Boy gösterirseniz, ölçünüzü de alırsınız!

29 Mart Yerel Seçimlerini geride bıraktığımız şu günlerde hala hafızalarda kalan bir takım konuşmalar, görüntüler, davranışlar akıllarda kaldı.

Bunlardan bir kaçını hatırlamak bile içler acısı durumumuza örnekler vermekte.

Düşündüm, düşündüm bundan olsa olsa mizah olur. Benim hatırladıklarım bunlar;

Sol parti liderlerinden birinin, seçim bölgesindeki vatandaşlarla karşılaşması esnasında türbanlı bir hanfendinin de parti liderine el sallamasıyla beraber arkadaşlarınca kafasına atılan tokatla; ah ben ne yaptım! dercesine gülümseyişi:)

Bir Belediye Başkan adayının sokakta eşek üzerindeki seçim çalışması,

12-13 yaşındaki çocuğun kazara muhtar adayı olup yüze yakın oy alması,

Trakya Bölgesinde sandığın birinden, oy pusulasında, üç partiye evet oyuyla beraber prezervatifin çıkması. Sanırım bu güzel bir göndermeydi. Seçim sonrası korunun demek istiyordu:) Bir diğer seçimde ertesi gün hapı da çıkabilir:)

Bir diğer sandıktan lanet edercesine yazılan bir mektubun çıkması. Vatandaş artık sesini duyuramıyor ne yapsın. Havale ücreti vermemek için sesini en iyi bu şekilde duyuruyor. Hem konuşsa ne olacak ki al ananı git diyecekler nasılsa.

Birkaç Devlet Büyüğümüzün aleni tehditkar konuşmaları ise Kurtlar vadisinin boşa çekildiğini anımsattı. Sponsor halk nasılsa ücretsiz gösterimde...

Seçim meydanlarını kalabalık göstermek için ekranlara yansıyan fotoşoplar. Aynı suratın birden on surata dönüşümü... Binbir surat tiplemesiyle siyasetçilerimizin akıl almaz cambazlıklarına örneklemeydi.

Garibim vatandaşları seçim bölgelerine göçebe gibi taşınmaları,

Kömür, kuru bakliyat, vs. dağıtımındaki rezaletleri,

Parti Liderlerinin karşılıklı laf yarıştırmaları, İlahi dedirtecek cinstendi. Sanki yapacak başka işleri yok sadece sözlü saldırılarla seçim propagansı... Aklı başında olan herkesim bu durumdan şikayetçiydi bundan eminim. İlkokul çocukları bile bunu yapmaz pes yani!

Diyarbakırı ne pahasına olursa olsun istiyorum diyen Değerli Başbakanımız... Sanki manavdan bir kilo elma istiyor. Önce hizmet, güven sonra bakar vatandaş da sizlerin derdinizin çaresine değil mi ama...

Ve daha niceleri...

Fakat bir tanesi vardı ki içler acısı bir durumdu.

Günlerce konuşuldu, eleştirildi, yazıldı, çizildi.

Suyu olmayan vatandaşa, çamaşır makinası!

Elektiriği olmayan vatandaşa; buz dolabı!

Ver oyunu, al makinayı!

Büyük şehirlerdeki kömür yatırımının orda da işe yarayacağını mı sandınız:)

Ordaki vatandaş Demokrasiyi sizden benden iyi bilir.

Yediniz mi tokadı?

Afiyet olsun.

Şimdi ilgililer eminim ki zıkkım olsun diyorlardır. Eee tabi ki içlerinden:)

Ne de olsa seçim yatırımı değildi(!) Değil mi efem:))