Bozkırın Dezenesi Neşet Ertaş hayatını kaybetti

Televizyon kanalları arasında sabah haberleri için dolaşırken, birden aşağıdaki çok sevdiği türküyü haber kanalında duyunca irkildim.

Bu güne kadar türküyü pek çok sanatçı söylemişti. Ben hepsinden dinlerken keyif almıştım. Bu sefer söyleyen türkünün söz ve müziğinin gerçek sahibiydi.

Ünlü halk ozanı Neşet Ertaş’tı. Hasta olduğunu ve yoğun bakıma kaldırıldığını bildiğim için içim birden cız etti ve derin bir üzüntüye kapıldım. Bir yandan türküyü dinlerken, bir yandan da ekranın altında beliren son dakika yazısına bakıyordum. Neşet Ertaş’ın bu yalan dünyadan göçüp gittiğini öyle öğrendim.

Bir yandan türkü, bir yandan çook eskilere dayanan tanışmışlık, acımı bir kez daha arttırdı.

Şimdi şu türkünün sözleri ile yaşanan 74 yıllık ömrü bir kıyaslayalım.

Ah yalan dünya kandırırsın adamı güzelliklerinle.

Herkes kendini mutsuz sanır yalan dünyada,

İnsanın ömrünü boş yere çalan dünyada herkes mutsuzdur.

Yalan dünya yalandan insanın yüzüne gülen dünya burası.

Hep sen mi ağladın sen mi yandın
Bende gülmedim yalan dünyada
Sen beni gönlünce kutlu mu sandın
Ömrümü boş yere çalan dünyada

Ah yalan dünyada yalan dünyada
Yalandan yüzüme gülen dünyada
Sen ağladın canım ben ise yandım
Dünyayı gönlümce olacak sandım
Boş yere aldandım boş yere kandım
Rengi gözümde solan dünyada
Ah yalan dünyada yalan dünyada

Yalandan yüzüme gülen dünyada
Bilirim sevdiğim kusurun yoktur
Sana karşı benim gayetten çoktur
Felek vurdu dolu üstüme vurdu
Yaşlarım gözüme dolan dünyada
Ah yalan dünyada yalan dünyada
Yalandan yüzüme gülen dünyada
Ne yemek ne içmek ne tadım kaldı
Garip bülbül gibi feryadım kaldı
Alamadım eyvah muradım kaldı
Ben gidip ellere kalan dünyada
Ah yalan dünyada yalan dünyada
Yalandan yüzüme gülen dünyada

Evet, Bozkırın dezenesi, ustası, türkülerin babası Neşet Ertaş İzmir'de tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti!

Bildiğiniz gibi Neşet Ertaş İzmir’de özel bir hastanede 15 gündür kanser tedavisi görüyordu. Türk halk müziğinin usta sesi Neşet Ertaş, sabah saatlerinde hayatını kaybetti. Sanatçı dün yoğun bakıma kaldırılarak makineye bağlanmıştı.

Neşet Ertaş kimdir şöyle bir bakalım.

1938 Kırşehir, Çiçekdağı, Kırtıllar köyünde doğdu. Neşet Ertaş, abdal müzisyen olarak da tarif edilir. Bozkırın Tezenesi olarak da bilinir. Babası saz ustası Muharrem Ertaş, annesi Döne hanımdır. Annesinin ölümünden babası ve kardeşleriyle birlikte sonra köyüne yerleşmişlerdir ve çocukluğu bu köyde geçmiştir.

Neşet Ertaş, ilkokula gittiği yıllarda önce keman, sonra da bağlama çalmayı öğrenmiştir. Babası Muharrem Ertaş ile birlikte yörenin düğünlerinde sazı ile çalıp sesi ile türküler söylemeye başlamıştır. Neşet Ertaş, etkilendiği tek kişinin babası Muharrem Ertaş olduğunu söyledi. Kendi ifadesi ile bunu şu şekilde ifade eder; "Babamla ben aynı ruhun insanlarıyız."

Neşet Ertaş, 1950'li yılların sonunda İstanbul'a gelerek ilk plağını "Neden Garip Garip Ötersin Bülbül" adı ile babası Muharrem Ertaş'a ait bir türküyle çıkardı. Halk tarafından çok beğenilen bu plağı ardından diğer plak, kaset ve halk konserleri takip etti. Daha sonra Neşet Ertaş Ankara'ya yerleşti. Burada yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle kardeşinin daveti üzerine Almanya'ya gidip, çocuklarının eğitimi ve sanatsal çalışmalarından dolayı uzun bir süre Almanya'da kaldı.

Sanatçı, 2000 yılında İstanbul'da verdiği konserle sahne hayatına geri dönmüştü.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel zamanında kendisine sunulan 'devlet sanatçılığı' unvanını; "hepimiz bu devletin sanatçısıyız, ayrıca bir devlet sanatçısı sıfatı bana ayrımcılık geliyor” diyerek teklifi kabul etmedi. Ve kendisinin halkın sanatçısı olarak kalacağını söyledi.

Büyük usta’nın devletten kabul ettiği tek şey TBMM tarafından verilen üstün hizmet ödülüdür.  Onu da alma nedeni olarak “kültüre hizmet eden ecdatlarımız adına aldım" diyecek kadar da mütevazıdır.

Neşet Ertaş adeta yaşayan bir efsane olmuştur. Unesco tarafından yaşayan insan hazinesi kabul edilen Neşet Ertaş, 25 Nisan 2011 tarihinde İTÜ Devlet konservatuarı tarafından fahri doktora ödülüne layık görülmüştür.