Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Temmuz '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bizimkisi Bir Havuz Problemi

Bizimkisi Bir Havuz Problemi
 

Halka İnme Çalışmaları no:7
Geçen bölümde kalınan yer: O da ne? Az önceki delikanlı yerinden kalktı, bize doğru bakıyor. Güneşten gözleri kısılmış, eliyle gölge yaptı. Allah Allah, yine bize doğru geliyor sanki. Evet, evet, geliyor! Hayırdır inşallah!!

Delikanlı emin adımlarla bize doğru yaklaşadursun komplocu ve evhamlı yazarınızın aklından bin bir türlü senaryo resmigeçit yapmaya hazırlanmıyordu. Delikanlı son düzlüğe geldiğinde yönünü yan tarafa çevirdiğinde derin bir oh çekmişim ki kayınço “noldu abi?” diye sordu.

Delikanlı yanımızdaki çifte yanaştı. Eğildi. Çok da yüksek olmayan bir tonla bir şeyler söyledi. Ben söylediklerini duymak için elimden gelen gayreti gösterdim. Arada duyduğumdan tam emin olmadıklarımı da kayınçoya taahhüt ettirdim.

Efendim, elbise ile havuz kenarında oturmak yasak” dedi genç çocuk. Yanımızdaki çift öyle smokinle filan havuz kenarında duruyor değildi. Adamın altında şort (muhtemelen şort mayo) üstünde de tişört vardı. Kadının ise tüniğe benzer bir elbise. Kadın kıyafetleri konusunda pek bilgim olmadığından detaylı bilgi veremiyorum. Ama absürd bir kıyafeti yoktu.

Yahu burası Fransa’nın bir kasabasındaki “çıplaklar kampı” mı? Birincisi havuz kenarında şortla tişörtle durmanın ne sakıncası olabilir ki diye düşündüm. Genç adam gidince çiftin erkek olanına sordum. Meğer kadının elbisesine laf söylemiş. Yani kadın o elbiselerle havuz kenarında duramazmış. Adama laf yok.

Bu arada havuz öyle izole bir mekân da değil. Şöyle ki zeminden merdivenlerle inilen havuz alanında, bir market, kafeterya, çocuk oyun odası mevcut. Yani zaten havuzun o kenarında giyinik insanlar cirit atıyor. Havuzun bu kenarında ise avlu duvarı var. Havuzun üç yanı şezlonglarla kaplı…

Adamceğiz havuza keyif yapmaya gelmiş, kadınceğiz de eşini yalnız bırakmamak için havuz başına gelmiş, gazetelerini de getirmiş, “evde balkonda okuyacağıma havuzun kenarında okurum, hem de bizim beye göz kulak olurum” demiş. Suç mu?

Evet, yasak! Yasağı delerseniz de suç! Bizim kurallar böyle maalesef. Genç oğlan elbiseyle havuz kenarında oturulmaz dediyse olay bitmiştir. Ya kadın soyunacak, ya da evine gidip mutfağında okuyacak gazeteyi. Zira nahoş olaylar cereyan edebilir. Münakaşa anlamında yani…

Daha evvel ki bir tecrübemde benzer giyinik olma hadisesini ben de yaşamıştım. O zaman zevce hazretleri de bana eşlik etmeye karar vermiş ve birlikte inmiştik havuza. Tabi böyle halka inme çalışması filan yok ortada. Öğle vakti olduğundan havuza girerken şapkamı çıkartmadım. Zaten suya kafamı sokmayı da pek sevmediğimden sahillerdeki amcalar gibi şapkayla sudayım :)

Genç havuz görevlisi arkadaş havuzun kenarına gelmiş ve beni uyarmıştı. Meğer şapkayla havuza girmek yasakmış. O an için saçma gelmişti bana. Sonra düşününce enfeksiyon riski açısından yasağı makul karşıladım.

Ancak geçen defaki incelemem sırasında karşılaştıklarımdan sonra bu yasağın da manasız kaldığını gözlemledim… Evet, o günkü kayınçolu araştırma-inceleme havuz sefamızın ardından uzun bir süre geçmişti. Artık yeniden bir inceleme yapmanın vaktiydi.

Hayat dinamik bir süreç olduğuna göre hayatın içindeki birçok şey de bu dinamizmden etkilenebilirdi. Kaldı ki havuz dediğimiz şeyin kullanıcısı insanlar olduğuna göre dinamik olmaları kaçınılmazdı. Bunları araştırmak da yine bana düşmüştü.

Geçtiğimiz hafta sonu bu amaçla yeniden havuza indim. Bu defa eskiye oranla daha sakin idi. Herkes yaz tatiline gittiği için öyledir diye düşünmüştüm, yanılmışım. Meğer dışardan gelenleri havuza almamaya başlamışlar ki bu da makul bir karar idi. Zira bir hafta içi akşamüstü yukarıdan gözlem yaptığımda havuzumuzun bir aquapark kadar kalabalık olduğunu müşahede etmiştim, “bütün site havuza inmiş” demiştim.

Hatta o gün site müdavimlerinin havuz partisi verdiği ve bir nevi tanışma festivali düzenlendiğini bile düşünmüştüm. Oysa ki oradakilerin yarıdan fazlası dışardan gelen tanıdıklarmış. Tabi sebeb-i ziyaretleri havuz sefası :)

İşte dışarıdan girişler engellenince havuzumuza bir huzur gelmiş. Yine şezlongların tamamı dolu, fakat sakin bir kalabalık var. Afacanları hariç tutuyorum. Yaşları 2 ile 8 arasında değişen 10-12 velet var. Bereket eski velet takımından usturuplular… Dışarıdan geldiklerini şimdi anladığım eski velet takımı “combadanak” atlama yarışması tertip ediyor ve “havuzu kim daha fazla taşırdı” muhabbetine girişiyordu adeta.

O zamanlar havuza combadanak atlamak serbest, şapkayla girmek yasak diye yazı yazmayı düşünmüştüm de araya giren başka şeylerden dolayı kalmıştı. Artık gerek kalmadı tabi.

Araştırmacı ve buruşturmacı yazarlığımın gereği olarak halkımızın nasıl eğlendiğini, nerelerde eğlendiğini, eğlenirken neler yaptığını, eğlencelerinde yasaklara ne derece uyduğunu ve toplum huzuruna katkılarının hangi boyutlarda olduğunu anlamak için yaptığım çalışmaların bu defaki ayağı “havuz ayağı” idi.

Bazı art niyetli insanlar bu araştırma sırasında güneşin altında kalmak zorunda olduğumu bilmediklerinden olsa gerek, benim bilerek bronzlaştığımı ve keyfime kâhya bulmam gerektiğini düşündüler. Oysaki son derece önemli bir araştırma yapmaktayım.

Tabi arada böyle çürük elmalar çıkması olağan. Ben bütün eleştirilere göğüs gererek; araştırmacı ve yaraştırmacı yazarlığımın bana verdiği güce ve yetkiye dayanarak; halkımızı aydınlatma amacı güttüğüm bu türden araştırmalarıma devam edeceğimi peşinen beyan ederim.

Sonuç olarak diyebiliriz ki

• Havuzlar insanları eğlendirir
• Her yerin yasakları olduğu gibi havuzların da yasakları vardır
• Her yasak makul ve mantıklı olmak zorunda değildir
• Her havuzun dibi aynıdır
• Her havuzun suyu içilmez

Sevgi, hürmet ve muhabbetle..

Murat HACIOĞLU

www.murathacioglu.com

 
Toplam blog
: 656
: 1708
Kayıt tarihi
: 08.12.08
 
 

Allah kimisine “Yürü ya kulum” demiş. Ben onu “Yürü, yaz kulum” anladım. Yürü anca gidersin manas..