Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ağustos '17

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

Bodrum’un Küçük Mucizeler Dükkanı: Zeynep Doğal Ürünler

Bodrum’un Küçük Mucizeler Dükkanı: Zeynep Doğal Ürünler
 

Türkkuyusu'nda kapısından içeri adımınızı attığınız anda içinizi ısıtan bir dükkanın hikayesini anlatacağım size... Bana göre Küçük Mucizeler Dükkanı orası: Zeynep Doğal Ürünler…. Zeynep Sinem Fidan işletiyor. Kendisi bir Bodrumlu… Üstelik Bodrum’un ilk esnaflarından kahveci Hasan Fidan’ın da torunu…

Bodrum’un merkezindeki bu dükkan asırlık kapısıyla, Benjamin ve muz ağaçlarının örttüğü mistik avlusuyla, baharat kokusuyla başka hiçbir yerlere benzemeyen bir mekan… İçindekileri saysam, sayfalar dolusu yazı olur, okuyamazsınız… 

Doğal yiyecekler, sağlıklı içecekler, arınma ve detoks ürünleri, kimyasal hiçbir madde içermeyen, elde yapılmış mucizevi etkili saç, cilt ve bakım malzemeleri… Mis kokulu yağlar, Bodrum’un dağlarından tepelerinden toplanıp kurutulmuş bitkiler… Her biri kaynağından getirtilen baharat çeşitleri, doğal soslar, lezzetler… 

500 yılı aşkın bir geçmişi olan eski kule tip bir ev burası… Avlusunda zamanı durdurabildiğiniz büyülü bir mekan… Devasa ağaçların gölgesinde, ahşap sandalyelerde mis kokulu kahvenizi yudumlarken enerjiniz yükseliyor… O mis gibi baharat kokularından mıdır nedir, bir mutluluk geliveriyor üzerinize… 

Bu dükkan, kapısından giren herkesin hayatına enfes bir lezzet katıyor, orası kesin! 
Dede Hasan Fidan, bir Bodrum markası…  1929 yılında Adliye Camii altındaki küçük dükkanda kahveciliğe başlamış. “İstanköy altı Bodrum/ İki dükkân bir fırın/ Peynir ekmek yiye yiye/ Ne ağız kaldı ne burun” yılları o vakitler… O iki dükkandan biri de Hasan Fidan’a aitmiş işte… Savaş zamanı karaborsa gelirmiş kahve çekirdekleri. Üç beş kilo bir şey… Odun ateşinde çevire çevire tam kıvamında kavurur, sonra da mis gibi öğütürmüş Bodrumlu Hasan Fidan kahveyi… Tabii kokusunu duyan kuyruğa girermiş! Karneyle kahve alırlarmış Bodrumlular… 
Zeynep Fidan, bir taraftan dede Hasan Fidan’ın ismini “kahve” evinde yaşatıyor, diğer yandan da Zeynep Doğal Ürünler ile kendi işini devam ettiriyor… 

Burası sadece doğal ürünler üzerine bir dükkan mı? 

Evet. Aynı zamanda bir kahve evi. Eskiden Adliye Camii altındaki dükkanda kahve ile baharat bir arada satılırdı. Biz ayırdık. Kahve bir şekilde baharatın kokusundan etkilenir çünkü. Ortamdaki kokuyu direk alır. Dolayısıyla baharat ve doğal ürünler, benimle birlikte buraya geldi. Ürün çeşitliliğimiz arttı. Türkiye’nin en büyük ithalatçı firmalarından birinin sahibi olan Sabri Mehmet Akhan, dedemin arkadaşıydı. Onun işinin başına da oğlu geçti. Bu dükkanı açacağımız zaman bize çok yardımcı oldular. Kamyonlar dolusu ürün geldi. Poşetlerde o güne kadar hiç görmediğim bitkiler, baharatlar bile vardı. Zulumba, darülfülfül, aslibentler… Bir aktarda olması gereken ne varsa gönderdiler. 

Nasıl öğrendin peki o baharatları, bitkileri, ne işe yaradıklarını?

Müthiş kaynaklarım vardı. Ben Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıbbi Bitkiler Sistematiği bölümünde okuyordum. Bir süre sonra bıraktım. Verilen eğitim çok sınırlıydı. Farmakolojik bilgiler alıyorduk daha çok… Alaşehir’den de sıkıldım sanırım biraz. Okulun tüm kitaplarını topladım, Bodrum’a geldim. Zaten karşılıklı iletişimle ve işin başındayken öğrendiğimi fark ettim bir süre sonra… Müşteriler bana soruyordu, ben onlara…“Bu nasıl kullanılıyor?”, “Şu baharat ne işe yarıyor?”… Sora sora öğrendik. Böyle böyle tecrübe edilmiş bilgilerle piştim. Bilgiler harmanlandı… Başucu kaynağım da Turhan Baytop’un “Türkiye’de Yetişen Tıbbi Bitkiler”ansiklopedisiydi. Bana o rehberlik yaptı. Şimdi çok geniş bir arşivim var. Eski aktarların reçeteleri de dahil… 

BODRUMLU DEDE HASAN FİDAN'DAN EL ALDI... O GÜN BUGÜNDÜR ESNAFLIĞA DEVAM

Deden Hasan Fidan'dan esnaflığı devralmış görünüyorsun. Ondan öğrendiklerin de var mı bu bilgilerin arasında...

Tabii ki... Aslında bunu anlatmak biraz garip geliyor bana ama önemli benim için. Dedem rahmetli olmadan bir gece önceydi. Ben yukarıdayım uyuyorum. Aşağıda hoca dua okuyor dedemin başucunda. Dedem rüyama girdi. Babanneme “Cevriye” diye seslendi. “Zeynep’e söyle bana elini uzatsın.” Ben biraz ürkerek elimi uzattım, sımsıkı tuttu dedem… Annemin sesiyle uyandım. “Zeynepciğim kalk, dedeni kaybettik” dedi. Dedemin bana el verdiğini düşünürüm hep… Ailede esnaflığı sürdüren bir tek benim çünkü. Sabah gelip açarım dükkanı. Hiç planlamadım ama hayat beni buraya doğru yönlendirdi. Kader bir şekilde beni Bodrum’a geri getirdi hep…

Zeynep Doğal Ürünler’de kendi ürettiğin mucizevi etkisi olan yağlar, kremler, şampuanlar ve daha pek çok malzeme var diye biliyorum… Tariflerini insanlarla paylaşıyor musun?

Bazılarını paylaşıyorum. Örneğin deniz tuzuyla hazırladığım vücut peelingi için gelenler mutlaka tarifini de istiyor benden. Veriyorum. Tabii bazı formüllerin ölçüleri önemli. O nedenle benim hazırlamamı tercih ediyor insanlar. 

SELÜLİTE ÇARE, GÜNEŞLE DOST BRONZLAŞTIRICI… 

Bizimle de paylaşır mısın?

Deniz tuzu, kimyasal olmayan, doğadan çıkmış, rafine edilmemiş bir üründür. Bol mineral içerir. Bu tuzla yapılan masajlar da çok revaçtadır biliyorsunuz. Tuzun radyasyonu iyonize etme etkisi artık biliniyor. Şap da aynı şekildedir. Dolayısıyla vücut peelingi için deniz tuzunu tercih etmemin nedeni bu… Karışımda aynı zamanda susam yağı kullanıyorum. Susamda doğal güneş koruyucusu vardır. Hem bronzlaştırır, hem de korur. Biberiye, C vitamini ve sıkılaştırıcı etkisi nedeniyle limon yağı… Bunlarla hazırladığınız karışım vücudunuza masajla yediriyorsunuz. Daha sonra suyla arındırıyorsunuz. Yağ vücutta kalıyor. Cilt inanılmaz güzel oluyor. Selülitin bir numaralı düşmanı diyebilirim. 

Başka ne tür karışımlar hazırlıyorsun mesela? Eminim okuyan herkes o tarifleri bekliyor senden şimdi…

Yaz aylarında doğal güneş yağları hazırlıyorum. Hem bronzlaştırıyor, hem de cildi güneşten koruyor, besliyor bu yağlar. Kakao yağı, üzüm çekirdeği ekstraktı, havuç ve susam yağı ile hazırlanan doğal bir yağ. Üzüm çekirdeği ekstraktı güneş koruyucusu ve aynı zamanda kolojendir. Yaşlanma karşıtı ve cilt sarkmalarını önler… Kakao yağı çok güzel bronzlaştırır. Asla güneş yanığı olmazsınız. Ne kadar çok koyarsanız, o kadar koyu renk yanarsınız. Tabii kalitesi de önemli. Birinci kalite kakao kullanmalısınız. Havucu da rafine edilmemiş ayçiçeği yağında bekletip yağını çıkarıyorum. Piyasada satılan havuç yağlarını tavsiye etmiyorum ama… 

Neden?

Çünkü çoğu  ne yazık ki vazelin!.. Güzel yakıyor. Petrol jölesidir vazelin!.. Kimyasal, doğayla kesinlikle uygun değil. Ama güzel bronzlaştırır. 

Kendi güzellik sırların var mı? Özel karışımların?

Yok sırrım… Baharatsız yemek yapmam ben ama… Yumurta bile kırsam içine yüz tane baharat girer! Ama kozmetik anlamda kendim için bir şeyler yapıyorum dersem yalan olur. 

Bir de avludaki tabelada kocaman harflerle günün menüsü DETOKS SUYU yazıyor. O da özgün bir tarif mi?

Bütün tarifleri biz burada hazırlıyoruz. Taze taze ikram ediyoruz müşterilerimize. Bugünkü detoks çayımızda yeşil çay, tarçın, hibiskus, kakule ve birkaç malzeme daha var. Hibiskus kan sulandırır. Çok yoğun C vitamini içerir. Enerji verir. Afrika bamya çiçeğinin kurutulmuşu… Mekke gülü de denir. Daha pek çok faydası var. Hipoglisemi, şeker hastalığı gibi pek çok derde deva… Ama ayarında tüketmek gerekiyor. 

Burası alternatif tıp merkezi gibi… İnsanlar gelip, şu ağrım var, bu rahatsızlığım var diyor mu? Çare arıyor mu?

Oluyor tabii… Ne istediğini bilerek gelen müşterimiz de var. Ben öylesini tercih ediyorum açıkçası. Çünkü koruyucu tıpta çok dikkatli olunması gerekiyor. Çok hassas detayları var. Ben hiçbir karışım ya da bitki için ‘şu hastalığı iyileştirir’ demem. Kitabımı açarım, etkilerine ve yan etkilerine bakarım. Müşterime anlatırım. Kararı kendisi verir. Örneğin bazı bitkiler, hekime danışılmadan kullanılmamalıdır. Bu konuda da mutlaka uyarımı yaparım. 

Markette, pazarda bulamayacağımız ürünler var Zeynep Doğal Ürünler’de… Örneğin taze badem sütü görüyorum şurada… Ev yapımı meyve suları… Bunları nereden tedarik ediyorsunuz?

Bahçelerden toplanan meyvelerden kendimiz yapıyoruz. Örneğin dolabımızdaki meyve sularının hiçbirinde şeker yok, tatlandırıcı yok. Biz her şeyin en doğalını,en tazesini kullanmak konusunda çok titiziz. Kış aylarında sebze çorbamız vardır mesela. İçinde kinoa, zerdeçal, zencefil, lahana, greçka, chia tohumu, soğan ve sarımsak olan müthiş bir kış çorbası hazırlarız. Hem doyurucu, hem lifli hem de diyete uygundur. Ekşi maya ekmeğiyle servis ederiz. Her öğlen burada hazırdır çorba… Bir de sahlebimiz meşhurdur. İki saatte pişer. Kısık ateşte… 

Bir önceki ziyaretimde avluda file ören bir hanımefendiyle tanışmıştım… Fileler size mi özel?

Bize ve müşterimize özel… Feride Teyze örüyor fileleri. Bu sene biliyorsunuz poşet yasağı başlayacak. Fileye çok iş düşecek gibi görünüyor. Feride Teyze’den başka yapan yok bunu. Türkiye’de bile bir elin parmağını geçmez. 

Yaz kış sürekli bir hareketlilik var Zeynep Doğal Ürünler’de… Avluya açılan kapılardan ikisi pek gizemli görünüyor. Ne amaçla kullanılıyor?

Biri annem Aynur Fidan’ın resim atölyesi. Diğeri mutfak ve kitaplık… Şömine de var o odada. Kışın kitap kulübü üyeleri bizim müdavimimizdir. Toplantılarını burada yaparlar. Kule altındaki uzun masada buluşurlar. Güzel bir odadır orası… 

BURADA HUZUR BULUYOR İNSANLAR 

Burası çok otantik bir mekan… Tarihi bir bina. Daha önce ne amaçla kullanıldığını biliyor musunuz?

Burası 500 yıllık bir kule tipi ev. Yahudi Mezarlığı Bekçi Kulesi olarak kullanılmış. Kayıtlarda böyle geçmiyor ama araştırınca ortaya çıktı. Daha önce Avram Galanti burada yaşamış bir süre… Zaten önümüzdeki sokak Yahudi Mahallesi olarak biliniyor. Sinagog buradaymış. Her gelen farklı bir enerjisi olduğunu söylüyor bu avlunun. Oturup saatlerce kalkmak istemiyor bazıları… Huzur buluyorlar. 17 yıldır hiç şaşmaz bu…

Aktarlar, doğal ürün satan yerler artık güzelleşmek gençleşmek isteyen herkesin uğrak yeri oldu… Kozmetik anlamda farklı, özgün ürünlerin var mı mesela?

Cilt bakım yağları, saç ve vücut şampuanları yapıyorum. Tümü doğal… Çok fazla da talep oluyor. Bilenler sürekli geliyor zaten. Saçı dökülene ısırgan otu ağırlıklı, kuru saçları olana biberiyeli şampuanlar hazırlıyorum mesela… Kitre zamkıyla yumuşatıyorum. Krem yerine geçiyor o da… Saç için en ideal ürünün zeytinyağlı sabun olduğunu mutlaka söylüyorum ama her müşterime… İki üç kez zeytinyağlı sabunla yıkayın saçınızı, fındık kadar şampuanla bitirip durulayın. İki üç kullanımda saç keçe gibi oluyor ama sonra sabuna alışmaya başlıyor saçınız. İki üç hafta sabrederseniz, ipek gibi oluyor saçlar.

Her dakika yeni bir şey öğreniyoruz sizden... Bu ürünleri tanıtmak gibi bir düşünceniz yok mu?

Hayır. Ben hiç reklam yapmadım. Butik çalışan bir işletmeyim ve üretip raflarda sergilemiyorum. Sadece merakım olduğu için araştırıyorum, talep edenler için hazırlıyorum. Bir tür hobi…  

YAŞLANMAYAN YOGA GURUSUNDAN BİR TARİF

Zeynep Fidan, tıpkı bir kitap gibi… Bitkilerin, yağların, baharatların en doğalı, en organiği O’ndan soruluyor.Elinden kitabını hiç düşürmüyor.  Özellikle kadınlar için müthiş tarifleri var, her biri altın değerinde. Kendime mi saklasam acaba diye düşünüp, daha sonra paylaşmaya karar verdiğim bir kolojen bombası var ki sormayın! Tane kimyonu kavurup, havanda limon kabuğu ile birlikte dövüyorsunuz. Nane, limon suyu, bal ve maden suyu ekleyip cildinize sürüyorsunuz. Sanırım arada birkaç tane ‘özel’ malzeme var, bir ara uğrayıp Zeynep Fidan’a sorsanız iyi edersiniz diye düşünüyorum… Bu arada tarif, yaşlanmaya meydan okuyan yoga gurusu bir kadından alınmış!.. Harika değil mi? Ben buraya “Küçük Mucizeler Dükkanı” diyorum… Ve hazır yakalamışken Zeynep Fidan’a soruyorum… Var mı başka tarif?

AŞISIZ ELMA AĞACINDAN YAPILAN SİRKE…

“Pek çok kadının sorunu eklem ağrılarıdır belli bir yaştan sonra…. Bu aslında tümüyle mide asidiyle alakalı bir durum. Eklemlere yerleşiyor ve zamanla kristalleşiyor. Bunu çözen tek ürün elma sirkesidir. Ölçüsü vardır. Ne fazla içersin, ne az… Aşısız elma ağacından elma sirkesi üreten Bolulu bir üretici var. Doktorlarla birlikte çalışıyor. Ürettiği yurt dışına gidiyor. Talkım deniyor ona. Bir litre suya, bir yemek kaşığı sirke ve bir çay kaşığı bal koyup 40 gün boyunca içiyorsunuz. Üçüncü gün, idrardan çok kötü bir koku geliyor. O sirkenin içinde asolisis diye bir madde var. Her şeyden arındırıyor sizi. Mucize bir karışım…”

Aşısız olması mı anahtar kelime?

Aşısız zeytin, aşısız elma artık doğada yok. Zeytinin yabani hali çok değerli örneğin. Zeytin sütü diyoruz biz ona ama aslında aşısız zeytinin yağı… Avrupa’da inanılmaz pahalı. Müthiş bir anti aging… Kadınlar göz altı torbalarına sürüyor bunu. 

O sırada bir kavanoz getiriyor içeriden Zeynep Fidan… İçinde yapış yapış görünümlü, kökvari bitkiler var. Görüntü hiç cazip değil koku muhteşem… Avludaki güruh olarak her birimiz bakıyoruz kokusuna… İçindekileri anlatıyor tek tek:

“Zeytin sütü, yerli limon, yerli sarımsak, kök zerdeçal ve aşısız elma sirkesi… İçine karabiber de koyuyorum. Her gün bir kaşık al iç. Bu arada karabiberi neyin içine koyarsan etkisini beş katına çıkarır. Coşturucu özelliği var. O yüzden kararını iyi bilmek lazım.”

Bodrum’a özel, Bodrum kokan ürünler var mı dükkanınızda?

Var tabii. En özeli elma yağıdır mesela. Türkiye’deki en değerli adaçayı Bodrum’da yetişiyor. Yağ oranı çok yüksek. Bunun yanında tıbbi yönü çok değerli. Bizim yöresel elma yağı dediğimiz bir yağ adaçayı yağı. Adaçayı üzerindeki elma şeklindeki meyveden alır adını. Elma çayı değil yani… Bodrum’da herkesin ecza dolabında bir elma yağı vardır. Üşüttün mü göğsüne sürersin, mikrop kırar. Ağızdaki afta sürersin, diş eti çekilmesinin bir numaralı ilacıdır. Dedem zamanından beri satılır bu dükkanda. Bodrum’daki üreticilerden alırız. O üreticilerden de dört tane kaldı zaten. 

Başka ne var bizim buralardan?

Peksimet var. Onun da mayasızı makbuldur. Arpa ile karıştırılan peksimet çok lezzetli olur. Ballandırır peksimeti. Artık yapmıyorlar. Üretimi az arpanın çünkü. Ama arpa unu ile yapılmış peksimeti tedarik ediyoruz. Dileyen gelip alabilir. Bir de kantaron yağı. O da bize özel. Ama ben bundan sonra susam, badem, çörekotu yağını müşterimin gözlerinin önünde çıkaracağım. Makinem geliyor çünkü. Elimde bolca badem stokum da var…

 

 
Toplam blog
: 32
: 1048
Kayıt tarihi
: 04.08.13
 
 

Selda Öztürk, 1992 yılından bu yana aktif olarak medya sektöründe çalışmaktadır.  Ulusal ve yerel..