Boynumu çevirebilsem..

Güne saatte 125 km hızla giden motosikletin, kamyona arkadan çarpa görüntüleri ile başladım. Çok üzüldüm hemşerime, kaza Kapaklı’da olmuş aynı yerden ben de defalarca geçtim. Allah rahmet eylesin

Böyle başlayan gün iyi olur mu?

Olmaz!

Sıcak, ter, stres, gürültü, patırtı... Ne ararsan var.

Silivri yazlık bölge ya! Kış aylarında bankalar tenha, yaz aylarında mahşer yeri gibi oluyor.

Eskisi gibi, sıraya girmiyor kimse..

Bir icat var, basıyorsun numara alıyorsun..

Sonra numaranın yanmasını bekliyor, yanınca da gidip işini hallediyorsun.

126......127....128.....756

Bu 756 nereden çıktı?

Arkasından kızılca kıyamet.!

“ Ben saatlerdir bekliyorum, bu adam şimdi geldi, nasıl oluyor bu iş. O banka müşterisi de ben değimliyim?”

Sorunun cevabını soran gibi herkes biliyor aslında, farklı numaraları alan kişilerin bankaya ait kartları var.( Bankanın kendi müşterilerine küçücük bir kıyağı!)

O kartları kullanıyorlar ve araya kaynak oluyorlar.

Sorgulamanın, tepki göstermenin sabah sabah insanların sinirlerini ayağa kaldırmanın anlamı yok..

Sıra bir gün bize de gelir nasıl olsa!( O karttan bende de var ama çaktırmıyorum)

Sonra; bu günlerde bankada sıra beklemekten daha güzel bir şey var mı ya?

Dışarıda sıcaklık otuz beş derece... Hamam

Bankada klimanın kralı var.

Sonuna kadar da açmışlar mübareği içerisi, çınar altı gibi.

Zaten geceleri sıcaktan uyuyamıyorum..

Her gidişte “atsalar yerlere iki döşecikte”, biraz kestirsem diyorum.

***

Dün gece sıcaklarla baş edemeyeceğimi anladım..

Paraya kıydım ve eve bir vantilatör aldım..

Ayaklılardan, kafasını “hayatta olmaz” der gibi sağa sola çevirenlerden değil.

Yere konulanlardan benimkisi.

Evde karşılıklı iki kanepemiz var..

Bir kanepeye biz oturduk, diğerine vantilatör kuruldu..

Bizim vantilatör üç vitesli, verdim ayarı ağabeycim, üçe taktım. Açtım gömlek düğmelerini de

“Es be deli rüzgar bağrıma bağrıma...

Uyuya kalmışım..

Bir uyandım...Boynum tutulmuş..

Sabahtan beri “Robocop” gibi geziyorum..

Bir şey soracağım..

Bu her boynu tutulana aslan ve eşek fıkrasını anlatmak, kültürümüze nereden yerleşti?