Blog dedikoduları....

 

Uzun süredir kendisiyle bir muhabbetimiz yokken, benim "Aşk evlilik" kategorisinde yazdığım bir yazıya 5 tane yorum göndermiş ben de cevaplarıyla birlikte bu yorumları yayınlamıştım. Ancak son yorumu ise yönetim tarafından yayından alınmıştı. Daha sonra benim yazdığım bu yazıyla ilgili olarak kendisi de "Aşk evlilik" kategorisinde benim yazımı hicveden bir blog yazmıştı. 

 

Sonrasında ise kitap sahibi blogcular ve kitapsızlar başlıklı bloguma ise kendisinin adından söz etmememe rağmen, yayınlanmayacak şekilde bir yorum yazmış, ben de polemik olmasın diye bu yorumu yayınlamamıştım. Sayın Yılmaz Çetingöz'ün "MB de huzur yok" adlı yazısındaki bazı yorumcularla polemiğe girmemek için kendisine özel bir mesaj göndermiştim. Gönderilen mesajların yayınlanması veya yayınlanmaması ise kişinin kendi tasarrufundadır. Ben mesajımda "Kesinlikle yayınlamayın" veya "Neden yayınladınız?" diye de bir serzenişte de bulunmadım. 

 

Sayın Culduz kendisine gönderdiğim gaz konusundaki mesajımı blogunda yayınlamış. Ancak kendisiyle karşılıklı 10 dan fazla mesajımız oldu. Bu mesajların hepsi bende kayıtlıdır. Hepsini yayınlamama gerek yok, ancak bana çok komik gelen bir mesajını burada paylaşmak istiyorum. 

 

"Yazılarınız benim için faydalı elbette. Kuyruk acısı olan ödlekleri içtima ediyorsunuz. Onların sayfanızda ağlaşıp zırlaşmaları neşe kaynağı benim için. Pastane, kafeterya, restoran veya kenef...Bir yerde buluşulacak tabii. Aralarında banka dolandırıcısı bile var. O okyanusyalı arkadaşınızın "Ilk ithalatimi nasil yaptim" başlıklı yazısı var mesela... Üstelik size ithaf edilmiş:))) Başkasına ithaf etseydi şaşırırdım zaten. Ne de olsa aynı tavanın balığısınız. Gördüğünüz gibi ben de bu tür "hastalıklara" teşhis koyuyorum. Ama kabul edersiniz ki iyi koyuyorum.(Teşhisi yani). Size hayırlı çalışmalar diliyorum Sayın Işık:)))"

 

Halbuki ben kendisine bir an önce Almanya'da tedavi olmasını önermiştim...