Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Nisan '14

 
Kategori
Dostluk
 

Bir virgülle ayrılan ilişkiler..

Bir Virgülle biten arkadaşlıklarımız olmaya başladı. Oysa ki arkadaşlarımızla aramızda yaşadığımız her ufak sorun  bizim için gramer yapısı sağlam bir cümlenin devamı olması gerekmektedir. Ancak biz her virgül koymamız gereken yere nokta koyduk, yazının devamını getirmedik ya da koyduğumuz virgülü nokta sandık ve cümleyi tamamlamadan bıraktık. Kendi kader kitabımızdaki karakter sayısını kendimiz belirlediğimiz zaman bakıyoruz ki aslında ana karakterin yanında ( yani kendimizin yanında ) pek fazla ana karakteri güçlendiren yan karakterimiz ( bu ana karakterin aslında nasıl birisi olduğunu gösterir ‘ Bana dostunu söyle sana kim olduğunu söyleyeyim’ hesabı.)  olmadığını gösterir. Ana karakterin etrafındaki yan karakterler olmadan kişinin tanımını yapmak ve onu sevmek çok zordur aslında. Karakteri tanımadıkça da kitapta milyonlarca olay örgüsü olsa da okuduğunuz şey size çok anlamsız gelir. Sıkılırsınız, devam etmek istemezsiniz ve belki de kitabı yarıda bırakırsınız. İster noktalı haliyle ister virgüllü haliyle orası size kalmış..   Ya hayatınıza artık lezzet alamadığınız için intihar eder nokta koyarsınız ( ki günümüzde bu da çok revaçta ) ya da her insanın yaptığı gibi virgül koyar bundan sonra ki satırları hep boş bırakırsınız.. Bomboş bir hayat yaşarsınız..

Kimileride kendilerini düşmanlarına göre tanımlamayı severler ve karakterini düşmanlarına göre oluştururlar. Ona göre hayatındaki tüm yan karakterler düşmandır ve kendisi bunlara rağmen ayakta kalandır, onlara kafa tutandır. Onların kader kitabını nasıl yazdıklarına şöyle bir bakın. Tüm yan karakterler onun gözünde onu çekememektedir, ona kötülük yapmak istemektedir, yüzüne gülüp arkasından kuyusunu kazmaktadır, tüm güzel huylar ahlaklar onda toplanmıştır onun tek sıkıntısı bu kadar iyi olmaktır, bu kadar iyi olduğu için gelmektedir her şey onun başına. Bu kitabı okuduğunuzda karakteri nasıl bir karakter olduğunu anlarsınız, ama karakter o kadar karton gelir ki sevemezsiniz, gülersiniz dalga geçersiniz okurken yer yer salak bile dersiniz. ‘ Herkes kötü bir sen mi iyisin be birader’ dersiniz..Ağzınız birazcık küfre alışkınsa eğer hatta birader yerine başka bir şey söylersiniz ve böyle birisini hayatınız da istemediğiniz için de o kitabı okumaktan vazgeçer yarı bırakmış halinizle atıverirsiniz elinizden.

Okuduğumuz bir kitabın lezzeti ana karakterinden, ana karakteri destekleyen yan karakterlerden ve ana karakterin karşısındaki düşmanlardan gelir. Bu üçünün birbirleriyle olan sağlam olay örgüleri , neler yaşayıp neler yaşamadıkları, hayatın onların karşısına getirdikleri karşısındaki duruşları kitabın lezzetini belirler. Kişilerin yaşadıkları dostluklar pamuk ipliğine bağlıysa ve en ufak sudan bir sebepten kopuyorsa, düşmanların karşısında haksız olduğu halde haklı gibi davranıyorsa ve bizim düşmanın tarafını tutmamıza neden oluyorsa, hatta bir süre sonra ana karakterden o kadar nefret etmemizi sağlayıp kitabı attırıyorsa işte o kitap başarılır bir kitap değildir. Bir amatör tarafından çalakalem yazılmış bir çöpten ibarettir. Sağlam dostluklarınız olmalı, en kuvvetli sınavlardan başarıyla geçmiş dostluklarınız..Tek düşmanınız ise gerçek kötülük olmalı..Çünkü gerçek kötülüğü düşman bilen bir tek gerçek, salt iyiliktir. Bu da sizi gerçekten iyi yapar, siz kendinizi iyi gördüğünüz için değil..Tüm bunlarda size dolu dolu sürükleyici bir hayat sunar, hikayeniz ne bir virgülle ne bir noktayla biter. Kitabınızın dördüncüsünü, beşincisini çıkartırsınız ve hikayenizin doğal olarak sonu gelip sonlandığında hikayeniz aslında sonlanmış değil tamamlanmış olur... Tamamlayabilme çabasına giren hayatların hikayesine armağanım olsun..

 
Toplam blog
: 3
: 214
Kayıt tarihi
: 01.01.14
 
 

Sosyoloji mezunuyum. Özel bir şirkette asistanlık yapmaktayım. Spor yapmaktan ve kitap okumaktan ..