Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Temmuz '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bu çocuklara "Biat" etmeyi, bilerek, öğretmedik!

Yurt dışından bir okurum soruyor: Lütfen, diyor, sorar mısınız, madem eşi ile buluşacakmış neden eşi on beş dakika evvel orada olup da eşini ve altı aylık bebeğini beklemedi?

Ben olsam, diyor, öyle karışık bir ortamda değil bebek varken, kendi başınayken bile en azından on beş dakika öncesinden kendisini beklerdim!

Başbakan hala aynı konuyu gündeme getirir sanmıyordum, yine “Bacıma neler yaptılar” diye getirince okurumun sorusunu da sormak boynumun borcu oldu!

******

Yetmiş yedi sayfalık bir rapor sunulmuş başbakana, Gezi Parkı ile ilgili sosyal medyada kimler neler demişler, falan, hepsinin de hesabı sorulacak diyor yine konuşurken başbakan; yine korkutma politikası…

35. madde silinince “Artık darbe olamaz!” diyor Bozdağ; darbelerin maddelere uyduğu nerede görülmüş?

Bu kadar darbe korkusu da nedir, bir anlamak gerek!

Haa, bu arada, bu güne dek hiçbir siyasal yetkili böyle koruma ordusu ile gezmedi; bunu da anlamak gerek: Neden dolayı korkmak?

Halktan mı? Yaptıklarından mı?

Hiç biri değilse geriye ne kalır, düşündüklerimi yazmayayım da sizler de bir istişarede bulunun…

******

Madımak’ta canlı canlı yandılar; yakıldılar yani…

Geçenlerde de yazdım, sevmiyorum tekrarları lakin yaşananlar ille de tekrar olunca elde değil, zıp-zıp zıplıyorsun yerinde ve tekrar ve tekrar yazmak istiyorsun!

Aleviler için bir şıklık düşünülmüş: Sabiha Gökçen havaalanı adı değiştirilsin!

Bu mudur?

Zaten Gezi Parkı olaylarını da Mehmet Ali Alabora kotarmıştı; “Milli Gömlek de bir çırpıda değiştirilmişti” zaten…

******

Akdeniz Olimpiyatlarında bir sürü dopingli sporcularımız çıktı; bunun faturasının yalnızca sporculara çıkarılması asla doğru değil; haa, ille de bireysel olarak yaklaşılırsa o zaman da antrenörlere falan bunca para saymak da anlamsız demek ki!

Bu durumdan tek anladığım: Yalan, riya ve dolan öyle meşrulaşmış ki bu mecrada da kendini gösteriyor!

Nedenine gelince; gayet basit!

Kim eskiden bilmem kaç altın, gümüş, bronza madalya aldı; bakın bizim iktidarımızda kaç altın, gümüş, bronz madalya alındı diye konuşup, dopingli sporculardan söz etmeyen şahsiyetlerdir!

******

Yeterli donanıma sahip olmayan insanlar yalan ve dolana meyilli insanlardır; en azından kendilerini daha bilgili, daha muktedir ve özellikle saygın görme isteği içindelerdir.

Doğru aile yapısında yaşayan yetersiz donanıma sahip kişiler genelde etrafa karşı zararsız bireyler olup, zararları kendilerinedir.

Alkolizm genelde kaçış noktalarıdır; naiftirler, duyarlıdırlar ancak yetersizliklerinin bilincindedirler; dertleri kendileri iledir, gerçekleri görürler lakin tepki verme konusunda korkaktırlar…

Bir de yeterli donanıma sahip olmayan ailelerin çocuklarında görülen tepkimeler vardır: Bu grupta kendini eleştiren birey bulmak pek zordur.

Ya kendi dışındakileri eleştirip kendi durumunu haklı gösterir, ya da başardığı şeyleri gözünde fazlasıyla büyütür!

Eleştiriye hiç açık olmadıkları gibi nerede ve nasıl tepki verecekleri de kestirilemez!

Büyüklük kompleksinin aslında alçaklık kompleksinden kaynaklandığına inananlardanım; zira çok donanımlı bir insanın kendini havalara soktuğuna fazlasıyla tanık olurduk!

Çok donanımlı insanlar alçakgönüllüdür, söyledikleri asla yaptırım tarzı değildir; ben bu hatayı yaptım, siz yapmayın diyebilen kişilerdir ki hoşgörü katsayıları acayip yüksektir!

Kendini eleştiren insanı sever; düşman bellemez!

Öğretmeye meyillidir, öğretmenin dikte ettirmekten geçmediğini de gayet iyi bilir…

******

Başbakan demiş ki: “Biz hata yaptık!”

Aha, ne demiş?

Merakla okuyorum: “Biz bu gençliğe gelenek-görenekleri öğretemedik!”

Pes!

Bu gençleri ana ve babaları yetiştiriyor, devlet değil!

Bu gençler saygıyı da sevgiyi de biliyor; tek fakları hakkedene gösteriyorlar!

Bu gençler saygıda kusur etmiyorlar da “zorla saygı duyulması”na tepki gösteriyorlar!

“Biat” etmeleri öğretilmedi bu gençlere, zira ne anaları ne de babaları biat etmedi!

Biz “Biat” etmesinler diye yetiştirdik, devlet eli ile hükümet ne hakla itina ile yetiştirdiğimiz çocuklarımıza dil uzatabilir?

Anne-babama saygısızlık etmeden kendi standartlarımı kabul ettirdim; devlete verilecek hesabım mı var?

Hayır yani, devlet ne hak ve hukukla sorgulayabilir?

Yine anlamsız, yine haddini aşan cümleler ile yine propaganda düzeyinde konuşmalar…

******

Yıllardır tatil yapamıyorum, param yetişmiyor, ama vallahi kıskanıyorsam namerdim; Başbakan tatil yapsın!

Şöyle kendini kumlara bıraksın; ardından denizin serin sularına dalsın…

Yediği önünde, yemediği ardında kalsın…

Bu gidişle ben tatil yapamam, ama başbakan yapsın!

O tatil yaptığında bizler biraz olsun sakinleşiyoruz ya; yapamadığım yüz tatile bedel!

 

hhtp//twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..