Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ağustos '10

 
Kategori
Deneme
 

Biz böyle değildik

Biz böyle değildik
 

Neler oldu bize böyle? Biz böyle değildik geçmişte;

Milli duygularımız vardı, vatan sevgimiz vardı, tarihimize saygımız vardı…Ne oldu o güzel duygularımıza? Bugün pervasızca ülke aleyhine konuşmalar yapılmakta, yapanlar kınanacak yerde alkışlanmakta, en güzel yurtsever duygularımıza dil uzatılmakta. Biz böyle değildik geçmişte;

Dini duygularımız ve dine saygımız vardı. İnançlı kesim hor görülmezdi, saygı duyulurdu. Şimdilerde inançlarını uygulayanları neredeyse, ikinci sınıf vatandaş gibi görmeye başlıyoruz. İnanç özgürlüğünü hiçe saymaktayız. Evet, biz böyle değildik geçmişte;

Küçüklerimizi sever ve onları korurduk. Durumları iyi olanlar, yoksul aile çocuklarını korumalarına alarak ihtiyaçlarını temin ederler, eğitim giderlerini üstlenirler ve hatta evlenmelerine, iş kurmalarına kadar desteklerini esirgemezlerdi. Ya şimdi? Biz böyle değildik geçmişte;

Büyüklerimizi sayardık, tavsiyelerini dinlerdik. Onların tecrübelerine değer verirdik. Önemli işlerimizde onlara danışırdık. “Danışan dağı aşmış, danışmayan düz yolda şaşmış” özdeyişine bağlılıkla hareket ederdik. O yüzdendir ki, genelde başarılar vardı ama ya şimdi? Biz böyle değildik geçmişte;

Ne kadar çıkarcı olduk. Şahsi küçük hesaplarımızı düşünüp nerden, kimden, ülkeden , devletten nasıl kendime aktarırım hesapları içindeyiz. Bunun için hazine arazilerini gasp etmekten utanmaz hale geldik. Bir tesadüf eseri, yangın ve sair kötü niyetli eylemlerden uzak kalarak bu günleri görme şansına ulaşmış koca koca ağaçları şeytani planlarla, gözümüzü kırpmadan nasıl da kıymaktayız. Yaş kesen baş kesen denilirdi, Fatih Sultan Mehmet zamanında, bir ağaç kesenin kellesi giderdi. Ya şimdi? Biz böyle değildik geçmişte;

Hakkımız olmayan bir şeye elimizi uzatmazdık. Alnımızın terini helalinden yediğimizle gurur duyardık. Yetinmesini bilirdik. Kaderimize de razı olurduk bir anlamda…Daha fazlasını mı istiyoruz? Daha fazla çalışırdık, biraz daha tutumlu olurduk isteklerimizi oluşturabilmek için…Böyle kişiler itibarlı kişilerdi. Ama şimdi en itibarlı kişiler yolsuzluklarla, villalar yapıp, altlarına sıfır model pahalı arabalar alanlar…Bunlara beyefendi deniliyor…İsyanlardayım…Biz böyle değildik geçmişte;

Rüşveti alanı da vereni de ayıplardık. Ama şimdi nasıl yapabilirim de şu maaşı iki veya üç katına çıkarabilirim diye kafa yormaktayız. Bazılarını tenzih ederim ama, eğitimde, ikmale kaldıktan sonra öğretmeninden özel dersler alarak sınıfı geçebilen öğrenci- öğretmen öykülerini dinledikten sonra …Eğitimin içinde bulunduğu açmazlar için söylediğimiz hâl-i pürmelâlimiz…… Biz böyle değildik geçmişte;

Özel muayenehanelerine uğrayıp özel viziteden sonra devletin her türlü imkanlarını hastalarına sunan branş doktorlarına ne buyrulur? Burada Hipokrat yeminine sadık kalan doktorlarımızı tenzih ediyorum. Hipokrat yemininin özünde gerekirse hiç para almadan, icabında hastaya maddi yardım yaparak sağlığa hizmet ve sırları saklamak sözü var. Çok eskilerde, tıp hizmetleri ücretsiz olarak verilmekteymiş, Ama şimdi, para, para, para…Biz böyle değildik geçmişte;

Çalışmayı severdik. Genç olup da, hala ana-baba ekonomisinde yaşayanları dilimize almasak da, düşüncelerimizde ayıplardık. Şimdiki gibi, yan gelip yatanlar yoktu. Harçlık için annesinin kolundan zorla bileziğini alanlar duyulmuş muydu?…Kocasından dul maaşı alarak geçimini sürdüren ninesi ölünce , O’nun görüntüsüne girip, yıllarca ninenin aylığını alan sahtekarlar var mıydı?…Büyükannenin ölmesini bekleyemeyen sabırsızlar, ya tapu kayıtlarında tahrifatlar yaparak veya cana kast suretiyle vaktinden evvel ekonomik rahatlığa erişim planları ve uygulamaları yapmazlardı…Her genç, aileye gurur kaynağı olmak için gayret sarf ederdi…Ya şimdi…Biz böyle değildik geçmişte;

Onurumuz vardı, şahsi onurumuzu her şeyin üzerinde tutardık, zedelenmesine izin vermezdik. Şimdilerde, uzaydan gelmiş gibi yabancılaşmışlar onurlarına…Onur nedir, vicdan nedir diye soran bir gençle muhatap olma talihsizliği yaşadım… Ailenin onuru, Milli onur, korunması gereken önceliklerimizdi…Şimdilerde ayaklar altında, hem de alenen…Tüm değerlerimiz yozlaştı…Biz böyle değildik geçmişte;

Kutsallarımız vardı, üzerine titrerdik. Bayrağımız, kutsal kitabımız, şerefle yaptığımız askerliğimiz. Vatanımız...Ordumuz…Bugünkü dış basından bir haber:”Türkiye’de ordu güç kaybediyor” Bu haberi dinlememiş olmayı çok isterdim. Şimdilerde hangi kutsalımızın ne kadar değerli olduğu tartışılır hale geldi. Biz böyle değildik geçmişte;

Ülkemizin bölünme riskinden bahsedilir oldu…Bir çakıl taşına bile bin canın feda edildiğini düşündüğümüzde söyleyecek sözlerimiz olmalı:

“BU ÜLKE BİZİM…DEĞERLİ ÜLKEMİZ DÜNYANIN EN GÜZEL ENLEMİNDE HARİKA COĞRAFYASIYLA GERÇEKTEN BİR NAZAR BONCUĞU GİBİ… KÖTÜ NİYETLİ DIŞ ODAKLARIN GÖZÜ ÜLKEMİZDE…ZENGİN YER ALTI VE YERÜSTÜ KAYNAKLARIYLA DÜNYANIN CENNETİ…AYNI ANDA DÖRT MEVSİMİN YAŞANDIĞI BULUNMAZ İKLİM…ÜÇ TARAFI DENİZLERLE ÇEVRİLİ TURİZM DAVETİYESİ, YEŞİLLE MAVİNİN KUCAKLAŞTIĞI DOĞA ZENGİNİ… YEDEĞİ YOK ÜLKEMİZİN. GÖZ BEBEĞİMİZ ÜLKEMİZ ÜZERİNE OYUNLAR OYNANMASINA İZİN VERMEYELİM. ETNİK KÖKEN AYRIMCILIĞI FİKRİNİ OLUŞTURARAK BİZİ BİZDEN AYIRMA TAHRİKLERİNE KAPILMAYALIM. TÜRK-KÜRT-ARAP-LAZ-ÇERKES VE ÜLKEMİZDEKİ YİRMİSEKİZ AYRI ETNİK KÖKENLİLER, BİRBİRİMİZE SIMSIKI SARILIP, TEK VÜCUT OLARAK HAREKET ETMELİYİZ. ÜLKEMİZİN BİRLİK VE BERABERLİĞİ VE BÖLÜNMEZ BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNDE HEPİMİZ AYNI ŞEYİ DÜŞÜNÜP, SÖYLEMELİYİZ. HATTA BÜYÜK ÖNDERİMİZİN DEDİĞİ “DAHİLİ BEDHAHLARI” İÇİMİZDEKİ HAİNLERİ GELECEĞİMİZİN GÜVENLİĞİ AÇISINDAN ADALETE TESLİM ETMELİYİZ. BU, MİLLİ BİR GÖREVDİR.

Ben böyle düşünüyorum…

Gönüller dolusu selam ve sevgilerimle…

Yurdagül Alkan.

 
Toplam blog
: 344
: 1671
Kayıt tarihi
: 09.04.09
 
 

Özel bir finans kuruluşundan emekliyim. Hayatın her aşamasını acısıyla tatlısıyla yaşamış biri ol..