Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Nisan '16

 
Kategori
Sosyoloji
 

Birlik ve bütünlüğü ne bozar?

Birlik ve bütünlüğü ne bozar?
 

Yaşam Çiçeği ve çokluktaki teklik


Günümüzün en büyük sorunu belki de birlik ve bütünlük. Herkes kendine dönük yaşıyor. İlla ben, ille de ben diyor. Bireysel ve kendine dönük bir yaşamda sadece kendi konfor alanını korumak, sadece kendi sözde mutluluk alanını korumak adına kuralına uygun yaşanıyor. Bu birlik değil, sadece birliktelik. Herkesin kendi çıkarını maksimize etmeye çalıştığı ve bu çıkarların riske girdiğin hemen bozulan bir birliktelik bu. Ve dolayısıyla da sığ, acınası bir birliktelik. Sözde bir birliktelik.

Peki birlik olsa savaş olur mu?

Bütünlük olsa kavga, çatışma olur mu?

Ayrı, gayrı olur mu?

Birlik derken beraberlikten, birliktelikten bahsetmiyorum. Zira, beraberlik farklı unsurların yan yana olması halidir. 1/7 çarpı 7, nasıl tam olarak 1 etmez ise, işte bu misal, parçaların toplamı da hiçbir zaman 1 etmeyecektir.

Ancak tüm evrene baktığımızda bir şekilde tüm görünen ve görünmeyenden tecelli eden Allah, tüm tezahüratın toplamından sonsuz kere sonsuz büyüktür ve bu parçalar okyanusa karışan damlalar gibi bir bütünlük içindedir.

O zaman birlik dediğimiz şey sadece fiziksel bir şey olmasa gerek. Bu hamura mana, Aşk gerek. Manadan gelen anlam ve Aşk lazım ki, bütünü oluşturan parçalar birlik içinde olsunlar ve eskiden hep tam ve bütün oldukları zamanki birlik haline dönebilsinler.

Bu durumda BİRLİK, yani Tasavvuf’taki tevhid, bir haldir ve BÜTÜNLÜK ise birlik halinin eksiksiz ve noksansız tamamlanmasıdır. Birlik ile başlar, bütünlüğü sağlarız. Bütünlük bir tamamlanma durumudur. Bütünlük noksansızlıktır.

Ne güzel demiş Hz.Mevlana...

“Beri gel, daha beri, daha beri. Bu yol vuruculuk nereye dek böyle?
Bu hır gür, bu savaş nereye dek? Sen bensin işte, ben senim işte.
Ne diye bu direnme böyle, ne diye?”

Harika sözler bunlar. Damla okyanustan bir parçaysa, damlalar arasındaki bu hır gür niye?

Bu hır gürdür ki birliği bozar, tevhidi bozar. Hz.Mevlana birliğin panzehirini de vermiş; RIZA. Yani olanı olduğu gibi kabul etme hali. Ne eksik, ne de fazla. Olanı olduğu gibi kabul etme hali.

O zaman birliği bozan da kabul etmeme halidir, yani inkar.

Daha da açalım o zaman. İnsan kabul etmediğini nasıl anlar?

Kabul etmediği zaman yukarıda Mevlana’nın sözünde bahsettiği gibi artık teklik, birlik yoktur, sen ve ben ve hatta ötekiler vardır. Tüm farkların “ben, ille de ben” deme hali vardır. İşte o zaman birlik yoktur, çokluk vardır ve bu öyle bir çokluktur ki farklı renk ve sıfattaki parçaların her biri bir diğerini inkar eder, çünkü sadece kendileri kendi benlikleri doğrudur. Bir başka doğru yoktur. Hz.Adem’e secde etmeyen şeytan gibi kendi nefsleri de ruhlarının nurani hakikatine secde etmez ve özlerini inkar eder. İşte o an ruh aynaları paslanır, kir tutar ve ilahi nuru yansıtamaz olurlar.

Biraz daha açalım o zaman. İnsan nasıl ayrılık, gayrılık yaratır kendinden başkaları ile?

  • Şikayet, dırdır etmek
  • Yargılamak, suçlamak,
  • Eleştirmek
  • Müdahale etmek, düzeltmeye çalışmak
  • Mecburiyet dayatarak ve zorla yaptırmak
  • Had bildirmek
  • Kıyaslamak
  • İçerlemek
  • Azarlamak
  • Öfkelenmek
  • Etiketlemek, ad takmak
  • İzole etmek
  • Ders vermek, nutuk çekmek
  • Kızmak ve darılmak, gönül koymak
  • Başkaları hakkında hikaye anlatmak
  • Bir başkası aleyhinde konuşmak, kötülemek...

İşte size bir liste. Varın gerisini siz tamamlayın.

Ne yapmalı o zaman peki?

  • Gözünle bak ama kalbinle gör görünenin ardındakini
  • Gördüğünü ört, görmediğini söyleme
  • Elini, kafanı, kolunu kır ama gönül kırma
  • Eline, beline, diline sahip ol
  • Nefsinin esaret zincirlerini vicdanın ile kır
  • Bu Dünya’da “ah” alma
  • Yıkma, kırma, güzellikle gönüller yap

Dervişliğin desturu kendini yok etmektir, tevhidi değil” derler. Bizler Anadolu nuru ile yoğrulmuş bu topraklarda modern bir derviş misali, birliği ve bütünlüğü...

...olanı ve her insanı olduğu gibi kabul ederek,

...Dünya Okulu’nun tüm cemali ve celali sınavlarını ölümsüz olan ruhumuzun tekamülü için bir fırsat bilerek ve

...elimizden gelenin en iyisini, en güzelini, doğruluk, adalet, erdem ve faydalılık ile yapalım.

Başlamak için tek yapman gereken şey, KABUL. Sorgulamadan yapılan kabul değil, Tüm hakikati iyisiyle kötüsüyle görerek kabul.

Sevgiler,

Kenan

https://twitter.com/Naacel

https://www.facebook.com/public/Kenan-Kolday

https://instagram.com/naacel/

http://naacel.blogspot.co.uk/

http://www.felsefetasi.org/author/kenan-kolday

 
Toplam blog
: 245
: 1347
Kayıt tarihi
: 29.10.12
 
 

Çocukluğumdan beri kendimden büyük bir şeyleri arayıp durdum. Ve 1999 yılında yaşadığım şoklar il..