Bu kartal uçar mı?

Demirören, "Ben varken Beşiktaş'ın kapısından içeri giremez" dediği Denizli ile anlaştı.
(http://videogaleri.hurriyet.com.tr/Video.aspx?s=2&vid=2797)
"Büyük lokma ye, büyük söz söyleme" dememiş miydi atalarımız?
Ya da hiç duymamış mıydı bu atasözümüzü Demirören.

Şimdi bunun adına ne derler, ne diyecekler?
Kim ne derse haklı olmayacak mı?

Yanlış anlaşılmasın, Denizli yanlısı veya karşıtı değilim.
Benim için Denizli kapalı kutu.
Küçükken Beşiktaşlı olması da önemli değil, kariyeri de...
Her zaman olduğu gibi, bekleyip göreceğiz.

'Nelerini gördük biz bu koltukta, Denizli'yi de göreceğiz' diyerek kendimizi bekleme modunda tutmaya devam edeceğiz.

Bakarsınız Demirören tekrar sözünden döner, vazgeçiverir Denizli'den.
Söylediklerimizle, yazdıklarımızla başbaşa kalıveririz.

Olmaz demeyin, dönmez demeyin.
Demirören'in birkaç dönüş hareketlerinden örnekler verelim mi?

'Sinan Engin için de kulübün kapısından giremez' dememiş miydi?

'Arkandayım' dediği Çalımbay kaç günde gitti?

Ulusoy'un da arkasında değil miydi?

Bosque konusunda haklıyız demedi mi, haklı haklı 9 milyon Avro gitmedi mi?

İstifa edeceğim' sözü hala havalarda, yani askıda beklemiyor mu?

Ne anlama geliyor tüm bunlar, tutarsızlık kararsızlık örneği değil de nedir?
Bu halimizle bundan sonra bize kim inanır, kim güvenir?

Beşiktaş kimsenin babasının çiftliği değildir.
Ne 'Ali Baba'nın, ne de bir başkasının...