Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Eylül '10

 
Kategori
Güncel
 

Bu memlekette akil adam yok mu?

Bu memlekette akil adam yok mu?
 

Martti Ahtisaari


Akil adam tamlaması en basit ifadesiyle aklı başında adam demek. Birçok alanda birikime sahip olduğu kabul edilerek problem çözmede bu kişilere başvurulur.

Haber başlığını okumuş ya da dinlemişsinizdir: Akil adamlar Diyarbakır'da. Kimmiş bunlar? Aralarında eski Finlandiya Cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari, eski İspanya Dışişleri Bakanı Marcellino Oreja Aguirre ve eski Avusturya Dışişleri müsteşarı Albert Roha'nın da bulunduğu bir grup insan. Garip olanı bu adamların bir heyet adı da var: Bağımsız Türkiye Komisyonu. Elbette hiçbir resmi özelliği yok.

[Dipnot-1: Hatırlayanlar vardır geçmişte de Almanya Birlik 90/Yeşiller Partisi eşbaşkanı Claudia Roth (Tam da burada rahmetli Ayvaz Gökdemir'i hatıradım.) da Türkiye'ye gelir, gider Leyla Zana'yı ziyaret ederdi.]

Peki ne yapıyor bu adamlar? Doğruca Diyarbakır'ın yolunu tutuyorlar. Göstermelik olarak ilin valisi ile görüştükten sonra Belediye Başkanı Osman Baydemir'le bir araya geliyorlar. Sonra da Demokratik Toplum Kongresi eşbakanları Ahmet Türk ve Ayse Tuğluk'la görüşüyorlar.

Ardından, daha önce hergün tahrik gücü yüksek küfre varan cümleler sarf eden Osman Baydemir barış güvercini kesiliyor ve "Silah miadını doldurmuştur. Kürt sorunu silahlı yöntemlerle çözülemez."

[Dipnot-2: Silahsızlanmadan bahsederken Baydemir, aynı gün Hakkari'de mayın tuzağına düşen bir minibüste bulunan 9 kişi ölüyor. ]

[Dipnot-3: Şunu da düşünmeden edemiyorum: Kerameti kendilerinden menkul bu adamların referandumda Güneydoğu'daki sandık boykotunun sonuçlarının yüksek çıkmasından hemen sonra Türkiye'ye gelmesi bir tesadüftür?]

Bu arada Ahmet Türk de ne istediklerini 3 cümleyle formüle ediyor:

-Anayasal teminat. (Bunun Türkçesi şu: Anayasaya, Türkiye Türkler'den ve Kürtler'den meydana gelmiştir, cümlesinin yazılması.)

-Kültürel haklar. Yani Kürtçe dil eğitimi, yer adlarının yeniden düzenlenmesi...

-Af.(Güya KCK operasyonlarındaki kastediyor ama) Öcalan da dahil geniş bir af çıkarılması.

Özellikle son cümle Ahtisaari'nin, "Kürt sorununda Öcalan arabulucuk yapsın." sözüyle örtüşmektedir.

Bütün bunlar yaşanırken benim anlamadığım iki şey var:

1) Ortada bir mesele varsa bizim ülkemizde akil adam yok mu? Onların devreye sokumasıyla bu meseleye çözüm aranamaz mı ki ülkemizin hiçbir gerçeğini bilmeyen 4-5 tane siyaset eskisi yabancı adam geliyor. Doğruca Diyarbakır'a gidiyorlar. Orada kasıtlı, yalan yanlış bilgiler alıyorlar. Bu danışıkı dövüşün ardından ayrılıkçıların ayrılıkçılığa kadar varan isteklerini çantalarına koyarak Ankara'nın yolunu tutuyorlar.

2) Bu ne idüğü belirsiz adamlar hangi hak, yetki ve sıfatla Gül, Erdoğan ve Davutoğlu görüşüyorlar? Türkiye hakkında ne biliyorlar objektif olarak? Bildikleri sadece içimizdeki İrlandalılar'ın, ayrılıkçıların anlattıkları değil mi?

Son söz: Türkiye bizim büyük evimiz. Evimizdeki meseleleri yine ancak biz çözebiliriz. PKK'nın veya siyasi uzantısı BDP'nin niyeti belli: Meseleyi Avrupa'ya taşıyarak Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak, taviz koparmak ve isteklerini Türkiye'den almak. Ayrıca bilinmesi gereken Kürtler'in tamamını asla temsil etmeyen PKK ve BDP bu meselenin çözümlenmesini istemiyor. Gönüllü değiller bu noktada çünkü çözümsüzlük varlık sebepleridir.

 
Toplam blog
: 300
: 1022
Kayıt tarihi
: 13.06.10
 
 

Tarih, edebiyat, şiir, dil ..