Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Mayıs '12

 
Kategori
Kitap
 

Blogger Kraliçesi PuCCa kim

Blogger Kraliçesi PuCCa kim
 

kitap kapağı


Hiç vaktim yok, ama dayanamayacağım, PuCCa kim size söyleyeceğim. Çoksatan fobim vardır olmasına da, aynı zamanda hep adaletten yanayımdır, aşağılarken bile önce okumam gerek, ondan sonra ancak fikir beyan ederim. Yine uzun bir rezistans döneminden sonra PuCCa'nın Küçük Aptal'ın Büyük Dünyası'nı okudum; ama ne okumak: yemek yerken, kızıma yemeğini yedirirken, onu uyutup sonra ben kitabı bırakıp uyuyamazken... Üstelik yine araştırmacı gazeteci kimliğime karşı koyamayarak bloguna, twitter'ına uzandım.

Sakız oldu artık ama PuCCa uğruna kaldığı on dört katlı apartmanı ateşe verdiği erkek arkadaşından ayrılınca ondan intikam almak için bir blog açıyor ama eski sevgilisine kıyamayıp içini döktürüveriyor blogspot ortamlarında, ilk yazıları 2008'e dayanıyor PuCCa Günlük'ün. Facebook, o out olunca Twitter derken internetin ağlarını tatlı bir örümcek gibi gittikçe artan bir hızla takipçi-izleyen toplamakta ustalıkla kullanıyor. Kullanıyor derken ünlü olmak vs için yapmıyor bunu. İşte onun farkı tam da burada.

İşsiz kaldığı, sevgilisinden ayrıldığı, yavaş yavaş tanınmasıyla birlikte sevenleri kadar kendisine kötü ithamlarda bulunanların da türediği kötü geçen bir yılın ardından bir gün Cem Mumcu'nun twitter hesabından ona 'Dosyanı gönder de basalım' mesajı gelir. Şaşırır, inanmaz; ama sonunda Cem Mumcu'yla birkaç kez buluşur, yemek filan yerler ve PuCCa başlar Küçük Aptalın Büyük Dünyası'nı yazmaya. Bendeki 24. baskı. Derken bir de PuCCa Günlük ve Geri Kalan Her Şey gelir. İki kitap da Dizüstü Edebiyat basan çikolata gibi müthiş iç açıcı kapakları olan Okuyan Us Yayınları'ndan çıkar.

'Sanat sepet işleri' gibi küçümseyici ifadeler kullanan, romanı pembe dizi aşk kitaplarından ibaret sanan insanlar bile edebiyatta, sinemada, reality show'larda sahte ile sahiciyi şıp diye havasından, kokusundan, gözünden anlar. PuCCa da öyle. Kalbini öyle doğallıkla açmış ki, rüyalarını, sevgilerini, ailesini paylaşmış. Hiç yüksünmeden. Deli gibi güldürerek ve de. Müthiş benzetmelerle, cuk diye oturan küfürlerle, yaşından beklenmeyecek ilişki analizleriyle... Yani öyle PuCCa olmak kolay değil, kendinden vereceksin. Bloguna yayılmış sıradışı fotoğrafları, profil resmi olarak Marilyn'i kullanmak ve 'Ben sizden biriyim', aranızdan çıktım benzeri komiklikleri ana sayfana yazmakla olmuyor.

PuCCa herkesle olduğu gibi kendiyle de acayip dalga geçiyor. Beni bir insanla direk kaynaştıran bir özellik bu. Gülse Birsel de öyledir, kendiyle ilgili espriler yazar dizilerine. Hayata her şeye rağmen gülerek bakabilmelerinin, kendileriyle dalga geçebilmelerinin etkisi var galiba bu insanların bu kadar sevilmesinde. Sahiciler.

PuCCa kim diye google araması yapanlar çokmuş. Herhalde Okan Bayulgen'in programına çıkmadan önce daha çoktu. Ben de diyorum ki dış görüntülere, etiketlere ne ihtiyaç var, PuCCa zaten bloglarında, twitter sayfasında yazdıkları, takipçilerini satın almaları için tehdit ettiği nur topu gibi iki kitabıyla kim olduğunu, kendini hiç sakınmadan gösteriyor İzmirli kızımız. Milliyetimizin:) de Cadde ekinde yazarlık yapıyor.

 

 
Toplam blog
: 132
: 3374
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Odtü mezunu; edebiyat ve sinema düşkünü biriyim. AFSAD’ta fotoğraf, Sinematek’te film yapımı üzer..