Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mart '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bu da 1 Mart mı?

Bir halk deyimi vardır, “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” diye. Önümüzdeki Salı günü de “Cemre” toprağa düşecek ve yine eskilerin dediği gibi “Yazıda yatan” ölmeyecek…

Bu günler “Anam-babam” takvimine göre, mevsimlerin değiştiği günlerin başıdır. Havanın ne gün nasıl olacağını kestiremezsiniz.

Tarihe baktığımızda da, yine bu mevsimlerde tarihlerde de bir şeyler olmuştur. Ne gün ne olacağını kimse bilememiştir.

Bu girizgâhtan sonra…

Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN, Taha AKYOL’un CNN TV deki programında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar BÜYÜKANIT’ın ABD’de yaptığı basın toplantısında söylediği sözleri “Kişisel” olarak tanımlamıştı…

Buyurun TSK’nın cevabı…

"Sayın Genelkurmay Başkanı'nın ABD ziyareti esnasında 16 Şubat 2007 tarihinde yaptığı basın toplantısında dile getirdiği hususların "Kişisel Görüşleri" olduğu şeklinde bazı basın-yayın organlarında haber ve yazılara yer verildiği görülmüştür. Sayın Genelkurmay Başkanı'nın söz konusu basın toplantısında ifade ettiği görüşler, tabii olarak kişisel olmayıp Türk Silahlı Kuvvetlerinin kurumsal görüşüdür. Kamuoyuna saygı ile duyurulur."

Gazetelerin internet sayfalarında çıkan bu habere yorumlar yağmaktadır. Bazıları yine demokrasiden dem vurarak “Askerin, demokratik işleyişte söz sahibi olmadığı” anlamına gelecek yorumlar yapmakta, bir başkaları da başbakanın görevinin askere “Laf yetiştirmek” olmadığını söylemektedir.

Öncelikle şu fikrimi ortaya açıkça koyayım…

Herkesin bildiği bir tekerleme: Deveye “Neden boynun eğri?” diye sormuşlar, o da “Nerem doğru ki!” diye cevap vermiş.

Hiç kimse “Demokrasi”nin arkasına sığınarak “Asker konuşmamalı” mantığını yürütmesin. Türkiye, daha demokrasinin o sürecine gelmedi. Kendilerini “Demokrat” veya “Aydın” olarak tanımlayanlara şöyle soruyorum: Nereniz doğru ki?

Biz diyoruz ki “Memleketi bölmeye çalışıyorlar” onlar diyor ki “Demokrasi”, olmaz böyle bir şey…

Bana göre bu bildiri de en az geçmişte yaşadığımız “Mart teskeresi” gibi bir bildiridir. Buyurun, daha dumanı üstünde tütüyor.

Tartışalım…

Ülkeyi germek için mi askere laf yetiştiriyorsun, yoksa kendini ve rüştünü ispat etmek için mi?

Kendini ve rüştünü ispat etmenin hedefi “Asker” olamamalı…

Ancak Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN, hem kendini hem de rüştünü ispat etmek için memleket yararına işler ile uğraşacağına, önüne kim gelirse “Noevember Paşalı” tavrı ile takışmaya, çatışmaya ve laf yarışına girmektedir.

Bunun sonu gelmez, gelirse de iyi gelmez…

Bu ülkede kim ki askere laf söylüyor, biliniz ki arkasında yaptığı ülke aleyhine sonuçlanacak bir hesabı vardır.

Ben, bu kadar net ve açık ifade ediyorum.

Askerine sahip çıkamayan bir milletin, ülkesine nasıl sahip çıkabileceğini düşünüyorsunuz?

Buyurun birileri de bunu bana anlatsın.

Kimse oturduğu yerden ahkâm kesmesin. Bunları, ülkenin birliğini, bütünlüğünü ve istikrarını bozmaya çalışanların yaşadığı dağları iyi bilenler söylüyor ve burada yazıyor bunu…

Ülkesini sevenler, bunlara lütfen kulak versinler.

01 MART 2007

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..