Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ekim '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bir yakınımın cenazesinin ardından...

Bir yakınımın cenazesinin ardından...
 

Merhaba sevgili okurlar,

Bir yakınımın cenazesi nedeniyle yazılarıma kısa bir süre ara vermek durumunda kaldım. Bu süreç içerisinde tabii ki Ülkemizde olup bitenlerden uzak değildim ve de kalamazdım.

Cenaze evimiz, daha doğrusu hastamız Bandırma'da olduğu için, Ankara'dan İstanbul'a trenle geçip, sabah orada olmayı ve öğlen saatlerinde kalkacağı bildirilen deniz otobüsü ile de oradan Bandırma'ya geçiş yapmayı planlıyordum. Ancak olmadı. Çünkü, deniz otobüsü seferlerinin saati değişmiş ve 18.30 a alınmıştı.

Bunun üzerine, gecikmemek adına, İstanbul'dan karayolu ile Bandırmaya gitmeye karar vererek, saat 10.00 arabasına biletimi aldım ve saat 15.00 gibi Bandırma'da olabileceğimizi söylediler. Dedikleri gibi de 10-15 dakikalık bir gecikmeyle Bandırma'ya indim.Ancak, hastamız 14.00 de vefat etmişti.

Bu seyahatim esnasında, İstanbul'dan hareket eden otobüsümüz Yalova'ya feribotla geçiş yaptı. Fakat deniz inanılır gibi değildi. Tıpkı feribottan çekebildiğim kadarı ile fotoğraftaki gibi katmerleşmiş bir balçık yığınının ortasında kalmıştık.

Bu Ülke bu kadar mı sahipsizdi, bu güzellikleri bu denli kirletmeye hiç kimsenin hakkı yoktu, olmamalıydı da...

Yani her gün yüzlerce, binlerce insanın gözlemlediği bu doğa katliamını sorumlular görmüyor muydu? Bunu görmek zorunda olan sorumlular, sorumsuzca kirletilen bu güzelim alanlarımızı kirleten sorumsuzların niçin üzerine gitmezlerdi?

Avrupa Ülkelerinde otobanda seyahat edilirken bir arabadan atılan çöp nedeniyle, onu gören arkasındaki bir araç kullanıcısının derhal çöpü atan aracın plakasını polise bildirerek vatandaşlık görevini yerine getirdiğini bir çoğumuz duymuşuzdur.

Evet işte avrupalı ile aramızdaki fark.

Değerli okurlar, bu seyahatte karşılaştığım bir başka olay ise, Bandırma'dan İstanbul'a dönerken İDO'da yani İstanbul Deniz Otobüsleri A.Ş'de yaşadıklarım.

Evet, deniz otobüsü için bilet alırken, gişe memurundan mümkün ise cam kenarından ve koltuk aralarının dar olabileceği düşüncesi ile de en önden yer almak istediğimi söyleyerek biletimi aldım.

Keşke kendimi yormasaydım.Çünkü, deniz otobüsüne erken binen istediği yere otururmuş.Bunu da söz konusu araca binip, çalışan bir personele bilet yerimi gösterirmisiniz deyince anladım.

Bunun üzerine gördüğüm boş bir koltuğa da ben oturdum ve bir süre sonra da bilet kontrol denerek 2 kişi yolculardan biletlerini sormaya başladı.

Bende biletimi uzatırken, kendisine, hem numaralı bilet veriyorsunuz, hem de isteyen istediği yere oturuyor diye sormamla beraber, ağzımı açtığıma bin pişman oldum. Çünkü, adamcağız demezmi ki, beyefendi kabahat Sizlerde.Bu durum yıllardır böyledir. Yetkililerine neden şikayet etmiyorsunuz.

O anda anladım ki, bu kontrol işine bakan arkadaşlarda bu işten memnun değiller.

Şimdi sesleniyorum, Sayın İstanbul Belediye Başkanı ve İDO yetkilileri, neredesiniz?

Bu olaylardan gerçekten haberiniz yokmu? Size bu olayları şikayet eden hiç mi olmadı gerçekten?

Olmadıysa da ben Size bildiriyorum.Bu konuya lütfen bir el atın.

El atmanız için, illaki deniz otobüsünde bir vatandaşın çıkıp da yerine oturmak istemesi üzerine yaşanacak tatsız ve belki de ölümle ya da yaralanmayla sonuçlanacak bir kavganın basına yansıması mı gerekecek?

 
Toplam blog
: 407
: 877
Kayıt tarihi
: 02.07.06
 
 

15.12.1950 Mersin doğumluyum. İzmir Ticari İlimler Mezunuyum. Bir Kamu Kuruluşundan  Şube Müdürü ..