Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ağustos '11

 
Kategori
Siyaset
 

Bodrum Düzeni mi Irak Düzeni mi?

Bodrum Düzeni mi Irak Düzeni mi?
 

Bodrum’u hayatımda ilke kez gördüm. Güzel yurdumda eşine az rastlanır bir basiretle uygulanan plân ile ufku her zaman denize açık bir şehre şahit olmak muhteşemdi. 

Her yerinde gelincikler gibi Türk bayrağı açmış bir ilçe Bodrum. Radyo tamircisinden, Pazar esnafına kadar herkes illâ ruhuyla ona sarınıyor. 

Ve gündüzün o kavurucu sıcağında bile insanlar Neyzen Tevfik Caddesi’nden kışın taşan Akdeniz çayları gibi durmadan ama durmadan akıyor. 

Kulağınıza binlerce farkı ses, binlerce farklı kelime takılıyor. İki adım arkanızdan ksilofon tınlamasını andırır bir İtalyanca gelirken sağınızdan bir Alman ailenin düzene davet eden tekdüze konuşması, solunuzda her kelimesi en az dört heceden oluşuyormuş gibi gelen diliyle “ Ne arıyoruz burada?” gibisinden sorduğunu sandığınız orta yaşlı bir Rus kadın… hepsi birden Merhum Cevat Şakir’in ilk palmiyeyi diktiği bu güzel şehirde kendine bir yer buluyor. 

İngiliz Salonu, Prenses’in Odası, eski şapeli ve müzesiyle kale, Akdeniz’i, Turgut Reis’in ruhuyla çırpınan bir al bayrakla selamlıyor. 

Ve geçenlerde bir habere takılıyor gözümüz. Bir BDPli vekil(!) Bodrum sahillerinde, magazinel bir skandalla objektiflere takılıyor. Herkes şu soruyu soruyor. “vekil beyin eşi çocuklarıyla Malatya’dayken kendisi Bodrumda, üstelik bir başka kadınla ne yapıyor?” 

Canım ülkemin insanının o naif fesatlığına gülmeden edemiyorum. Bütün derdi, aldatılan kadının arkasını kollamak. 

Objektiflere yakalanan kişinin karısının hakkını korumak gayretimiz yok mu? “ İşte bizi bir arada tutan şey bu!” diyesiniz geliyor. İyi de objektife yakalanan, herhangi bir “vekil(!) değil ki? O, bundan birkaç ay evvel, üstünde bölücü örgüt üniforması, elinde taşla ayyıldızlı kokartlı polislerimize saldıran vekilden(!) başkası değil ! 

Elinde Türkiye Cumhuriyeti nüfus hüviyet cüzdanı, (ki üzerinde Türk bayrağının ay yıldızı durur) memleketin her yerini babasının çiftliği gibi kullanan bir Türk vatandaşı olarak gelmiş, otele o cüzdanla kayıt yaptırmış ve sahillerimizde ay yıldızlı polislerimizin emniyeti altında yazın keyfini çıkarıyor. “ülkenin her yeri bizim!” diyor, ülkeyi sahipleniyor! Ama bir film yapımcısını “Diyarbakır’a adım atamazsınız!” diye tehdit de edebiliyor. ( Kurtlar Vadisi yapımcısını aynı vekil, açıkça tehdit etmişti) 

Sayın vekil (!) Bodrum’da yeterince kardeşlik ve eşitlik görmemiş olsa gerek ki milletvekili yemini etmekten, bu ülkeye bağlı olmaktan, Anayasa’ya ve Atatürk ilkelerine bağlı olmaktan imtina ederek çok daha demokratik ve insancıl bir Irak olmamız için elinde taşla sahillerinde çapkınlık yapmasını sağlayan bu güzel ülkenin polislerine Türk polislerine saldırabiliyor. Kendisine ırkının ve dilinin sorulmadığı bir Türk şehrinde, herhalde “inkâr” edildiğini sanıyordur? 

Bodrum Kalesi’nin burçlarından Akdeniz’i selâmlayan Türk Bayrağı’nın gölgesinde, Türk Bodrum’un düzeninde, arkasına bile bakmadan tatil yapan etnikçi siyasetçinin, kafasındaki kardeşlik modeli, eli silâhlı herkesin, eli silahsız herkesi tutuklayıp soyabildiği Kuzey ırak aşiret yığışması düzeni… İyi mi? 

Ve canım Türkiye’m, “Kardeşlik gelsin!” diyenlerin yapmak istediği Anayasa da o aşiret ülkesinin anayasasının az değişiği... Ama asıl soru şu: “Senin umurunda mı?” 

 
Toplam blog
: 153
: 503
Kayıt tarihi
: 11.02.11
 
 

Eczacıyım, memlekete meraklıyım.....