp, o hışırtıyı duymak ne güzel ve değişik bir duygu.

Çevremizde ormanlık arazi pek kalmadığından, mesela belgrat ormanları yada yedigöller gibi bir doğa harikası şansımız olmadığı için yakınlarımızda, daha dar alanlarda arıyoruz sonbahar görütülerini. Bunun içinde ya biraz çevrelere gidiyoruz, ya en yakınımızdaki kültürpark'a. Sonbahar'In güzelliğini keşfetmek gerçekten çok harika birşey. Yazının yukarısındaki resim bir sonbahar resmi. Ne kadar güzel değil mi ? Doğa'nın en güzel renkleri hepsi bir arada. Bu kadar ahenkli güz resimini yıllar önce iş seyahti için gittiğim Karadeniz'de görmüştüm ve çok etkilenmiştim. Benim gibi etkilenmek isteyenler gidip görsünler, sonra yedi göllere de gitsinler. Doyulmaz bir güzellik. Tanrı'nın insanlara bahşettii en büyük güzelliklerden.

Güz mevsimini, herşeyin hazan mevsimi olarak değerlendirmekten se, bu güzellikleri görüp yaşamadıktan sonra yorum yapmak daha akıllıca olur. Sonbahar resimlerinden hep haz aldım, ama kendisini görünce etkilenmemek mümkün değil. Doğanın bu güzelliklerini belki bir süre sorna hiç göremeyiz. Dedik ya, küresel ısınma mevsimleri değiştirdi diye. Kimbilir, belki öyle bir an gelir ki, ağaçlar hiç yaprak dökmez. Belki ağaç bile kalmaz. Hazır hala ağaçlar varken, yaşayın ve görün bu güzelliği..

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..