Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Temmuz '11

 
Kategori
Siyaset
 

Bölünme paronoyası…

Bölünme paronoyası…
 

Bir paranoyakın klavyesinden çıkan cümleleri okumak istemiyorsanız bu yazının tamamını hiç okumayın. Yanda koyduğumuz resim hoşunuza gittiyse şöyle bir bakın, gitmediyse acele geçin. 

Ben ve benim gibi düşünenler, birileri bizi bölmeye çalışıyor diye feryat ederken, asli görevi bu konuları araştırmak, en ince ayrıntıya kadar haber yapmak olan medyanın çok büyük bir bölümü tabir yerinde ise “bir elinde cımbız bir elinde ayna, umurunda mı dünya” modundalar. Hadi cemaat basınını anlıyoruz. Onlar teröristleri koruyup her olanı silahlı kuvvetlerimizin üzerine yıkmaya veya “derin bilmem ne” komedisi yaratmaya çalışıyorlar. Bir süre sonra “Allahım sen o eli kanlı teröristleri evlatlarımızdan koru” diye dua eder başlıklar atarlarsa şaşırmayacağız. 

Peki diğer eli yüzü düzgün gibi görülenlere ne oluyor anlamak mümkün değil. Yoksa teröristleri korumak, onlara destek çıkmak moda oldu da bizim mi haberimiz yok? 

Bu bölücü çakal sürüsünün üstlerinden aldıkları emirle ülkeyi parçalama girişimlerinde olduklarını yazan hemen hemen hiçbir basın organı kalmadı. Tabii onların ciğerimizi sökmesinin kolaylaşması için ordumuzun elinin kolunun bağlandığını da kimse yazmıyor. Suratına demokrasi, insan hakları maskeleri takmış bir yığın vatan haini ülkenin bölünmesi için adeta el birliği ile çalışıyor. 

Bu yazdıklarımı paranoyak hezeyan olarak mı düşünüyorsunuz. Alın size kocaman bir kaya gibi gerçek. 5444 Sayılı yabancıların ülkemizde mal edinmesi için çıkarılan kanunu bir okuyun. Tamam terimler çoğunuz için zor gelebilir. Hani söz konusu vatan olunca gerisi teferruattı? Hadi okuyun, ama dikkatle okuyun. Size ufak bir iki tüyo verelim. 

“Tapu Kadastro Eski Genel Müdür Yardımcısı Orhan Özkaya, soygunun boyutlarını anlatıyor: Türkiye’de 150 bin kilometrekarelik maden sahasının tapularıyla birlikte 26 İngiliz- Amerikan şirketine devredildiğini, orman ve meraların da yabancı maden şirketlerinin eline geçtiğini anlatıyor... 400 milyar dolar borcu olan Türkiye’yi, alacaklıları yağmalıyor. Türkiye’nin boru, gümüşü, bakırı, çinkosu, kromu, altını yabancı şirketlerin emrine veriliyor… Petrol, gaz, su anlaşmaları sırada bekliyor” (150 bin kilometrekare Türkiye’nin beşte biridir.) 

Bütün bu imtiyazlar adı geçen kanun sayesinde oldu. Bakın 1930 dan beri kullanılan kanun ne diyordu. 

“Yabancıların 30 hektardan fazla gayrimenkul edinmelerine izin verilmemekteydi.  

Yabancı tüzel kişiler, ticari faaliyetlerine ilişkin kanunda ayrıca izin verilmiş olmadıkça gayrimenkul edinememekteydiler. 

Yabancılar köylerde, taşrada ve askeri bölgelerde gayrimenkul alamamaktaydılar.” 

Yaa, o beğenmedikleri yönetim topraklarını böyle korurken, şimdiki bu demokrat, dini bütün, aslan vede kaplanlar ise satıp savıyor. Şimdi kaşlarınızı kaldırıp, “Kardeşim, almışsa ne olmuş. Toprağı götürmedi ya” dermisiniz? Bilirim demezsiniz. Çünkü İsrail devletinin bu yöntem ile kurulduğunu biliyorsunuzdur. 

Bana, yakında evlatları tarafından katakulli ile evleri satılan ana baba gibi sokağa atılacağız gibi geliyor. 

Paranoya canım, siz bana bakmayın. 

İzmir 2011-07-23 

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..