Bizleri uyutuyorlar..

Cumartesi günü Cumhuriyet Halk Partisi başkan yardımcısı Sayın Onur Öymen saat 18.00 de Gemlik sahil kordonunu ziyaret ettiler.

Yanındaki milletvekili Abdullah Özer ve il -ilçe teşkilatından birkaç kişi dışında halktan kimse yoktu.. Ben şahsen sayın Onur Öymen’i saygı değer bir kişi olarak gördüğüm ve sevdiğim, gazetecilik damarımda kabardığı için oradaydım..

Sayın Onur Öymen, beni görünce; “Sayın doktor yine sert yazılar yazıyor musun?“ diye beni hatırladığını gösterdi..

Ayaküstü vatandaşın elleri sıkılarak, bence kısa bir seçim turu atıldı. Buradan da Orhangazi’ye yemek için gittiler..

Ben bu klasik turda kısada olsa birkaç şeyi, kendilerine ve milletvekilimiz Abdullah Özer ‘e aksettirmeye çalıştım..

Konular şuydu; Cumhuriyet Halk Partisinin dinlenmesi olayının, karşı tarafın belgeler göstermesiyle adeta Önder Sav‘ın hatalı olduğu, C.H.P.‘yi güç duruma düşürmemek için Önder Sav’ın hatasını kabullenip, istifa etmesinin parti yararına olacağını söylemem bu milletvekili tarafından inatla kabul edilmeyip, sizler partiyi koruyun dedi.

Yanlış olan bir hatayı aklı başında bir kişi nasıl müdafaa edebilir Sayın Abdullah Özer, bizler piyon askerler miyiz?

İkinci konu; Sayın Prof.Dr. Yaşar Nuri Öztürk ‘ün partiden uzaklaştırılması.. Yaramazmış, söz dinlemiyormuş..

Ben dedim ki ; C.H.P ‘nin yumuşak karnı. Din konuları.. Burada tek savunmacınız Yaşar Nuri hoca oluyorken, siz yaramazlık yapıyor diye bu kişiyi kaçırmanız hatadır. Her türlü kaprisi olsa bile içinizde kalmalıydı.

Zülfü Livaneli, İlhan Kesici, Yaşar Okuyan, Hulki Cevizoğlu ve hatta Tuncay Özkan gibileri harcıyor, belirli bir çekirdek kadro partinin yönetimine yerleşmiş, kimseyi içeriye sokmuyorlar. Gençler, yeni değerli isimler yok..

Seçimi kaybediyorlar, yine oradalar.. Sanki çete gibiler.. Onlar utanmıyorlar, bari sizler yeter artık deyin..

Şunu anladım ki sayın okurlarım, ben ve sizler boşuna konuşuyoruz.

Adamlar kadrolarını kurmuşlar, aralarına kimse girmesin biz bu kaymaklı kadayıfı yiyip, partinin gariban üyeleri sayesinde koltuğumuzdan kalkmayalım diyorlar.. İşin özeti bu…

Deniz Baykal ayrılsa, ölse (Uzun ömür versin) yerine ikinci bir kişinin ismini söyleyin dedim, bana sert sert bakıp bu doktorda çok oluyor demişlerdir. Sevimsiz duruma düştük..

Son olarak arabasına binerken Sayın Onur Öymen “Doktor sert yazmaya devam et “ dedi. Ellerini sallayıp lüks arabalar içinde akşam yemeğini yemeğe gittiler.

Afiyet olsun.

Ben de evimde çorbamı içip, Allah’ım biz koru dedim…

ozcanvural1933@hotmail.com