Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ocak '17

 
Kategori
Söyleşi
 

Bodrum'da doğduğu evi Meyhane yaptı: Kalamare

Bodrum'da doğduğu evi Meyhane yaptı: Kalamare
 

Bodrum’un en kişilikli mekanlarından  biri Kalamare… Daracık bir sokakta mavi beyaz fonuyla, tam bir Bodrum meyhanesi… Bu sıcacık mekanın işletmecisi ise güzeller güzeli bir Bodrumlu; Evrim Özkeskin…
 
Evrim Özkeskin, doğduğu evi dört yıl önce meyhaneye çevirdi. Bu şirinlik abidesi mekanın tarihi nereden baksanız 250 yıl öncesine uzanıyor. Bu bildiğimiz tarihi… Girit mübadelesinde aileye verilen taş evin öncesi de var elbette. Buram buram tarih kokuyor her köşesi… Kapısı, penceresi, çatısındaki deniz feneri, taş duvarları, katran ağacından tavanı ile insanın ruhunu dinlendiren bir mekan burası… Hani kapının önüne bir sandalye atıp akşam çayını içtiğiniz, komşuyla iki çift lafın belini kırdığınız, dar sokaktan geçen tanıdıklara laf attığınız bir eviniz olsun istersiniz ya… İşte Kalamare’deki sıcaklığı ancak öyle tarif edebilirim size…
 
Bodrumlu Evrim Özkeskin, Kalamare’nin yaratıcısı, işletmecisi, hatta tasarımcısı!.. Bir tek aşçısı değil, çünkü mutfakta işinin tam ehli bir usta var!.. Ustanın hüneri, elinin lezzeti, sadece Bodrum’da değil, karşı adalarda bile nam salmış… Komşudan gelenlerin uğrak yerlerinden biri olmuş Kalamare… Mekanın müdavimleri yaz kış gelmeye devam etse de, her yıl gelişen bir müşteri portföyü var bu şirin Bodrum meyhanesinin… İnternetteki seyahat sitelerinde aldığı puanlar, Bodrum’a ilk kez gelenlerin bile merakını cezbediyor. Üstelik fiyatlar da her bütçeye uygun…
 
Kalamare’nin genç işletmecisi Evrim Özkeskin’le meyhanenin arka bahçesinde buluştuk. Begonvillerin altında sıcacık bir sohbet gerçekleştirdik. Biz sorduk, Evrim anlattı. Meyhane tadında bir söyleşiye davetlisiniz…
 
Nereden aklına geldi doğduğun evi meyhane yapmak?
 
Aslında bu benim değil, babamın (Zeki Özkeskin) hayaliydi. Girit mübadelesinde aileye geçmiş bu ev. Babam ve annem evlendikten sonra buraya taşınmışlar. Dolayısıyla ben de bu evde doğdum, bu mahallede büyüdüm. Ama hiç böyle bir hayalim yoktu, dört yıl öncesine kadar. Ama çocukluğumda babamın bu evi bir restorana çevirme hayalinden bahsettiğini hatırlıyorum.  Ben O’nun hayalini hayata geçirdim. Güzel de oldu…
 
Evden meyhaneye dönüşürken nasıl bir evrim geçirdi mekan?
 
Aslında hiçbir şey değişmedi. Her yıl minik bir şey ekliyoruz ama ev ve bahçe orijinalliğini tamamen koruyor. Evin mutfağı, şimdi meyhanenin mutfağı oldu. Zaten biz bu salaş halini koruduğumuz için tercih ediliyoruz diye düşünüyorum. Şık değiliz ama çok rahat ve konforlu bir meyhaneyiz. 
 
Kimler geliyor daha çok?
 
Curcunadan kaçmak, keyifli bir akşam geçirmek isteyen herkes geliyor. Bodrum’da yaşayanlar, tatilciler sık sık konuğumuz oluyor. Yabancılar çok tercih ediyor. Özellikle Yunan müşterilerimiz bayılıyor buraya. Ara sokakta olmamıza rağmen gelip bizi buluyorlar. Seyahat sitelerinden, internetten görüp geliyorlar. Ünlüler de sıkça konuğumuz oluyor ama biz bunu duyurmamayı tercih ediyoruz. Çünkü insanlar mekanın sakinliğine, Bodrum ambiansına geliyorlar ve keyifli bir akşam geçirmek istiyorlar.
 
Ünlüler demişken, bu evin bir de ünlü isimlere ev sahipliği yaptığını duyduk. Nedir bu işin aslı bir de sizden dinleyelim?
 
Ev, babamın halasına aitti önceleri. Bir dönem kiracıları oldu. Fikret Hakan, Hümeyra, Ali Poyrazoğlu bu evde yaşadı. İlk kiracısı da İstanbul As Sinemaları’nın sahibiymiş. Bu insanlar, Bodrum’u doğal haliyle, olduğu gibi yaşamak istiyorlardı. O nedenle de tipik Bodrum evlerinde kalmayı tercih ediyorlardı. Şu an bizi tercih etmelerinin nedeni de bu aslında.
 
Biraz da lezzetlerden bahsedelim mi? Kalamare’de ne yenir, ne içilir?
 
Deniz ürünlerine ağırlık veren bir meyhaneyiz biz. 40 çeşit mezemiz var. Mevsimine göre değişiyor tabii. Daha çok ara sıcak ağırlıklı mutfağımız. Ahtapot ızgara, ahtapot salatası, kalamar ızgara, kalamar tava, sübye pilavı, kalamar dolma... En ünlü lezzetimiz de ahtapot kokoreç… “Ahtapotum geldi bir Kalamare yapalım” diyenler, soluğu burada alıyor anlayacağınız… Şöyle söyleyeyim, ben küçükken ahtapot ve sübye sevmezdim. Ama şimdi bizim ustanın yaptığı ahtapota bayılıyorum. Bu konuda gerçekten çok hünerli.
 
Yöresel tatlar var mı menüde?
 
Tabii ki. Her şey taze, her şey mevsimine göre Kalamare’de… Yerel otlardan hazırladığımız mezeler çok beğeniliyor. Hardal otundan tutun da cibeze kadar dilediğiniz her yöresel lezzeti bulabilirsiniz burada. Girit mezesi ve ustamızın adını verdiği “İmbat”, en iddialı mezelerimizden… Tabii balık tercih etmeyenler için de köfte, dil söğüş, ciğer gibi seçeneklerimiz de var.
 
Siz de mutfağa giriyor musunuz?
 
Çırak olarak!.. Usta bana meze yapmayı öğretiyor şu sıralar. Ama ben daha çok tatlı yapmayı seviyorum.
 
Meyhaneyi açarken bu kadar ilgi göreceğini düşünmüş müydünüz?
 
Kalamare’yi açarken insanların tercihlerini, beklentilerini merak edip araştırdım elbette. Gençlerin, ailelerin ve özellikle de kadınların rahatlıkla gidebileceği yerleri arayıp bulduklarını gördüm. Kısa sürede burası da o havayı yakaladı. Şimdi kızlar geliyor Kalamare’ye… Kına eğlencesi, bekarlığa veda partisi bile yapıyorlar… İki arkadaş gelip geç saatlere kadar huzur içinde yemek yiyorlar… Bunu yakalamak çok hoş benim için. Kaldı ki ben meyhaneye giden bir insan bile değildim!
 
Yorucu bir iş mi meyhane işletmek?
 
Ben iş olmadığı zaman yoruluyorum. Mekan tıka basa dolduğunda herkes mutlu bizim mutfakta. Kimse yoruldum demiyor. Keyifli bir iş yani.
 
Peki Evrim Özkeskin kimdir? Asıl mesleği nedir? Biraz da kendinizden bahsedin bize…
 
Ben grafik tasarımı ve işletme eğitimi aldım. İki yıl ABD’de, bir yıl da Belçika’da eğitim gördüm. Grafik tasarımı eğitimim, kendi logomu ve tabelamı yaparken çok işe yaradı doğrusu. Aslında eğitime ara vermedim. Bu sene AÖF Uluslararası İlişkiler’e kaydımı yaptırdım. Bir yandan okumaya devam ediyorum yani. Bunun dışında dünyayı gezmeyi seviyorum. Özellikle soğuk iklimli ülkeleri tercih ediyorum. 17 yaşına kadar kar görmemiş bir Bodrumlu olarak tam anlamıyla bir kar aşığıyım diyebilirim.
 
Hedefinde ne var?
 
Kısa dönemde Kalamare’de Girit kahvaltısı vermeyi planlıyorum. Henüz proje aşamasında. Bunun için bir sabah ekibi kurmam gerekiyor. Küçükken hayalim minik bir butik açmaktı. Takı yapıp, bir şeyler dikmek isterdim. Dedem, babaannem terziymiş. Annemde var o yetenek. Amerika’da değişim öğrencisiyken ders almıştım ben de. Yapabileceğimi biliyorum. Bunu belki ileride meyhane ile birleştirebilirim. Sanat cafe gibi bir konseptimiz olabilir. Yaşayıp göreceğiz.
 
Bu güzel sohbet için teşekkür ederiz. Bu arada hemen ekleyelim, biz menüye şöyle bir göz attık, bu meyhanede her şey bütçeye uygun… Mezeler 8-9 lira… Ahtapot ızgara 35 lira. Balığa göre fiyat değişse de gönül rahatlığıyla oturup, hesap isteyebileceğiniz bir mekan Kalamare… Şimdiden afiyet olsun!
 
Toplam blog
: 32
: 1048
Kayıt tarihi
: 04.08.13
 
 

Selda Öztürk, 1992 yılından bu yana aktif olarak medya sektöründe çalışmaktadır.  Ulusal ve yerel..