Bireyler içtenlikten ödün verirlerse

İçtenlik içten içe sığınamadıklarımızın bir avuntusu olsa gerek, oysa içerleye bildiğimiz sosyal içerikli düşler beynimizin bir ucunda çıkıp diğer uç noktalarına kadar ilerlese de içine düştüğümüz durum ve durumlar farklılık göstere bilir. Kişi kendini sosyalleşmeyen bir durumdan sıyırmak zorunda, sıyırmadığı noktada giderek daha çok yabancılaşmaktadır. Bazen arınmış gerçekler bile içtenlikten ödün verile bilmektedir. Öyle anlar gelip geçiyor ki ne zaman, hangi konum üzerinde beyin yoğunlaşsa da aslında içine düştüğümüz bir durumun farklı olması istenir. Bu nokta da birey daha duyarlı davranmak zorunda olmalıdır ki içerlediği bazı düşleri; hem kendisine, hem çevresine sonu gelmeyen sosyalleşmeyen bir duruma odaklanarak alabildiklerinde uzak bir görünüm verecektir.

İçtenlikten ödün verildiğinde içinde bulunan sosyal yaşam tarzının bulunduğu bir yerde söz açıp tartışmak neredeyse imkânsızlaşacak bir duruma gelir. Toplumsallaşan bir toplulukta içtenlikle daha duyarlı davranılması gerekmektedir. Eğer daha duyarlı davranılmadığı bir nokta da ister istemez kişiler arasında bir uzaklaşma kendiliğinde gelir. Buda içinde bulunan sosyalleşmenin giderek yozlaştığını, kişilerin bir birlerine karşı güvensiz, isteksiz bir anlayışın içine sürüklemektedir. İçtenlik daha duyarlı bir yol almalı, Hemen her toplumda, kurumlarda, nerede ve nasıl olması gerekiyorsa öyle davranmak zorundadırlar bireyler.

Bireyler içtenliklerinde ödün verip faklı davranıp, yani olduklarında daha bir yapmacık davranış sergilediklerinde aslında kişiliklerinde ki içtenlikten ödün verilmiş olurlar. Bu da, bu tarz düşünceye sahip bireylerin oluşturdukları sosyalleşme boyutundan kendilerini kandırmış olurlar İçtenliklerinden uzaklaşmış bir görüntü ortaya koyulduğunda ister istemez, her birey oluşturduğu kültürün, alt kültür samimiyetinde daha da uzaklaşarak, kendine has özelliklerini kaybetmekten öteye gidemez. Bu gerçekleri hiç kimse göz ardı edemez. Hemen her alanda son günlerde içtenlikten ödün verilmektedir. Kimin ne konuştuğu anlamsızlaşmaktan öteye gitmemiştir. İçtenlik her zaman bireyi toplumsallaştırırken, içinde bulunduğu toplumu da daha rasyonel bir düşünce ile çağdaş, aydınlık yarınlara götürür. İçtenlik ile söz birbirinin tamlayıcılarıdır.