Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ocak '07

 
Kategori
Doğa Sporları
 

Bisiklet turlarım

Bisiklet turlarım
 

Şu ana kadar bisikletle nerelerde uzun turlar yaptığımı anlatayım bunları daha sonra resimlerle zenginleştireceğim de.

öncelikle çocukluğumda arkadaşlarla yaptığım bir sürü küçük turu saymıyorum :)

En değişik bisiklet anım: sanırım ortaokuldaydım yaklaşım 1200 rakımlı Nallıhan Ömerşeyhler yaylasından yaklaşık 600 rakımlı köyüne bmx marka küçük gösteri bisikletiyle inerek gerçekleştirmiştim. Yolun bir tarafı uçurum ve çok keskin virajlar mevcut. ben tek başıma önceden plan yaparak kardeşimin bmx ini yaylaya ankaradan götürdüm. Ve Kimsenin görmediği bir aralıkta hayda köye.. Nasıl bir cesarettir hala şaşarım kan ter içinde köye indim. sonra köyde kimse yok, en yakın köye gittim, şansıma bir traktör yaylaya çıkıyormuş, ona atlayıp yaylaya çıktım. Ben sadece köye inmeyi amaçlamıştım, geri dönüşü değil. Zaten diğerini de amaçlasam sonuç değişmeyecek 1. amacı gerçekleştirmek insanın tüm kaslarına laktik asitin birikmesine sebep oluyor ve 2. olmuyor. Neyse traktörcü nuri Dayı ben cocugum o da sasırmıs oğlum nasıl geldin diyor. Tamam ama römorku takalım dedi römorkun pimini takacağız traktöre o geri geri geliyor ben de tam hizaya gelince pimi takacağım .Nasıl olduysa o araya parmağım sıkıştı. neredeyse kouyordu. hala Nuri dayı beni gördükçe o günü söyler, nasıl korktuysa o da..

İkinci büyük bisiklet turunu Kızılcahamam'a 2002 yılında gerçekleştirdik. Ben, Barış Keçe ve Aykut Ermiş (uzun). Orada Barışların yaylasında şenlik varmış. oraya çıkacağız. Yol yaklaşık 80 km. Bir iki büyük yokuş var gerisi düz sayılır. En büyük yokuş baraja çıkarken. Önce "Soğuk Su MP" da Çadır kampı kurduk.Orada ayı olduğunu düşündüğümüz ve korkudan çok da detaylı inceleyemediğimiz bir şeyler tarafından taciz edildik. Sonraki gün yaylaya çıktık. Neyse dönüş yolu daha da kolay 4 saatte ankaraya geldik. sadece yokuş kargasekmez varonda da ben hainlik yaparak kamyon arkasına tutundum. tabi bunun için öncelikle kamyoncuyla işaret dilinde anlaşıp yokuşta onun hızını kestirmeden takılmak lazım gelir ki pek de tavsiye etmem ..Tehlikelidir:)

Üçüncü büyük bisiklet turunu Memleketim Nallıhana giderek gerçekleştirdik. Her zaman çocukluğumdan beri hayalimdi bu. Ve sonunda yıl 2002de gerçekleştirdik. Yol sandığımızdan da uzaktı ve havada pek uygun değildi yağmurluydu. Bir ara dönsek mi diye düşündük. Benim dizlerim iflas etmeye başladı. Barışın zinciri sorun çıkardı. Benim zinciri aldık ona taktık. falan bir sürü iş...neyse Nallıhan yolu öyle yokuşlu ki.. epey zorlandık.. sabah 05 de çıkmıştık, saat akşam 17 de ancak Beypazarındaydık. Oraya daha gelmeden bölge trafik var onlara sığındık. sorduk neresi çadır için uygun diye. Tam karşılarındaki trafik çeşmesini gösterdiler ve hava karardığında anca bitmişti işimiz. Sabah çadırdan kafamızı uzattığımızda aslında ana yolun hemen yanına kurmuşuz çadırı ve geçen otobüsler hep bize bakıyor. Neyse sabah dinlenmiş olarak Nallıhana doğru yola çıktık. 60 km daha var. Aykut sürekli acıkıyor. ben grubun yaşça en büyüğü olduğumdan para, yeme içme sorumlusu bendim. Sabret Aykut şu tepeyi aşlım diye diye Sarıyer ayrımına geldik. Durduk Yemek yedik. Sonra Kardeşim o sıra tesadüfen Nallıhan daydı. sürekli cepten beni aradı. Amcamlar bekliyor sakın direk yaylaya çıkmayın buraya gelin diye. Sonra ısrarlara dayanamadık ve Nallıhana o şekilde turist gibi giriş yaptık. herkes bize bakıyorç Biz rahmetli amcam bize iyi karşılama yapacak derken o bize balkondan baya ters çıkıştı. Arabanız yokmu sizin bu ne hal diye..Amca bu ayrı bişey falan ama yok adam köpürdü. Gelin yemek yeyin falan dedi yok dedik ama zorla girdik.. ertesi günde arabayla bizi yaylaya götürdüler. Orada kaldık 2-3 gün. Orada Barışla aramız bozuldu. Dönüşte zaten hepimizd arızalar çıkmaya başlayınca ortak kararla Otobüse attık bisikletleri ve Ankaraya döndük. O günden beri de samimi arkadaşım Keçe ile aram bozuktur.

Dördüncü etkileyici bisiklet turunu Eşimle Fransa Strasbourg'a gitmiştik. O grupla birlikte gezerken ben hemen bir bisiklet kiralayıp şirin lşehhri gezmeye koyuldum. günlüğü 6 euro ydu sanırım. Herkes bisiklete biniyor düz bir yer zaten. Eşip büyük notre Dam klisesinin önünde onların grubunun önünde hava atarak geçtiğimi görünce tepkisi hani bana niye almadın demek oldu. Yahu ben senin bisiklet içinde pazarlık ettim gel gidelim seninki de hazır ben nasıl getireyim falan dinlemedi suratını astı taki.. bisikletci kız direkt işte diğer bisiklet deyince rahatladı. Sonraki gün rotayı çizdik.. Fransa-Almanya.. ya.. işte böyle.. küçük düşünmeyeceksin...:)
işin aslı Strasbourg sınırda. 3 saatlik bir bisiklet yolundan sonra ulaşılıyor. Geçiş Ren nehri üzerinden oluyor. Nehrin bir tarafı Fransa diğer tarafı Almanya. (Aynı bizim saklıkent çayı gibi Muğla-Fethiye) Orada kenarda büyük outletler ve büyük süpermarketler var.. Almanya ne kadar ucuzmuş bir çok konuda.. Kozmetik. motosiklet ekipmanı. ama o zaman motorum yoktu abanamadım:(
Şunu söylemek lazım Fransa da tüm bisiklet yolları işartenmiş ve büyük saygı var bu konuda..
Oradan dönerken epey zorlandık.. aç gözlülük etip, önde ki sepetleri kartonlarla yükselterek zor görülür bir biçimde yola çıktık. Zaten dediğim gibi dönüşler hep zordur birde yüklü olunca..
sonra noel kutlamaları çok erken başladı. aralık 2005 di. her tarafta festivaller biz bisikletle her yerine nüfus ettik şehrin.. belki de en güzel anım buydu..

Beşinci ekileyici bisiklet turunu Bu sene ekim ayında gerçekleştirdim. İSVEÇ. Eşimle İsveç'e Vimmerby kasabasına gittik. Orası hemen bisiklet kiralayıp yakın yerleri amaç edindim. Haritadan rotalar gözüme kestirdim, 2 günlük kiraladım Sanırım 1000 krona , eğer 1 günlük kiralanırsa 600 kron ediyor. (Kronu 5 e bölün YTL i bulursunuz) O gün şansıma hava fena değildi o mevsimde hep yağıyormuş. Vimmerby'den Vastervik 65 km. yol yokuşlu sayılır. Otoban gibi ama yanlarda bisiklet yolları var.
Ben bir de aralarda tüm kilise ve küçük kasabalara uğruyorum. Zaten 10km sadece orman sonra küçücük bir kasanba sonra 10-20 km sonra tekrar küçücük bir fiyork. öyle gidiyor. Etrafta hiç insan yok sadece arada araba geçiyor terk edilmiş gibi. Sonra Vastervik 15 km. yazan yerden sola bir dönüş vardı. zaten önceden haritada işaretlemişti. Nehire gidiyor. Oraya daldım ormana belki moose görürüm diye ama nafile.. ileride bir çiftik var koskoca inekler bana bakıyor. insan yok..ben oturdum nehir kenarıa paylaşacak kimse yok yanımda foto yok ...sadece hatıramda kalacak bir mutuluk. Sonra dönüşte ana yla çıkarken dik bir rampa vardı. Normalde rapma başlayınca hız kesilmez motorda.bi de bizim tekerler dişli olur. Bu asfalt bisikleti. iyice hızlandı tekerler tumuyor ama frenedebasmadım düşene dek. ve sonunda düştüm elllerimde eldiven olmadığından ellerim hep soyuldu.kanadı. Oradan dönmeye karar verdim.iyiki de öyle yapmışım dinlendikten sonra çöken ağırlıkla 5-10 km sonra dizim kilitlenmeye başladı. yağsız dişliler gibi birbirine sürtüyor. Acayip zor bir şekilde kendimi otele zor attım Ertesi gün zaten hava yağmurluydu. teslim ettim ve 40 kronumu geri aldım..neyse bu da fena degildi. Vastevik'e sonra otobüsle gittim:)
ozgur demir(90-06)

 
Toplam blog
: 6
: 2003
Kayıt tarihi
: 06.11.06
 
 

Burada çeşitli başlıklarda ilgi alanlarımı ve bu alanlardaki düşüncelerimi paylaşmayı amaçlıyorum.....