Bu halk sevgi ve barış istiyor

SİLAHLANMADAN SAVAŞSIZ YAŞAMA HAKKI 

Türkiye’de bu yıl sonbahar sadece iklimsel olarak hızlı başlamadı. Her yıl ekim, kasım aylarının en gözde konusudur, “bir anda yağmur çamur başladı. Terlerken üşümeye başladık.” söylemleri. Bu yılın da çok farkı olduğu söylenemez ama sadece fiziksel değil psikolojik olarak üşümenin doruklarda yaşandığı bir yıl yaşadığımız kesin. Ekim ayının ilk haftasını göz önüne alarak düşünüyorum da gerçekten çok üşüyor bu toplum.

Şu 2 haftan, haftam, haftamız…

Üşüyen toplumu izliyorum da iki kat daha fazla üşümeye başlıyorum. 3 gün Taksim’de yürüyenlerin peşindeydim. 3 farklı olay ama hepsinin vardığı nokta aynı “silahlanmadan savaşsız yaşama hakkı”. “Bir insan hayatında yaşamak istemesinden daha doğal, normal ve olması gereken ne olabilir ki?” diye sormadan edemiyorum.

Üşüyen toplum nelere “HAYIR!” diyor?

Sessiz Ayakkabılar, "Bireysel Silahlanmaya HAYIR!"

"Bireysel Silahlanma Günü" kapsamında Taksim'de 28 Eylül’de sessiz ayakkabılar yürüdü. 19 yıl önce hayatını kaybeden Umut Çağatay'ın beyaz spor ayakkabılarından, 1 ay önce hayatını kaybeden Umut Ceylan'ın siyah okul ayakkabılarına kadar birçok ateşli silahla hayatını kaybeden çocukların ayakkabıları "Silahlanmaya Hayır" demek için oradaydı.  

"Hayvan nazizmine HAYIR!"

Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nda yapmayı planladığı yasa değişikliği Taksim'de 29 Eylül’de binlerce hayvan severin kedileri, köpekleri, papağanlarıyla katıldıkları yürüyüşle protesto edildi. Hayvan severler yeni tasarının hayvanları korunmasına değil öldürülmesine yol açacağını belirterek hayvan haklarını koruyan yeni ve etkili bir yasanın çıkarılmasını istedi. 

"Savaşa HAYIR, Barış hemen şimdi!"

Akçakale’de Suriye tarafından atılan bomba nedeniyle 5 yurttaşın hayatını kaybetmesi üzerine Başbakanlıktan "Suriye'deki hedefleri vurduk" açıklaması geldi. Dün Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Suriye'ye askeri müdahale tezkeresini görüşmeye başlaması üzerine sosyal paylaşım sitelerinde örgütlenen siyasi partiler, sendika, meslek odaları, sivil toplum örgütleri ve halk Taksim'de cumhuriyet anıtı önünde " savaşa hayır" demek için toplandı.

Bu 3 olay da istekler ayrıntılarına takılmadan sonuç odaklı baktığımızda net peki saygı ve değer beklemek için illa istemek mi gerekiyor. Hakkı olan bir şeyi beklemek yerine istediği için üşüyor bu toplum. Peki, bu toplum ne kadar daha üşüyecek ve bu yol nereye gidecek? Yılmaz Erdoğan’ın “bir kuğunun boynuna dokunurken” şiiri cevap niteliğinde;
 “yol bir yere gitmez
 içerde
 düz saçlara uğrar
 ayak üstü bir akşamüstü
 her plansız ürperişin sonu
 hüsran
 ve hüsran
 çok sanat müziği bir kelimedir.”