BM Güvenlik Konseyi ve Amerika’nın “Kızgın Yalnızlığı”

Dün Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi,  ABD'nin Kudüs'ü 'İsrail'in başkenti' olarak tanıma kararına karşı Filistin'in hazırladığı karar tasarısını görüşmek üzere toplandı.

ABD öneriyi veto ettiği için Filistin, görüşmede hukuki açıdan istenilen sonucu alamadı. Ancak Amerika’nın düşmüş olduğu “kızgın yalnızlık”  durum açısından tarihi bir gün yaşandı. Bu, ABD tarihinde çok önemli bir dönüm noktasının başladığı gün olacaktır.

Neden mi?

Aslında BM Güvenlik Konseyi’nden çıkacak hukuki sonuç, Amerika’nın tutumundan dolayı ta başından beri belliydi. Çünkü Sn. Cumhurbaşkanı’nın  “Dünya beşten büyüktür” sözüyle dikkatleri çekmek istediği şey gerçekleşti. Bilindiği gibi BM Güvenlik Konseyi’nde daimi üyeler ABD, İngiltere, Çin, Fransa ve Rusya'dan birinin veto hakkını kullanması ile öneri reddediliyor. Öyle de oldu. ABD, reddetti ve görünüşte kazandı.

Ancak ABD’nin görünüşteki bu kazancı(!), aslında, zafer değil, hezimetti. Çünkü ABD, belki de BM Güvenlik Konseyi toplantıları tarihinde ilk defa yalnız kaldı. Oylamada, ABD'nin önemli müttefiklerinden olmalarına rağmen İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya ve Ukrayna da tasarı lehinde oy kullandı.

Toplantıda ABD Temsilcisi Nikky Haley’nin sözleri ve kendisi ile beraber yanındaki arkadaşının beden dili, Amerika’nın düşmüş olduğu “zavallı ve kızgın yalnızlık” durumu ele veriyordu.

Haley,  söz konusu karar tasarısını "hakaret" olarak ve “Amerika’yı aşağılama” olarak tanımladı ve ABD değil de diğer üyelerin utanması gerektiğini” söyledi. ABD Temsilcisi bayanın salonda yankılanan sözleri, “kızgın yalnızlığın” boyutunu da gösteriyordu:  "Bu, unutulmayacak!"

Temsilci Nikky Haley bunu söylerken,  gözleri nefret ve kızgınlık saçıyordu. Çünkü o da oylamada  “Utanılması” gereken bir durum olduğunun farkındaydı. Çünkü Amerika yalnız kalmıştı.

Evet, Bayan Haley, bu gerçekten unutulmayacak. Bu, yalnızlığı ne siz unutacaksınız, ne de kana buladığınız Ortadoğu halkları ne de dünya Müslümanları unutacak.

Demek, tarihin çarkları tersine dönmeye başladı. Artık, kızgınlıkta, yalnızlıkta, utanma da size ait olacak.

Necip Fazıl Kısakürek’in dediği gibi, “surda bir gedik açtık, mukaddes mi mukaddes. Ey kahpe rüzgar artık ne yandan esersen es...”