Bolluk bereket içinde memleket

Her ayın 3’ncü günü TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu), verileri açıklıyor fakat "enflasyon" oranı artık haber bültenlerinde ya hiç söylenmiyor veya gayet kısa bir iki cümle ile geçip gidiyor. Bendeniz de haberlerde falan hiç duymadım. Sadece bir haber kanalında altyazı olarak yıllık enflasyonun %7,88 olduğunu okudum, o kadar!

Bu vaziyet, “enflasyon” denilen illetin gündemden düştüğünün kanıtıdır.

Bu güzel bişey elbette!

On yıllarca 80-90’larda seyreden ve akşamlara-sabahlara kadar tartıştığımız günlerden bu günlere geldiğimiz için Allah'a şükretmek lâzım!

Düşünün ki;

Dövizdeki  yüzde 15’lik artışa,

Akaryakıttan dolayı nakliye maliyetlerindeki yükselişe rağmen enflasyon yerinde sayıyor…

Ekonomiyi yönetenlere aşk olsun!

x   x   x

BOLLUK-BEREKET VAR DA...

Enflasyonun düşük olmasının en önemli sebebi “arz” bolluğudur. Tüketime sunulan mal ve hizmetlerin çok ve çeşitli olmasıdır. Bu açıdan baktığımızda memlekette hakikaten bir bolluk-bereket var.

Bu bolluk bereketi sağlayan iktidarı tebrik ederim.

x   x   x

Enflasyonun düşük seyretmesinin diğer sebebi ise, “talep” yetersizliğidir.

Piyasada mal ne kadar bol olursa olsun, onu alabilecek kâfi müşteri yoksa fiyatlar yükselmeyecektir.

Evet, memlekette bolluk bereket var ama vatandaşın kısm-ı azamisi de bitürlü yoksulluktan kurtulamıyor… O bolluk-bereketten yararlanamıyor.

TÜİK’in, iki hafta önce açıkladığı “Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması”na göre;

Zenginle yoksul arasındaki uçurum gittikçe açılmakta (en zengin %20 ile en yoksul%20 arasındaki fark 8 kat),

Nüfusun %32’den fazlası açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkûm,

Yüzde 46’sının çatısı akıyor, yeterli ısınamıyor,

Vatandaşın %86’sı evden uzakta tatil yapamıyor,

Yüzde 62’si beklenmedik masraflarını karşılayamıyor.

Hal böyle olunca, satın alma gücü de düşüyor, enflasyonun azmasına mani oluyor.

x   x   x

TOPLUMDAKİ AND RAHATSIZLIĞI

En az çeyrek asırdır benim en güvendiğim ekonomi yazarı Güngör Uras’tır.

Gayet birikimli, halkın ve piyasaların nabzını günü gününe ve isabetle tutan bir “ekonomist”tir. Ayrıca, dünyayı da çok yakından takip ediyor.

Üstadın 4 Ekim tarihli, Milliyet’teki yazısının başlığı “ABD’de okulda 1892’den beri ‘Ant’ okunuyor” idi. Uras, bizdeki And’ın kaldırılmasından duyduğu rahatsızlığını dile getirmiş.

Eğer, Güngör Uras rahatsızlığını ortaya koymuşsa toplumda ciddi bir rahatsızlık var demektir.

x   x   x

EKONOMİ DE NE?

Bir şeyler geveliyor ağzında herkes,

Vatandaş soruyor: “Ekonomi de ne?”

Kara camdan gelir davudî bir ses:

Geçinemiyorsan ekonomi dene!

Bornovalı NAZMİ