Bu elma, başka elma...

"Ah sevgilim biz seninle bir elmanın iki yarısı gibiyiz" diyemeyeceğiz artık! Bir elmamız vardı bizi böylesine güzel tarif eden, onu da elimizden aldılar...

Acaba başka bir meyveyi örnek olarak alabilir miyiz diye düşündüm, alışkanlıktan mı neden bilmem, bir türlü yakıştıramadım.

Mesela bir ayvanın iki yarısı, bir muzun veya bir portakalın iki yarısı gibi... ama olmadı içime sinmedi nedense. Bir de, her mevsim yetişen bir meyve olması çok önemli sanırım.

Neyse, sadede geleyim de ağzımdan baklayı çıkartayım bari, çünkü duyar gibi oluyorum bu elma hikayesi de nerden çıktı diye? söylenip duruyorsunuz:)

Eeee tabii ki bir haber okudum da ordan geldi aklıma. Konya'nın Beyşehir ilçesi Kurucuova Beldesi'nde bir vatandaşın yetiştirdiği elmalar görenleri şaşırtıyormuş. Bu haberi ilk okuduğumda resme dikkat etmediğim için, bir elma insanı nasıl şaşırtabilir diye düşündüm ve az daha devamını okumayacaktım. Ama devamını okuduğumda...

3 yıl önce aşılama yaptığı elma bahçesinde istenilen sonuca ancak bu yıl ulaşıldığını söyleyen Kasım Gümran bu farklı elmaları gösterdi. Elmalar, gören herkesi şaşkına çevirdi. Tek bir elmanın yarısı kırmızı, diğer yarısı yeşil. Kırmızı bölümü tatlı, yeşil bölümü ekşi. Daha önce bu ağaçtan kırmızı ve tatlı elmalar alınıyormuş.

Gördüğünüz gibi şimdi haksız mıyım? Artık sevgilimize ne diyeceğiz?
Önerileri olan varsa yazabilirler. Şaka bir yana bana enteresan geldi bu elma, bakalım daha neler göreceğiz...

Sevgili Cemal Süreyya'dan bir şiir...

Şimdi sen çırılçıplak elma yiyorsun
Elma da elma ha allahlık
Bir yarısı kırmızı bir yarısı yine kırmızı
Kuşlar uçuyor üstünde
Gökyüzü var üstünde
Hatırlanacak olursa tam üç gün önce soyunmuştun
Bir duvarın üstünde
Bir yandan elma yiyorsun kırmızı
Bir yandan sevgilerini sebil ediyorsun sıcak
İstanbul'da bir duvar

Ben de çıplağım ama elma yemiyorum
Benim öyle elmalara karnım tok
Ben öyle elmaları çok gördüm ohooo
Kuşlar uçuyor üstümde bunlar senin elmanın kuşları
Gökyüzü var üstümde bu senin elmandaki gökyüzü
Hatırlanacak olursa seninle beraber soyunmuştum
Bir kilisenin üstünde
Bir yandan çan çalıyorum büyük yaşamaklara
Bir yandan yoldan insanlar geçiyor çoğul olarak
Duvarda bir kilise

İstanbul'da bir duvar duvarda bir kilise
Sen çırılçıplak elma yiyorsun
Denizin ortasına kadar elma yiyorsun
Yüreğimin ortasına kadar elma yiyorsun
Bir yanda esaslı kederler içinde gençliğimiz
Bir yanda Sirkeci'nin tren dolu kadınları
Adettir sadece ağızlarını öptürürler
Ayaküstü işlerini görmek yerine

Adımın bir harfini atıyorum


Bayramınız kutlu olsun.