Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Haziran '10

 
Kategori
Siyaset
 

BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) yalanı

BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) yalanı
 

BOP'la ilgili çok varsayımlarım olacak. Ama önce bu BOP'un ne olduğunu kabataslak anlayalım.

Büyük Ortadoğu Projesi ya da tam resmi adıyla Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesi ile Müşterek bir Gelecek ve İlerleme için Ortaklık Projesi. Amerika Birleşik Devletleri 43. Başkanı Bush hükümeti tarafından Büyük Ortadoğu adıyla duyurulan, en batıda Fas'ın Atlantik kıyılarından, en doğuda Pakistan'ın kuzeyindeki Karakurum yaylalarına, Kuzeyde Türkiye'nin Karadeniz kıyılarından Güneyde Aden ve Yemen'e kadar uzanan bölgede, Müslüman ülkelere demokrasi ihracını ve bu ülkelerin pazarlarının açılmasını amaçladığı açıklanan ihtiraslı ve çok iddialı bir projedir.

Bu harita BOP Planı için ABD tarafından çizilen bir haritadır. ABD ‘yi de Yahudi Sermayesinin ağırlıkla yönettiği söylenir. Gerçi kapitalizmin dini yoktur; kapitalizm, dinleri sadece yayılma aracı olarak kullanır. Ancak İsrail diasporasının bu ülkenin politikalarında çok etkili olduğu açıktır ve herkesçe bilinir.

Siyonist İsrail’le bir yere varılamayacağı anlaşıldı. Bugünlerde Türkiye’ye rol biçme operasyonlarının, tuhaf açılımların, eylemlerin ve propaganda furyasının nedenleri de bunlardır.

Bu planı Cumhurbaşkanımız duyduğunda kulaklarına inanamadı ve kamuoyuna “ Tarihi Fırsat” olarak deklere etti. İşte Türkiye’nin yeniden Osmanlı şeklindeki doğuşuydu bu.

Bizim AKP ve Başbakanımız buna ne diyordu?

"ABD’nin Bop Planı çok heyecan verici ve katılmamız çok önemli. Ben BOP Eş başkanıyım diyebilirim! BOP Planı Diyarbakır için çok önemli. Diyarbakır BOP Planı’nın bir yıldızı olabilir!"

Olabilir?

Gelişmeler göstermektedir ki, bu bölgede demokratik, yarı laik, küresel sermayenin rahatça dolaşabileceği neo liberal politikaların benimsendiği, aralarında bir vize birliği, sınırları etnik köken, mezhep ve uluslara göre bölünmüş ancak merkeze bağlı, başındaki emir, sultan ve kralların iktidarlarının son bulduğu parlamenter, anayasal bir sistem olan bir şekillendirmeye gidilecektir.

Bu plana göre aslında bu bölgenin yapısı bir nevi Türkiye’deki Atatürk’le kurulmuş sisteme benzeştirilecektir. Ancak Atatürk sistemi de revize edilecektir. Nasıl?

Tam bağımsızlık da neymiş? Globalizm realitedir ve bu sistemden etkilenmeden yaşanmaz. Dolayısıyla bu aktörler elbette seni yönetecektir. Sen onları yönetemezsin bunu unut ve kabul et ve boyun eğ! Sen kimsin de kendi kararlarını kendin vereceksin?

Devam!

Laiklik konusunda bu kadar keskin olunmayacak, etnik kökenlere daha esnek davranılacak, Atatürk zihniyeti kadar ulusalcı olunmayacak, klasik Türkiye statükosundan daha neo liberal politikalar benimsenecektir. Kısaca bu sistem aynı zamanda Atatürkçülüğü revize edecek, fakat yine bu yapı daha Amerikanvari bir yapıya dönüşecektir. Yani Başkanlık sistemi, eyalet sistemine yakın, bir Ortadoğu ve Asya Birleşik Devletleri, ya da Birliği olacak. Bu sistem de Türkiye tarafından ihraç edilecektir. Hatta bu yeni demokrasi düzeninin adı da hazırdır: Neo Kemalizm. Alıştık artık, içinde Mustafa Kemal geçerse kesin Atatürkçüdür bunlar.

Türkiye bu bölge üzerinde bir nevi emperyal olacaktır. Bu emperyal sistem bir üst emperyale bağlı olacaktır.

Bu projeyi ABD neden geliştirmiştir? Buna cevap şöyle gösterilmektedir. “ Dünya siyaseti sıkışmıştır”. Oysa sıkışan siyaset değil, kapitalizmdir. Yani neden ekonomiktir.

Bunun yanında enerji hatlarının kuzeyini Rusya’ya kaptıran ABD’nin, güney hattını kapma projesidir. Eğer Türkiye güçlenirse ve Rusya’yla uzlaşırsa ve Orta Asya’daki ülkelere yakınlaşırsa yandı ABD. Bu nedenle elini çabuk tutmalı ve Türkiye’yi çeşitli travmalar yaşatarak kaosa sürüklemeli ve bu duruma uyanmadan buradaki yerimizi kapmalıyız. Hem de Türkiye’yi kendimizden koparmayarak.

Kapitalizmin neden sıkıştığını “Kapitalizmin Batıya Son Sözü: Ayrılma Zamanı geldi Dostum” adlı yazıda belirtmiştim. Kapitalizmin ulus devletleri nasıl kullandığını da “ Kapital Beylerin Bekçileri: Ulus Devletler” adlı yazımda da detaylı anlatmıştım. Dünya “Ulus Devletler” yerine” Resmi Dil Devletleri” formatına doğru yürüyecektir demiştim.

BOP projesi doğrultusunda gelişmeleri sıralayalım şimdi.

Burada yazacaklarım tamamen oyun teorisidir. “Bizi aslında neler bekliyor ?” konusunda kehanetler yapıyorum.

1-) Bu projenin baş oyuncusu Türkiye olduğu söyleniyor. Oysa söylemler göstermektedir ki bu birliğin başkenti yani Brüksel’i Diyarbakır’dır. Bu planda Türkiye’nin doğusu Artvin’in eteklerinden başlayarak İskenderun Limanı’na kadar inen bölgesi Kürt bölgesi’ne aittir. Demek ki bu projede Türkiye’nin o plan haritasının dışında kalan kısmı dışarı atılabilirdir. Aslında bu projenin Türkiye’siz ( Kürt Bölgesinin dışında kalan kısmıyla) olması bir alternatiftir. ABD ilerde “ Tamam size ihtiyacım yok” diyebilir. Bu durumda bizim başbakan eş başkanlıktan azledilebilir. Eş başkan birden Kürdistan Başkanı olabilir.

2-) Bugünkü uluslar arası piyasadaki gelişmeler ikinci dünya ülkelerini ön plana çıkarmıştır. Bunun nedenlerini yine daha önceki yazılarımda belirtmiştim. Batıda sıkışan kapital beyleri yatırım ve finansmanlarını bu bölgeye yönlendirmiştir. Bu bağlamda ABD ve AB devletleri kendi kaderlerine terkedilmiştir. Bu ülkeler kendi cari açıkları ve sürekli büyümekte olan borçlarıyla baş başa bırakılacaktır. Demek ki bu proje ABD devletinin değil, kapital beylerinin projesidir. Bu bağlamda İsrail de , AB de, ABD devleti de saf dışı olabilir. Dünyayı bu beyler ABD’den yönetecekken, şimdi Diyarbakır’dan yönetecektir. Yani buraya taşınacaklardır.

3-) AKP yüzünü doğuya dönmüştür. Bu doğrultuda Ortadoğu sermayesini Türkiye’ye uçaklarla taşımışlardır. Ortadoğu’daki Petrodolar sahipleri kimlerdir ? Ortadoğu diktatörlerinin, sultanlarının aileleridir. Bu proje, bu sultanların iktidarına son verme projesiyse, bu sultanlar neden Türkiye’ye paralarını akıtsın? Kendi sonlarını getirecek projenin işbirlikçisine neden yönelsin?

4-) Bu proje uygulanacaksa İran’daki rejim de son bulacak demektir. Bu doğrultuda İran’a ABD bir gerekçe bularak girdiğinde Türkiye hangi tarafta olacak? Tabi ki projeyi yapanların yanında. Bir şekilde bu çatışma başarıldı ve İran rejimi yıkıldı diyelim. Bu durumda İran da Irak gibi bölünecektir. Azeri Bölgesi, Şii Bölgesi ve Kürt Bölgesi şeklinde. Bölgedeki her ülkeyi bölen şekillendiren bu sistem tabi ki Türkiye’yi de Kürt bölgesi ve Türk bölgesi şeklinde bölecektir. Diyelim bu da oldu. Haritayı değiştiriyoruz sırayla.

5-) Ermenistan da bu sisteme dahil edildi. Azerilerle Ermenistan Karabağ konusunda çatışacaktır. Bu çatışma da barışla son bulmak zorundadır. Burada da bir savaş olacak demektir. Bu arada Rusya uyuyor tabi. Bu gelişmeleri seyrediyor. Ermenistan’la Azerilerin savaşının sonunda buraya NATO ve BM barış gücü askerlerini soktun. Türkiye’deki iç savaşta da böyle yapmıştın zaten. Devam edelim.

6-) Lübnan’da, Ürdün’de, Suriye’de, Yemen’de, BAE’de, Arabistan’da, Katar ‘da , Mısır’da, Fas’a kadar iç savaş çıkardın, kralları devirdin demokratik parlamenter sistem getirdin. O kadar kolay oldu ki bu işler, domino taşı gibi yıkıldı bütün krallar. Olamaz mı? Olur. Avrupa’da bu kralların ve feodal düzenin yıkılması 100 yıl kadar sürmüştü. Burada da 20 yıldan fazla sürmesin canım!

7-) Orta Asya Türkiye’nin önderliğinde bu birliğe gönüllü dahil olacak. Rusya hala bu durumu izleyecek. Afganistan zaten o zamana kadar demokratik olur. Onu dert etmeyin. Pakistan ise zaten dünden hazır. Demokrasiye acıkmışlar.

8-) Çin’den de Doğu Türkistan ve Tibet’i bu akımla ayırdın. Hindistan’ı da 4 yönetim bölgesine böldün. Çin bu arada reiki seansında.

9-) Güney’le Kuzey Kore’yi birleştirdin. Rusya hala seyrediyor. Ne olur bu macera filmi bitmesin diye dua ediyor.

Sadece Irak’ı bugünkü hale getirmek için 2 milyona yakın insan öldüğünü düşünürsek, bütün bunları yapmak en az 50 milyon insanın ölmesini gerektirir ve en az 50 yıl alır.

50 yıl sonunda bu bölgede kapitalizm çok rahat edecektir. Zaten 50 yıl sonra burada ücret seviyeleri AB ve ABD standartlarına ulaşacaktır. Kapitalizm bu dönemden sonra kendine yeni alanlar arayacaktır. Neresi orası? 3. dünya ülkeleri yani az gelişmiş Afrika.

Orayı da dizayn etmemiz 50 yıl alacaktır. Sonra kapitalizme yeni alanlar yine lazım.

Zaten o zamana kadar kapital beyleri yeni bir gezegen keşfetmiş olmazsa, gidecek yer kalmadı. İhtiras devam ediyor.

Demek ki bu proje kapitalizmin sonunu getirecektir.

Bir taraftan zaten bu proje 3. Dünya Savaşı demektir.

Dünyanın bugünkü düzeninin sahibi 2. Dünya Savaşı’nın galipleridir. 3. Dünya Savaşı’nın galipleri de yeni düzenin sahipleri olacaktır. Kapitalizmin bu savaşın galibi olmasının garantisi % kaç sizce?

Zaten bu savaş bittiğinde petrol ve doğalgaza alternatif enerjiler bulunacağı kesindir.

Şimdi soruyorum. Kapitalizm bu projeyi neden bu kadar istiyor? Yoksa kapitalizm global bir savaşa susamış olmasın?

Son soru: ABD’nin böyle derin bir planı varsa neden dünyaya açıklasın?

Görüldüğü gibi bu projenin uygulanabilirliği çok uzun hikayedir ve uygulanmasının önünde sayısız engel vardır. Uygulanma aşamasında ise ABD’nin Türkiye’yi parçalanmış ve kaos içinde ve sorunlarıyla baş başa bırakma olasılığı çok yüksektir.

Atalarımızın bir sözü vardır. "El atına binen yarı yolda iner! "

AYHAN PALAZOĞLU – 09.06.2010

 
Toplam blog
: 105
: 3914
Kayıt tarihi
: 05.11.08
 
 

İ. Ü. İktisat Fakültesi Uluslararası İlişkiler 1989 mezunuyum. 1993'ten beri uluslararası fındık ..