Bir tuhaf yazı

Henüz daha içine yemek konmamış tabağımı, henüz içine su konmamış bardağıma vuruyorum... Çınnn!

Televizyonun “özgün” dizileri ile magazin programlarının “süzgün” içeriklerini tokuşturuyorum birbirlerine... Tınnn!

Tek boyutlu bir düzleme indirgenerek sığ bir dört köşe içine sıkıştırılmış insan ilişkileri ile, devşirilmiş insan kimliklerin vuruyorum birbirlerine... fısss!

“Kaç koyarsam kaç alırım... Kaç vurursam kaç yerim... Kaç çalarsam kaç yatarım...”ları topluyorum bir tarafa...

Bir koca [ermiş] feylesofun, “güzel ve yüksek şeyler” diye öykündüğü “gımıcınks”ları dolduruyorum öteki tarafa...

Çarpıyorum, bir tarafı, öteki tarafla... Tıssss!

Fışşş, tısss ve tın-tın bir dünyanın bu güzelim ülkesinde, Ege kıyılarının Akbük beldesinde önümdeki kitaptan “Yaşamak, güzel şey be kardeşim!...”, dizesini okuyorum aynalara dik dik bakarak… Vah vah!..

Uğruna ölenlerin gölgesinde [ve inayetiyle] üzerinde mis gibi yaşanan bu tapılası ülkede tam 14 milyon kişinin geliri, 2,5 Amerikan Doları’nın altında!..

-         Biliyor musunuz?..

-          2,5 Amerikan Dolarını çarpın Türk Lirası’na!

Şöyle bir gözünüz, gönlünüz şenlensin.

Çarpılmış Dolar ne hale geldi?

Yazın bir kâğıdın üzerine, unutulmasın.

İşte bu para ile ancak, 2 simit ve bir çay satın alınabiliyor bu ülkede...

-         Farkında mısınız?..

Ve elimdeki kitabın sayfaları arasından Nazım Baba,”Yaşamak güzel şey be kardeşim...”diyor.

Şöyle iki simit ve tavşankanı bir bardak çayla, yaşamak!

“Bir ağaç gibi tek ve hür... Ve bir orman gibi kardeşçesine!” Yaşamak!

Tıs-fıs etse de, tın tın ötse de, yaşamak!

Eski terör uzmanı, yeni demokrat, eski milliyetçi, yeni “ulusalcı” eski başbakan, muhalefet lideri, Cumhurbaşkanı, Sayın Morison Süleyman halen Cumhurbaşkanlı koltuğunda oturan zat-ı şerife ne demiş biliyor musunuz?

-         Kürt sorununu, çıplak bıraktınız, onu giydirmeli!..

Bu ülke tuhaf bir ülke… Bu dünya garip bir dünya.

Ve işte bu yüzden, bu yazı da azcık garip ve biraz da tuhaf bir yazı.

Bu ülkede Süleyman Beyler ve Tayyip Efendiler hüküm sürdükçe ve bu ülkenin önünü Deniz Fenerlerinin karalığı sarmışsa, siz tekmil büyük başlarımız, sizler, hepiniz biz kullarınızın ulusça, gu-ru-ru-muz-sunuz!

Gurur-u  “muz…”

Gururu-muz-sunuz!...

Siz Türk kültürünün, Türk siyasetinin, Türk bağımsızlığının, Türk Cumhuriyetinin, Anadolu İhtilali’nin ve yurttaşlık onurumuzun medarı iftiharı, yılmaz bekçileri ve bir tuhaf fenomenlerisiniz...

Ne mutlu bu nitelikli fenomeni içine sindire sindire bu ülkede özgürce ve mutluluk içinde hayatını idame ettirebilen değerli yurttaşlarımıza…

Ve ne mutlu Türküm diyene!

farukhaksal@superonline.com

LÜTFEN TIKLAYINIZ:

www.soruyusormak.com

www.kitlecizgisi.com

www.dnm-ler.com