Bombaların Gayrımeşrusu

“ABD’de ‘bombaların anası’, Rusya’da ‘bombaların babası’ diye adlandırılan ‘termobarik’ silahların, İngiltere ordusu tarafından da kullanılmaya başlandığı açıklandı. İngiliz Savunma Bakanlığı, atom bombasıyla aynı derecede tahrip gücüne sahip silahların, mağaralarda saklanan Taliban milislerine karşı kullanıldığını doğruladı.”

http://www.hurriyet.com.tr/dunya/9256411.asp?gid=200&sz=54261

E peki, o öldürdüklerinin yakınları, gelip senin başkentini tuz buza dönüştürünce, insan haklarından dem vurmayacak mısın?

“İlk defa 1980’lerde Rusya’nın Afganistan’ı işgali sırasında, daha sonra da Çeçenistan’daki isyancılara karşı denenen termobarik bombalar, Amerikan ordusu tarafından da kullanılıyor. Lazer güdümlü füzeye yerleştirilen bomba atıldığında, hedef alınan yere florlü alüminyum tozu saçıyor. Daha sonra bu toz bulutu alev alıyor ve meydana gelen şiddetli patlama, 1.000 dereceden yüksek ısıya ve yıkıcı basınca yol açıyor. Etki alanındaki canlılar ısı ve basıncın etkisiyle parçalanıyor. Çok düşük bir olasılıkla patlamadan kurtulanlar ise oluşan hava boşluğu nedeniyle oksijensiz kalarak can veriyor.”

Vayy... ABD, Rusya’dan kopya çekmiş ha...

Eee, ne demişler?: “Hırsızlar hırsızlıktan yakınır.”

Da, bunun çaresi kolay: Alt tarafı, seramik-beton karışımı, kompozit malezemeli ama metalsiz 3-5 metrelik bir duvar. Alt rarafı da 10-20 metrekarelik bir alan. Gerisi kaya zaten. Gerekirse en çok, oraları da bununla araya volkanolojik malzeme (akışkan cam gibi bir şey) koyarak kaplarsın.

Bin derece dediğin, alüminyum dökümhanelerinde gördüğümüz sıcaklık.

Olmadı, araya ters körük koyarsın, düşmanın sıcak havasını onun uçan nesnelerine üflersin.

Her kilidin bir anahtarı, her silahın bir savarı vardır.

Hayır, merak ediyorum: Bu UCM (Uluslararası Ceza Mahkemesi) yakartop oynamak için falan mı kuruldu?

Bu arada BM ne yapıyor? Hani, insanlık suçu filan...

11 Eylül yetmedi, 31 Eylül gerek bunlara...