Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Eylül '14

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Bodrum'daki yüksek fiatların sebebi

Bodrum'daki yüksek fiatların sebebi
 

Bu yaz Mayıs ayından bu yana gezegen durumdayım. Önce Bodrum, sonra 3 ay Avşa adası, sonra gene Bodrum.Bu uzun gezi yaşamı benim bir çok konuda deneyim ve bilgi sahibi olmamı sağladı.Ben de bugünkü yazımda bu deneyimlerimi paylaşmak istedim.

Öncelikle Mayıs ayında gittiğimiz Bodrum sakindı. Ben bu yazımda tatil yörelerindeki yiyecek, içecek fiatları hakkında edindiğim deneyimlerimi yazmak istiyorum. Bodrum Mayıs ayında sakindi dedim. Fiatlar da öyle astronomik değildi. Gerek halkın tüm gıda ihtiyacını temin ettiği semt pazarlarında, gerek lokanta, kafe ve plajlarda fiatlar pek el yakmıyordu anlayacağınız.

 Haziran başında Avşa Adasındaki evimize geçtik. Avşa Adası çok güzel bir yer olmasına rağmen ne yazık ki kaliteli kafe,restoran mekanı fazla olmadığı için sosyal ihtiyaçlarımızı evlerimizde karşıladık üç ay boyunca.

 Eylül ayı başında havanın azıcık serinlemesinin ve okulların yakında açılacak olmasının  yaratacağı tenhalıkta rahat edeceğimizi düşünerek Bodrum'daki evimize geçtik. Yaz boyu Basında Bodrum'da restoran, kafe ve beachlerdeki fahiş fiatları okumuştuk. Bu olayı ilk gün evin ihtiyaçlarını karşılamak için gittiğimiz pazar yerinde daha iyi anladık.Bizim Turgutreis pazarımız çok güzel, bol, çeşitli ve çok makul fiatlıdır. O gün pazarda el yakan fiatları görünce Ekonomideki talep fazlalaığının fiatları artırdığı teorisi bir kez daha aklıma geldi.

 Bodrum Adamız gibi kaliteli, mekan eksikliği çekmiyor . Çok güzel kafeler, restoranlar ve beach clupler var. Her kesime , her gelir grubuna hitap eden bu mekanlar tüm Bodrum yarım Adasını kaplamış durumda.

Biz de Bodrum'daki günlerimizde dostlarımızla bu mekanları gezmeye karar verdik.Bu  arada Amerika'dan tatile gelen küçük kızım ve arkadaşını da gezdirmekti amacımız.

 Bu mekan gezilerimiz sırasında rastladığımız fiatlar daha önce Basında okuduğumuz haberleri teyid eder nitelikte idi. Hele bu mekanlar adı duyulmuş clupler olunca fiatlar iyice uçuyordu.

 Bir şişe suyun 10 lira, bir sandöviçin 30 lira , bir şişe şarabın hem de adı fazla duyulmamış 100 liraya sunulduğu bu mekanlarda yemek yemek oldukça pahalıya mal oluyordu.

 Bu metaların mal oluş fiatının bu kadar yüksek olmayacağının ben de bilincindeyim. Bu olayın arz ve talep olayı ile de fazla ilgili olduğunu sanmıyorum.Ben bu fiat yüksekliğini mekan kira ve masraflarının ürünlere yansıması olarak değerlendirdim.

 Ta ki bu Sabah günlük gazetelerde okuduğum bir habere kadar.Bu gün okuduğum haberde Bodrum'da ünlü mekan işleticisi bir bey fiat yüksekliğinin sebebini açıklıyordu. Bir çayın 20 lira maliyeti olmayacağını ama 20 lira ödeyen bir kişinin bir çok kişinin yerine ödeme yaparak mekanın müşteri profilinin belli seviyenini altına inmesini engellediğini söylüyordu haberde.

 Bana ülkemiz toplumsal yapısında çok geçerli gelen bu açıklama belki Batı Ülkesi vatandaşlarına ters gelebilir.

 Yıllarca Paris'te yaşadım.Orta sınıfın çok eğitimli ve bilinçlı olduğu bu ülkede çocuklar daha çok küçük yaştan itibaren toplum içinde başkalarını rahatsız etmeden yaşamayı öğreniyorlar.

 Bu arada bu yazımı bir Deniz Otobüsü yolculuğunda yazıyorum. Yerimi düşüne taşına aldım ve ne yazık ki yolculuk başlayınca aslında koltıuk numarası o olmadığı halde boş olduğu için gelip arka sırama outran bir Arap ailenin çocuklarının gürültüsü ve yaramazlığı sebebiyle yerimi değiştirdim. Nasılsa deniz otobüsü boş ve yer değiştirme olanağım var.

Gelelim konumuza.Yıllarca Paris'te yaşamım kafelerde geçti. Hiç rahatsız olmadan yazımı da yazdım, kitabımı da okudum. Kimse kimseyi rahatsız etmez o ülkelerde. Herkes sessizce kitabını okur, nefesle konuşur, toplu alanlarda kokan gıda maddelerini tüketmez,çocuklarına, köpeklerine sahip olur,Bir piknik alanına gittiğinizde etrafın ızgara dumanından nefes alamaz hale gelmezsiniz. Kafede otururken yan masadaki adam sigarasını suratınıza üflemez, arka masadaki kadın konuşmanızı dinleyip diyaloga katılmaz.Bu örnekleri çoğaltabiliriz.

Şimdi sorarım size kafasını dinlemek için bir çaya 20 lira veren kişi haksız mı?Bu arada biraz evvel terk ettiğim yerde arkama yerleşen Arap aile bir başkasını rahatsız etmek için yer değiştirdiler. Önlerinde, arkalarında rahatsız edecek kişi kalmayınca mağdur oldularve daha kalabalık bir sıraya geçtiler başlakalrını rahatsız etmek için.

 Sanırım az gelişmiş ülke insanı başkasını rahatsız etmeden yaşayamıyor.

 Yazımı bitirirken bir gün toplum içinde insanca yaşayacağımız günlerin umudu ile diyorum.

 
Toplam blog
: 826
: 1068
Kayıt tarihi
: 26.04.11
 
 

Ben emekli bir iktisatçıyım. 21 yıldır bir sanatçı annesiyim. Küçük kızım klasik müziğe eğilim gö..