Bir yuva daha yıkıldı... "İyi günde, kötü günde..." yi takan yok.

2001'de bir işadamı ile evlenmiş, aynı yıl anne olmuştu.
Bebeğine, doğumunu gerçekleştiren ve sonradan eşi olacak doktorunun adı olan 'Alp' ismini vermişti.
Bir süre Kanada'da yaşadı.
Sonrasında ise şiddetli geçimsizlik nedeniyle 2005'te boşandı. Evliliği 4 Yıl sürdü.
Ayrıldıktan hemen sonra doktoru olan 'Alp' ile Antalya'da gizlice ikinci evliliğini yaptı ama aynı yıl bu eşi tarafından da tekme tokat dövüldüğü iddialarıyla savcılığa koştu...

Bu hikayenin kahramanı 1998 Türkiye Güzeli Zeynep Tokuş (32) .

Tokuş'un yıkılan ikinci evliliğinde eşinin ağzından çıkan çatırdama sesleri ise şöyleydi:

"Bir oyuncuyla evlendiğimi biliyordum"

"Ben 50 yaşına gelmiş bir adamım"

"Çok genç çok güzel bir karım var"

"Evliliğimiz üçüncü şahıslar yüzünden bitmedi"

"Eşimin psikolojik sorunları var, tedavi görüyor"

"Psikopat Zeynep"

"Oynadığı dizinin etkisinde kaldı galiba"

"Şimdi ’hayatında biri var mı?’ diye sorsanız kimse ’var’ demez, herşeyi zaman gösterecek"

"Bakalım kendini piyasadaki ’ağır abiler’den nasıl koruyacak, burası kurtlar sofrası"

vs. vs. vs.

Sonuç:
'Varlıkta ve yoklukta, iyi günde ve kötü günde...' gibi kutsal dilek ve temenni sözlerinin hiçbir anlam ifade etmediğine inananların yaptığı parçalanması muhtemel acınası evlilikler ve ortada dolaşan zavallı çocuklar.