Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Nisan '09

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Birbiriyle Çelişen Paralel Evrenlerin Ressamı: Özcan Kandemir

Birbiriyle Çelişen Paralel Evrenlerin Ressamı: Özcan Kandemir
 

"Karadeniz", tuval üzerine yağlıboya, 80x83


Ankart’ın bu yılki buluşmasını gezerken özellikle bir ressamın çalışmaları dikkatimi çekti ve şansıma bu yapıtların sanatçısı Özcan Kandemir’le tanışma ve yapıtları üzerine konuşma fırsatım oldu.

Türkiye’de ve dünyada çok iyi bilinen, yapıtları koleksiyonerlerce aranan sanatçılardan Bedri Rahmi Eyüboğlu, Mustafa Ayaz gibi büyük isimleri yetiştirmiş olan Karadeniz’in bir dağ köyünde doğan ve Ankart Sanat Buluşması'na Lale Ataman Sanat Galerisi bünyesinde bu yıl ilk kez katılan Özcan Kandemir’in yapıtları hakkındaki izlenimlerimi ve sanata bakışını sizlere aktarmak istiyorum bu yazıyla.

Sergiyi dolaşırken pek çok özgün yapıt arasında yapısı, tekniği ve diliyle farklı şeyler söyleyen Kandemir’in çalışmalarıyla tanışınca, kısa bir anlığına bu dünyadan kopup kendine özgü diliyle konuşan bu resimlerin karmaşık dünyasına daldım.

Belki de mozaik sanatıyla uğraştığım için yapıtlarında gördüğüm mozaikimsi parçalar, üst üste binmiş katmanlar, kristal yansımalardı beni bu resimlere çeken. Nedenini tam bilemiyorum. Zaten sevdiğimiz yapıtları neden sevdiğimizin yanıtını tam olarak bilmeyişimiz değil midir onları bizim için değerli kılan? Beklenmedik bir anda karşıma çıkan, zihnime kazımak istediğim bu resimler yüzünden sergiyi gezmeye başlamadan önce her gün Özcan Kandemir’in yapıtlarına bakmadan geçemedim bir türlü.

Bu yapıtlara bir kez bakmak yeterli değil ve kesinlikle izleyicinin katılımını ve anlamlandırma çabasını gerektiriyor hepsi de. Örneğin benim özel olarak sevdiğim, sessiz, durgun bir deniz kıyısındaki balıkçı barınaklarının, arkadaki koyu- Karadeniz’in- kurşuni fonunda gizemli heybetiyle duran bir takanın yer aldığı “Karadeniz” adlı çalışmasının yanı sıra “Şehir” isimli yapıtında ilk bakışta göze çarpan dikey geometrik yapıların –belki önünde , ya da altında dikkat çeken ve resmin bütününe önemli ölçüde tezat katan dumansı, silik yüzeyler, birbiriyle yarışan birden fazla yapının resimde bir tür çelişki, inatlaşma ve mücadele içinde olduğunu düşündürdü bana. Bu yönüyle resmin bütününde ilk bakışta göze çarpan durağanlığa rağmen, herşeyin arka planında bir hareketliliğin, canlılığın yaşamakta olduğunu da.

Resimlerinde karşılaştığım bu çelişkili yapılar, aynı anda birbiriyle zıtlaşan ama bu nedenle birbirini besleyen anlam yapılarına göndermeler niteliğinde. Bir yerde dikey eksende yükselen yapı, diğer tarafta yığınlaşan, silinen ve görüntüden kaybolmaya yüz tutmuş, ama yine de silik haliyle bile direnen başka bir yapı. Bu ve benzeri resimleri üzerinden konuşmak gerekirse Kandemir’in “dekonstrüktif-yapıbozumcu” mimariyi resmine taşıdığından söz edilebilir. Ancak zaman zaman kübizme kayan kesintili formlarda kullandığı dışavurumcu anlayıştaki parlak renk tonlarının belirginleştiği yapıtların cazibesine rağmen, koyu renklerin önündeki zeytin yeşili, gri ve mavilere eşlik eden ve giderek pastel tonlara kayan sarı, eflatun ve pembelerin kullanıldığı son dönem çalışmaların, Kandemir’in sanatsal anlatımını çok daha özgün kıldığını düşünüyorum.

Bugüne kadar çeşitli yerlerde sergiler açan Kandemir, bu yıl 9.su düzenlenen Ankart Sanat Buluşması’na ilk kez katılmış olduğunu ve sanat fuarlarının izleyiciyle buluşma açısından önemsediğini ifade ediyor. Şu sıralar bir köy okulunda öğretmenlik yapan Kandemir’in sanata, kendine, yaşama bakışı üzerine yaptığımız kısa sohbet sırasında bir yapıtın ortaya çıkışını besleyen damarların insanın çocukluğundan itibaren solukladığı ortamla ne kadar yakın ilgisi olduğunu da fark ediyorum yeniden.

Ankart Sanat Buluşmasına katıldığı büyük ve küçük boy yağlıboya çalışmalarının yanı sıra suluboya tablolara da imza attığını öğreniyorum. Ama özellikle yağlıboya tekniğine bakıldığında, Kandemir’in tarzının, kristal camdan yansıyan kırılmalarla dolu, farklı zamana ve mekana ait imgelerle yüklü olduğunu ve her bakışta resimdeki metnin yeniden ve bambaşka anlamlandırmalar üzerinden kendini kurmak istediğini düşünüyorum. Bu irade, Kandemir’in resimlerinde bir yanda zamanı durduran, diğer yanda ise sürekli kırılarak değişen yeni boyutların oluşmasını sağlıyor bence.

Bu yönden ele alındığında Kandemir’in çalışmaları, 20. yüzyılın modern sanatıyla, dekonstruktivist mimariye göndermelerle dolu 21. yüzyılın postmodernist sanat arasında bir yerde duruyor. Kandemir’in, aynı anda birbirini olumsuzlarken, paralel olarak sürmekte olan iki sanat anlayışı arasında bir köprü kurmaya çalıştığı düşünülebilir.

Zamanının bir kısmını köy çocuklarına, ve kentli resim meraklılarına ders vererek, bir kısmını doktorası üzerine çalışarak ve kalanını da sanat düşünüp, resimleri üzerinde çalışarak geçiren Kandemir, Ankart’ın organizasyonu hakkındaki düşüncelerini sorduğumda, bu yılki buluşmaya ilk kez katıldığını ama bu tür sanat buluşmalarının, fuarların öneminin farkında olduğunu, bundan sonra da çeşitli fuarlara katılmayı düşündüğünü belirtti. Ayrıca yakında bir sergi açacağının haberini duyurmak istiyorum şimdiden.

Sanatsal üretim biçimi hakkında konuşurken kendince önemsediği noktaları; “Ben bir resme çok planlayarak başlamam, anlık katılımlara önem veriyorum, bu yüzden çoğu zaman başladığım yerden bambaşka noktalara gidiyorum” biçiminde özetliyor Kandemir.

Yapıtlarında doğup büyüdüğü yerlerin, doğanın, Karadeniz’in, balıkçıların, şehirlerin önemli bir yer tuttuğunu, kent yaşamında sıklıkla karşılaştığımız varoşların dibinde yükselen büyük plazaların uzlaşmaz birlikteliğinin, balıkçıların denize ve balık kültürüne bağlı yaşamlarının ilgisini en çok çeken konular olduğunu anlattı bu sohbet sırasında.

Karadeniz yaşamı ve Karadeniz kültürünün bütün ögelerine duyarlı olduğunu belirten Kandemir’in bir kısa filmi olduğunu ve yakın bir gelecekte bu alanda başka çalışmalar gerçekleştirmek istediğini de eklemek istiyorum.

Tüm bu özellikleriyle Kandemir’in çalışmalarının sanat çevreleri tarafından yakından izlenmesi gerektiğini düşünüyorum.

Özcan Kandemir’in özgeçmişi ve çalışmaları:

İlköğrenimini Pazar’da ortaöğrenimini Trabzon Fatih Lisesinde tamamladıktan sonra 2002 yılında KTÜ Fatih Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Resim-İş Programından mezun oldu. Aynı yıl Gaziantep Latife Özmimar İlköğretim Okuluna resim-iş öğretmeni olarak atandı. 2003 yılında 19 Mayıs Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümünde yüksek lisans programına başladı.2007 yılında ‘’ Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi Resim Bölümü Öğrencilerinin Üniversitelerin Özel Yetenek Sınavlarındaki Başarı Düzeyleri ‘’ konulu tezini vererek Y. Lisans Programını tamamladı..Halen Samsun’un bir köyünde öğretmenlik mesleğine ve 19 Mayıs Üniversitesinde doktora programına devam eden Kandemir, çalışmalarını özel atölyesinde sürdürmekte.

Kişisel Sergiler :

Rize Pazar 2000

Trabzon Devlet Güzel Sanatlar galerisi 2002

Samsun Devlet Güzel Sanatlar galerisi 2002

Lale Ataman Sanat Galerisi Ankara 2003

Gaziantep Devlet Güzel Sanatlar Galerisi 2003

Gaziantep Ticaret Odası sanat Galerisi 2004

Samsun Alba Sanat Galerisi 2007

Ankara Tenis Kulübü Sanat Galerisi 2007

Yarışmalı ve Karma Sergiler:

Trabzon Sanatçıları Geleneksel Resim Sergisi 2001-2002

Sanko Sanat Galerisi Gaziantep 2004-2005

1.Gazi Üniversitesi Resim Yarışması Sergisi 2006

6.Şefik Bursalı Resim Yarışması Sergisi 2006

Eczacılar Birliği Resim Yarışması Sergisi 2006

Özcan Kandemir Sanatevi Resim Sergisi Samsun 2007

İnönü Üniversitesi Resim Yarışması Sergisi 2007

Karadeniz Plastik Sanatlar Derneği Sergisi Trabzon 2007

KPSD Sergisi İstanbul Basın Müzesi 2008

KPSD Sergisi Trabzon 2008

KPSD Sergisi İstanbul Ziraat Bankası Tünel Sanat Galeri 2008

Özcan Kandemir Sanatevi Resim Sergisi Samsun 2008

ANKART 2009 Çağdaş Sanatlar Merkezi Ankara 2009



http://www.ozcankandemir.net/


http://basakaltin.wordpress.com/2009/04/19/birbiriyle-celisen-paralel-evrenlerin-ressami-ozcan-kandemir/

 
Toplam blog
: 121
: 2834
Kayıt tarihi
: 09.07.06
 
 

Başkentte doğmuşum ve orada gidilecek tüm okullara gitmişim: ODTÜ-Psikoloji ve Ankara Üni. İletiş..