Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ocak '08

 
Kategori
Haber
 

Bizim "Carlo"lar

Bizim "Carlo"lar
 

1905 model FİAT otomobil


Bazı yazılarımdan da bildiğiniz gibi benim bir “Fıkra destek merkezi”m var… Değerli dostum, kardeşim Şakir KARPAT…

Bilgisayarımın başına geçtiğimde, internetteki e-posta adreslerime ne gelmiş diye bakarım. Bu gün de baktığımda yine “Fıkra destek merkezi”m bir fıkra göndermiş. Önce size fıkrayı aktarayım.

Carlo İtalya'da Fiat fabrikasında çalışan bir işçi... O zamanki Sovyet lideri Krusçev resmi bir ziyaret için İtalya'ya gelmiş, programda Fiat tesisleri de var. Krusçev, fabrikanın tezgâhları arasında dolaşırken Carlo'ya rastlamış. Herkesin gözü önünde ''Vay Carlo...'' diye sarılıp kucaklaşmış. Orada ayaküstü sohbet etmişler. Tüm protokol bu dostluktan şaşkın... Konuk gittikten sonra patron Carlo'yu çağırıp, Krusçev'i nereden tanıdığını sormuş… Carlo "Hiiç" demiş ''Ben eskiden komünisttim... 1 Mayıs kutlamaları için parti beni Moskova'ya göndermişti. Orada tanışmıştım…''

Olay unutulmuş. Üç beş ay sonra bu kez Amerika başkanı Nixon gelmiş İtalya'ya. Yine aynı program ve fabrika ziyareti var. Tezgâhların arasında yine ''Vay Carlo… Vay Nixon…'' muhabbeti… İyice meraklanan patron ziyaretten sonra Carlo'yu yine çağırtmış. Soru da cevap da aynı…

''Bir ara Amerika'ya göç etmeye kalkıştım. New York'ta başım polisle belaya girdi… Bu Nixon o zaman çiçeği burnunda bir avukattı. Beni o savunmuştu…''

Olay bu kadarla kalsa iyi… İki ay sonra Fransa başkanı De Gaulle ziyaretinde de aynı manzara yaşanınca Patron Agnelli derin bunalımlara girmiş. Kendisini tanıyan yok, yanında çalışan Carlo'nun uluslararası çevresi var. Yine Carlo’yu huzura çağırmış.

— De Gaulle'ü nereden tanıyorsun?

— Nazilere karşı Paris'te yeraltı savaşı yapıyorduk, özel kuryesiydim…

— Sen herkesi tanır mısın?

— Evet, hemen hemen…

Patron iyice hırslanmış…

— Neredeyse Papa da arkadaşım diyeceksin…

Carlo gülmüş…

— Tabii… Yakın arkadaşımdır…

Çıldırma noktasına gelen Agnelli haykırmış;

— İspatla… İspatlayamazsan seni kovarım…

Carlo;

— Tamam, bu pazar ayininde Vatikan meydanında olun. Papa balkondan halkı takdis ederken ben yanında olacağım…

Patron pazarı iple çekmiş. Vatikan'da Papayı bekleyen kalabalığın arasına karışıp beklemeye başlamış. Bir süre sonra Papa balkona çıkmış. Yanında Carlo… Kalabalığa bakıp, patronunu bulmaya çalışıyor. O sırada bir kargaşa olmuş. Biri bayılmış. Carlo bayılanın kendi patronu olduğunu görünce Papaya ''Bana müsaade" deyip meydana koşmuş. Agnelli yerde yatıyor. Bir iki kişi de ayıltmaya çalışıyor. Carlo çevresindekilere, ''Bu benim patronumdur; ne oldu?'' diye sorunca biri cevap vermiş; “Siz Papa ile balkona çıktığınızda bunun önünde iki Japon turist vardı. Japonlardan biri senin patronuna döndü ‘Şu sağdaki bizim Carlo, ama yanındaki kim’ diye sorunca senin ki düşüp bayıldı… “

Fıkra bu kadar…

Aslında çevrenize dikkatlice baktığınızda, etrafta birçok “Carlo” görürsünüz. Onları hemen herkes tanır, onların da hemen herkes ile “Vay be… Nerelerdeydin, nasılsın” gibi muhabbetleri olur. Ne var ki ne kendilerine ne de çevrelerine faydaları olmaz. Bir otomobil fabrikasında, bant başında tek bir parçayı yerine takmak gibi rutin işlevleri vardır.

Dünya genelinde bazı siyasiler de böyledir. Sabah kalkarlar, günlük “Medya demeçleri”ni verirler, ama ne dediklerini kendileri de anlamazlar, günü geçirirler.

Siyasilerden bazıları vardır, dünya genelinde tanınırlar. Herkes bilir onları. Onlar da “Günlük” yaşarlar ve yaşanan olaylar karşısında “demeç” verip gezerler.

Arada sırada “Vay kardeşim…” diye de bir yerlere telefonlar filan açarlar…

Ama herkesi de tanırlar, herkes de onları tanır.

Peki, Türkiye olarak bizde de “Carlo”lar var mı?

Olmaz mı?

Bakın etrafınıza, birçok “Carlo” göreceksiniz…

05 OCAK 2007

DİP NOT: 1899 yılında kurulan FİAT otomobil markasının açılımı; “Fabbrica İtaliana Automobile Torino” yani “Torino İtalyan Otomobil Fabrikası” demektir.

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..