Bir zamanlar biz de evlendik...

Gaye ile 1976 yilinin sonlarinda tanistik. Galiba Aralik ayi idi. Babaannesi ile Fatih'de, Vatan Caddesi'nin hemen cikisinda oturuyorlardi.

Gaye'yi ilk Halil Oguz Agabey ve esi Hulya tanidi. Sonra Hakki Abi'ye tanistirdim. Hakki Abi elinde bir buket cicekle geldi.

-Nasil, abi? Begendin mi?

Begendim, dedi. 23 Subat 1977 tarihinde Bakirkoy Evlendirme Dairesi'nde nikahimiz kiyildi. Dugun yapmadik. Babamin verdigi 5 bin lira ile Tarabya Oteli'nde uc gun kaldik. Ucuz olsun diye, yuruyerek Kalender Orduevi'ne gidiyor, orada yemegimizi yiyorduk. Gaye'nin gelinligi kiralikti. Nikahtan sonra Halil Abi ve Hulya otele gelip, gelinligi aldilar. Zaten bizim gelin arabasi da Halil Abi'nin lacivert renosu idi.

Bir sure Babanne de, bir sure ablamlar da kaldik. Bir gun babaannenin salonunda yanliz oturuyoruz. Televizyon yok. Yapacak isimiz de yok? Divandan asagi kendimi gum diye biraktim. Kipirdamadan yatiyorum. Dalga gecme dedi. Gidikladi. Durttu. Tokatladi. Benden ses seda yok. Basladi aglamaya. Gurul gurul agliyor. Benden hala kipirti yok. Neyse duruldu. Burnunu temizliyor ve kendi kendine konusuyor:

-Kirk yil da bir koca bulduk, o da cabuk gitti, diye.

Kendimi tutamadim. Gulmekten bogulacaktim.

Gaye'nin babasinin Baglarbasi'nda ki evi bosalinca oraya tasindik. Taksitle turuncu koltuklar aldik. Ev yuksekti, perdeye pek ihtiyacimiz yoktu. Galiba 6 ay sonra perde takabildik.

Birgun Gaye'ye iki bucuk lira verip gitmistim. Ekmek alirsin, demistim. Babam gelmemis mi?

-Yemek?

-Baba evde birsey yok...

-Para ver pazara gideyim...

Para da yok!

Kapiyi actiginiz da karsi da bizim yemek masasi var. Gaye kapiyi acti. Masa dolu. Yesillikler. Meyveler. Corba. Ekmek. Salon da oturan babami goremiyorum. Bu ne, dedim. Babam dedi... Yavasca... Babam salondan kalkip geldi. Gurledi:

-Ulan bir kariya bakamiyacaksan, niye evlendin? Essoglu esek...

Aslinda bende icki yok, kumar yok, sigara yok... O yillar maaslarimiz cok az. Mobilya taksitleri belimizi bukuyor. Kis geliyor. Gaye hamile. Cocuk olacak. Ne odun. Ne komur. Ne de para var...

Gecinip gidiyoruz...

Bir gun isten geliyorum. Radyodan secim sonuclari aciklaniyor. Tek tek milletvekili isimleri soyleniyor. Sonra da Senatorler soylenecek. Sivas'tan Huseyin Ozturk'un senator olacagini biliyorum ya... Aklima hemen bir hinlik geldi. Gaye kapiyi acti. Ne yemek var, diye sordum. Iki yumurta kirayim mi? Yok dedim. Giyin yemege gidiyoruz. Ne yemegi? Para nerde? Babam dedim, Sivas'tan Senator oldu. Ne senatoru? Valla partiden bir ayar cekmisler. Kanmadi. Babam dedi, yuksek okul mezunu degil. Derde bak dedim. Onu da uydurmuslar. Gel radyoyu dinle. Actik radyoyu. Sira Sivas'a geldi. Senator Huseyin Ozturk... Nasil inanmazsin? Hem Sivas. Hem Huseyin. Hem de Ozturk. Gaye ciglik cigliga zipliyor... Giyindi. Yola ciktik. Yemege gidiyoruz. Senatorun oglu ve gelini...

Sihiri Baglarbasi Meydani'nda bozdum. Bu sefer de dogruya inanmadi. Nasil olur, diye. Anlattim. Hadi eve donelim. Sen iki yumurta kir. Bir de cay yap...

Fotograf: Yil 2002. Mahkeme'ye cikmadan once. Gaye, Ogullari Umut, Kanat, Bulut. Kizi Yagmur. Fotografi ben cektim..