Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Aralık '11

 
Kategori
Evcil Hayvanlar
 

Bu sabah Tekir'in başına gelenler

Bu sabah Tekir'in başına gelenler
 

RESİM INTERNETTEN ALINMIŞTIR


Sabah evden çıkarken hafif bir kuşku düşmüştü aklıma, acelem olduğu için kontrol edemedim. Oysa her sabah kapının arasından bir pati atardı gidene.

 

Evet, Tekir Kedi’yi anlatıyorum. Onun klasik uğurlama şeklidir, kapının menteşelerinin olduğu bölümden patisini uzatır çıkıp portmantonun üzerine. Bizde patisi sıkışacak telaşıyla her sabah kapıyı kapatmadan kontrol ederiz.

 

Bu sabah kapı aralığında ne patisi vardı ne de kendi. Normal olmamakla birlikte, Pamuk’ta tepki vermeyince, çekip kapıyı çıktım güzelce. Genellikle Tekir nerede sorusu karşısında miyavlayarak Tekir’in olduğu yeri göstererek karşılık veren Pamuk, girişteki halının üzerinde yüzüme daha önce görmediğim bir ifadeyle baksa da ben ayılmadım. Zaten geç kalmışım, belim ağrıyor geceyi ütü yaparak geçirmişim.

 

İnsanın gözünden kaçıyor, her gün yaşadığı rutini bile atlıyor. Böyle bir sabahla başladım güne.

 

Kapıyı Pamuk Kedi’nin şaşkın yüzüne kapatıp, aceleyle asansöre bindim. Bir eksik vardı, içim de pek rahat değildi ama, geç kalmanın huzursuzluğu sandım.

 

Saatin on biri gösterdiği sularda eşim aradı.

 

-Bil bakalım ne oldu?

-Hayırdır, iyi bir iş mi bağladın?

-İşle ilgili değil? Evle ilgili.

-Evde misin?

-Evet, tuvaletim geldi, eve uğramak istedim. İyi ki gelmişim.

-Tekir, çöp kovasına mı girmiş?

-Yok, Tekir yoktu geldiğimde zaten.

-Nasıl, dışarıda mı unutmuşum?

-Merak etme, içerde. Oldukça içerde bir yerde unutmuşsun. Asansörle bizim kata çıkarken, Pamuk bağırıyordu. Eve girdim hala bağırıyor. “Kızım, ağabeyin nerede?” Koşarak yatak odasının kapısında miyavlamaya başladı.

-Tekir’i yatak odasında mı unutmuşum?

-Yaa, üstelik kapıyı da kilitlemişsin, eve gelmeseydim vay haline.

 

Tekir Kedi, yatak odasında kilitli kalınca ilk iş kitaplıkları devirmiş. Çamaşırların altından girip üstünden çıkmış. Yatak örtüsü ve yorgan arasında koşturmaktan yatağında canına okumuş. Yatak odası talan anlayacağınız.

 

Eşim eve dönmeseydi? İşte o zaman fenaydı. Tekir’in tuvaleti gelecek. Haliyle bana kızdığı için bizim yatağa yapacak. Çünkü eşime kızınca onun yattığı yere yapmayı tercih ediyor.

 

Kilitli olmayan kapıları mandalına basıp açabiliyor. Kilitli olunca kapıyı açmak için tırmalayıp duracak ve apartmanı ayağa kaldıracak. O miyavlarken dışardan Pamuk’da destek verecek. İkisinin miyavlamasına apartman sakinleri ertesi gün muhtemelen bizi şikayet ederdi.

 

Zaten sokak kedilerine baktığım için sinir oluyorlar. Bu da onlar için fitili ateşleyecek kibrit olurdu.

 

Hayvanlar aç, kış geldi hava soğuk. Kimsenin umuru değil. İki lokma yemek veriyorum diye sabah akşam arabanın yanında bekliyorlar. Ondan bile rahatsız insanlar. Neymiş, yemek verdiğim için siteye kedi geliyormuş.

 

Siz de verin, evinizde artan yemekleri atmayın. Çöp konteynırlarının yanlarına bırakın. Köpekler torbayı alıp gidiyor. Güvenli bir yer bulursa yiyorlar. Çok ilginç, torbayı alıp gitmelerine şaşırmıştım ilk gördüğümde.

 

Kediler, onlar zaten hep tekmeleniyorlar. Çocuklar kovalar, büyükler dövüyor. Yazık ama, can bunlarda.

 

Yaradan hatırı da mı yok? Ona saygı gösterin en azından.

 

“Hayvan besleyeceğine, aç çocuk doyur.” Bu söze ifrit oluyorum. Sana ne? Nereden biliyorsun çocuklara bakmadığımı? Nasıl bir ön yargı bu hayvanlara karşı?

 

Biraz sevgi ve şefkat. Birkaç kap yemek ve su. Nasıl minnet duyarak bakıyorlar. İnanın onlar sevgiyi ayırt edebiliyorlar. Kendilerini seven ve sevmeyene farklı davranıyorlar.

 

Bizim kediler, eve gelen kedi sevmiyorsa, direk yatak odasına gidip yatıyorlar.

 

Yemeklerimizi onlarla paylaşmak, onlara su vermek bir merhamet göstergesi değil mi?

 

Boşuna mı demişler “Hayvan sevmeyen, insanı hiç sevmez” diye.

 

NOT: Hayvanlardan korkmayı, sevmemekle aynı tutmadığımı ve hepimizin böyle korkuları olduğunu bildiğim için anladığımı da belirtmek isterim. Sakın alınmayın.

 

 

Sağlıkla ve mutlu kalın 26/12/2011

Gülay Mustafaoğlu

 
Toplam blog
: 247
: 709
Kayıt tarihi
: 11.03.09
 
 

Buradayım işte. Yaşamın tam içinde. Her anın benim olduğunu bilerek. Yaşamın sadece "Şimdi" olduğun..