Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ağustos '07

 
Kategori
Sosyoloji
 

Bize ne oldu?

Ajanslardan 'Kuş cenneti tarla oldu', Aras Kurudu', 'Söke ovası çöl' gibi haberler akıyor.

Görmeye doyamadığımız Ankara'ya 120 kilometre uzaklıkta bulunan Nallıhan ilçesine bağlı Çayırhan beldesi sınırları içindeki 168 kuş türüne ev sahipliği yapan Kuş Cenneti'nde sular çekilmiş, bu bölgeyi besleyen Aladağ Çayı ise kurumuş.. Suların çekilmesi ve bölgeyi besleyen Aladağ Çayı'nın kuruması, buradaki kuşların sayısında önemli düşüşe neden olmuş.

Çayırhan beldesi ile Davutoğlan köyü sınırları içinde yer alan geniş bir araziye sahip kuş cennetinin sularının çekilmesiyle birlikte bu bölge çevre köylüler tarafından tarla olarak değerlendirilmeye başlanmış.

Cennetler, cehenneme dönüyor.

Başkent Ankara, ise belirsiz ve hesapsız su kesintisiyle kıvranıyor.

İnsanlar bir damla su için oraya buraya koşturuyor.

Birkaç gün önce ülkemizin önemli düşünürlerinden ve aksiyon adamı Mustafa Nevruz Sınacı beyi ziyaret ettim.

Ziyarette; insanlarımızın bencil hale geldiklerini, milletin başka milletlerde olmayan büyük hasletlerini unutur, terk eder hale geldiğini belirterek;'Millet susuz. Ancak, birileri bunu kazanç sayıyor. Naylonla su satanlar, zamlı satmaya başladı.... Benzer durumu deprem bölgesinde de yaşadık. Biz , İnsan ve Kültür Derneği olarak başkaları başka isimlerle yardıma koşarken birileri bir şişe suyu beş milyona satıyordu' diyerek insanların mağduriyetinden para kazanma yolları arandığını söyleyerek, milletimizin kültür ve değerler erozyonuna uğradığını örneklerle belirtiyordu.

Değerler kaybının, ülke yönetimini ellerinde tutanların hal ve hareketlerinden olumlu etkilendiğinin altını çizerek 'Baştakilerin hassasiyet göstermesi halinde, işlerin olumlu anlamda daha kolay gelişeceğini' vurguluyordu..

Eve geldim.

Su siparişi verişler. Sucu, suyu getirdi. Ancak zam geldiğini de 'aslında su kesintisiyle ilgisi olmayıp, rutin artış zamanı' diyerek dikte etti.

Aklıma Sınacı'nın tespitleri geldi.

Ankara Eryaman'da birçok site var

Sanki kurtarılmış bölge..

Kendine ait kültürleri, mekânları olan alanlar

Adata buralarda toplumdan arındırılmış, farklılaşmaya mahkûm edilmiş insanlar yaşıyor.

Bu sitelerden birine artezyen kuyusu açıldı.

Bahçe sulanıyor.

Zaman zaman da başka işlerde kullanmak için su alınıyor.

Aylar var ki sitenin çimleri sulanmadı. Çimler kurudu.

Bu arada Ankara'da suya ''stop'' dendi..

Site sakinleri ve çevredekiler, elerlinde bidonlarla kuyu başına, artezyenden musluk açılır açılmaz su fışkıran hortuma akın ettiler.

Ve açtıkları muslukla bol suya kavuştular. En azından tuvalet vs için sıkıntılarına çare buldular, yeraltından gürül gürül çağlayan su ile.

Ancak ikinci gün..

Site yetkilileri(!) gelerek, millettin su aldığı musluğu söküp, tıpayı bastılar.

Halk suyun kaynağını görmesinler diye; kuyudan gelen hortumların üstünü arabalarla kumlar getirerek kapattılar. Üstlerine de çevreden kopardıkları yeşil otları yığdılar.

Artık sadizmim mi, deyin..

Tedbir mi, deyin..

Ellerinde bidonlarla bekleşen çocuk, hasta, hanım ve yaşlıları 'YASSKKKKK ' diyerek geri çevirdiler.

Sonra mı?

Kuruttukları otlar akıllarına gelmiş olmalı ki, açıp musluğu kirden, terden kokan insanlara inat çimleri bir güzel çimdirdiler..

İnsandan esirgediklerini, otlara boca ettiler..

Hakikaten ne oluyor bu millete?

O, millet ki, sebiller yaptıran

Dağa taşa , kurt kuş su içsin diye pınarlar durduran..

Bırakı insanı kuşların sulanması için özel tedbirler alan, vakıflar kuran bu millet değim mi idi?

Ne oldu da böyle oldu?

Akan suları, insandan kıskanır oldu?

Ey, evlerinde, makamlarında susuzluk çekmeyen yetkililer!..

Haydi vicdanı kaybettiniz. Mana, sizin ellerden uzaklaştı..

Bol su olduğu dönemlerde, kaynak sularını insanların, ağaçların, bitki ve hayvanların hizmetine sunanlar cezalandırmak için madde icad ediyorsunuz..

Peki, bu gün; var olan kaynakları zalimce insandan kıskanan, yok edenlere maddeniz neden işlemez?

Ya da, sıkıntılı günlerde var olan kaynakları insansa sunmanın yolunu bulmaz ve göstermezsiniz?....

NECATİ ÇAVDAR- 9.8.2007

 
Toplam blog
: 40
: 874
Kayıt tarihi
: 06.07.06
 
 

Hayata Elektronik teknisyeni olarak başlayan Çavdar, her kim  ne hal üzere gördü ise  öyle bilini..