Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Mayıs '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Boşanmak nedir?

Boşanmak nedir?
 

Boşanma İstatistikleri(2002)

Boşanma nedenlerinde %93, 79 ile "şiddetli geçimsizlik" başı çekiyor.

Terk:............................................%1, 68
Akıl Hastalığı:.................................%0, 46
Zina:.............................................%0, 36
Cana Kast ve Pek Fena muamele:....%0, 35
Cürum ve Haysiyetsizlik:.................%0, 32
Diğer:............................................%3, 04

Yaş Grubuna Göre Boşanma İstatistikleri

Yaş Grubu.......Erkek...........Kadın
(15-19)1391.175
(20-24)3.1988.091
(25-29)9.403-10.098
(30-34)9.724-9.437
(35-39)-10.001-8.329
(40-44)6.9735.661
(45-49)5 2124.168
(50-54)2.8111.885
(55-59)1.6801.203
(60- +)1.955-1.049

Evlilik Süresine Göre Boşanmalar

AdetPay(%)
(1 Yıldan Az)-8841, 73
(1 Yıl)-4.3548, 52
(2 ")-4.7119, 22
(3 ")-4.5088, 82
(4 ")-3.7857, 41
(5 ")-3.5957, 04
(0-5)-21.837-42, 74
(6-10)12.081-23, 64
(11-15)6.830-13, 37
(16- +)-10.348-20, 25

Bu istatistikler sadece göz ucu ile bakabileceğimiz kadar az bir çoğunluğu gösterebilir ancak. Ülkemizde çok açık ve net bir GERÇEK DRAM vardır ki boşanma kararları genellikle tek yanlı alınır ve de hayata geçirilir.

Karşı tarafa buna direnme hakkı genellikle tanınmaz.

Birtakım direnç noktaları YARGI MEKANİZMALARI aşamalarında yasalar çerçevesinde tanınır ama bu haklar da genellikle bazı boşluklardan yola çıkılarak izole edilir.

Nedir boşanmak?

Bir zamanlar birbiri ile muhteşem başlayan o güzelim ilişkilere ne olur ki bu yol ayrımına götürür çiftleri; akla ilk gelen; ikinci kadın ya da erkek ihtimalidir.

Taraflardan biri sosyo-ekonomik dinamiklerini kazanarak hayata farklı merceklere bakmaya başladığı an evlilik için tehlike sinyalleri çalmaya başlar.

Yeni dünyalara olan açılımlar, farklı ortamlar, yeni yüzler ve sesler...

Hiç de alışık olmadığı ama çok çabuk benimsediği bu farklı dünyada ÖZGÜRLÜK bilançoları bir çırpıda çıkarılır.

Tek kişilik yeni yaşam formlarında, hayali modellenen evler, bir yana ayrılan banka hesapları, çocuklar kimde kalacak hesapları ve onların mali portresinin kağıt üzerindeki taslakları, bu çizimler kaba hesaplamalarla boş kalındıkça yazılıp çizilmeye başlanır. Herşey tamamdır da ilk hamleyi yapacak cesaret ve de fırsatı yakalaya gelmiştir iş.

Bu bir hastalık olabilir, tedavisi uzun ve de meşakkatli bir hastalık sonucunda genellikle diğer taraf, sanki o kararı hemen o anda oracıkta alıvermiş gibi, infilak eder ve TERK kararını bir çırpıda koyuverir ortaya.

Hayır aslında yalandır, o karar uzunca bir zamandır kağıtların üzerinde ve kalemin her daim ucundadır ama zamanlama ancak bu süreçte yapılabilmiştir.

Bu bir mali çöküş dönemi esnasında gerçekleşir. Taraflardan biri son derece ağır bir ekonomik darbe ile cebelleşirken, karşı taraf, en zayıf ve de dirençsiz anında ikinci darbeyi vurarak eşi terkeder.

Bu bir çocuklardan birinin yardım ve desteğe muhtaç anıdır, eşlerden özellikle kadın için geçerlidir bu, ya ikinci ya da üçüncü doğumunu yapmıştır, erkek eşini hep o şekilde karnı burnunda kalacağı zaafiyetine düşerek kendisini apar topar dışarıya atar ve karşısına çıkan ilk ilişkiye sığınmaya kalkar.

Bu konuda Bursa'da bir can arkadaşımın spastik özürlü doğan çocuğunun Engelli yaşamında onun için verdiği hayat mücadelesi esnasında hiç haketmediği bir biçimde boşanma süreci ile yüzleştiğine tanık olduğum içindi bu örneğim.

Bu taraflardan birinin ailesi ile ilgili manevi bir destek ya da hesaplaşma içine girdiği dönemlerde olabilir, en zayıf anın kollanıp gözetildiği bu karar bir ateş topu gibi düşer evliliğin tam ortasına.

Boşanma ihtimallerinden bir diğeri ise ailenin bitmek bilmez baskılarıdır. Dayatma ve tahriklerin arasında kalan birliktelik aile büyüklerinin insiyatifi ile çözülür gider.

Ekonomik bağımlılıklardır bu konunun sebepleri.Kendi başına alınmamış, şartlı bir boşanma kararıdır.

Saygı bitmiştir ilişkide, kıskançlık ve sürekli mercek altında tutma çabaları, kontrol etme egoları, eşlerden birinin tek fantazi ve işinin diğeri üzerinde kurduğu egomanya olmaya başlamıştır.

Öyle sıkıcı ve dayanılmaz olmaya başlamıştır ki bu kontrol mekanizmalı uzaktan kumandalı ilişki, diğer taraf için hayatı cehenneme çevirmeye başlar.

Arada nefes alabilmek için kapıyı aralık bırakmak gereklidir ilişkilerde.

Kilitler ile mıhlanmış ilişkiler tükenmeye mahkumdur.

Taraflardan biri diğeri için hayat poliçem o benim diye düşünerek başlar ve evliliğine de ölene kadar bu göz ile yaklaşır. Üst üste doğurulan çocukların sebebiyetinde de hep bu realite vardır.

SONUÇTA boşanma gerçekleşir, birlikte yaşanılan mekan ve eşyalar ayrılır, çocuklara ipotekler koyulur, dörtte üçü benim sen dörtte biri ile yetin, gibi çağ dışı empozeler ile karşı cins adeta cezalandırılır, ona sormadan tek yanlı boşanma kararı almıştır ya, çocuk en şahane silahtır elde olan.

Çok medeni ve bir o kadar da zor ve acıtan bir karardır boşanma kararı. Taraflardan biri kafasına koymaya görsün bunu. Domino taşlarının üst üste yıkılıvermesi gibi tüm taşlar devriliverir.
Herşey altüst olur. Bunun son analizini şu cümle ile noktalıyorum.

Yaşamda her türlü olumsuzluklarla karşılaşılabileceğini hesaplayarak oturmak gerekir nikah masasına.

Hazır bir vaziyette, yani her iki taraf da kadın da erkek de birey olmalıdır bu kararı alırken.

Eşlerden biri diğerinin o ya da bu şekilde yaşamımızdan çıktığında;

-Şimdi ne olacak? Sorusuna net bir yanıt bulabilecek ve bir yerlerden başlayacak sosyo-ekonomik güç ve istikrar daha en başta kazanılmış olacak ki, taraflardan biri diğerine SEN BİLİRSİN, YOLUN AÇIK OLSUN, gibi medeni cümleler ile el sallayabilsin.

Sevgiler.
Nilgün Çakıcı/BURSA

 
Toplam blog
: 238
: 1468
Kayıt tarihi
: 26.03.07
 
 

Bursa'dan bir milliyet okuru olarak, burada sizlerle olmak çok güzel. Bir ev hanımıyım, iki çocuk..