Blog yazarlarının siyaset yorumlarına yorumum...

Politika hakkında şu blogda bile yazılıp çizilene gıcığım... Kimin hangi partiye sempatisi olduğu umurumda değil... Bir taraf olan kişilerin de tarafsızlığı savunması doğru değil... Herkes kendine bir taraf edinmiş... Doluma hazırlanan sarjlı piller gibi gördükleri safları, yazdıklarıyla kandıracaklarını sanıyorlar... Oysa katıksız olan da kalmadı, saf tutmayan saf da... Bunu görmeyenler nesneye ışıksız bakanlardır...

Ben şunu biliyorum ki benim paramla tarafı olsam da olmasam da her parti, meydanları broşür vs. çöplüğüne çeviriyor... Yine benim paramla bana reklam olmaya çalışırken bu afişlere harcanan bedelle bir çok aç, garip yoksul insan doyurulur hesabı hiçbir parti tarafından yapılmıyor...

Kime taraf olup oy verelim ki şimdi ya da kime kızıp vermeyelim... Bir diğerinden ne kadar farklı ki... Farkı fark etmek o kadar zor ki...

Şimdi bir küfür olmaktan çıkıp deyim halini alan “belden aşağı vurmak” lafı geçiyor her yazıda... Başbakan Baykal’ı belden aşağı vurmakla suçladı falan, falan gibi... 18 Temmuz 1969’ da Başbakanken Süleyman Demirel, "Birbirimizi yemeyelim. Birbirimizi yiyerek karnımızı doyuramayız, " demiş... Sayın Demirel bile 2007’ye gelene kadar bu haklı sözünün ardında ne kadar politikacıyla dalaştı ben sayamadım, sayan açıklasın...

Politikanın yalanla eşitlenmesinden sıkıldım artık... Ben inanıyorum ki duvarlara yapışsa da, bayrak olup köprülere asılsa da, meydanlarda bağıra çağıra, küfürlü, hakaretli konuşulsa da her şahısın aklındaki ne isim değişir, ne evet basılacak partinin logosu...

Tek başına ya da koalisyonla, hangi parti ya da partiler iktidar olursa olsun hiçbir şeyin değişmeyeceğine inanan bir birey olarak... 22 Temmuz’un vatana, millete hayırlar getirmesi dileğimdir.