Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mart '13

 
Kategori
Siyaset
 

BU ÜSLUBUN YARATICISI KİM?

BU ÜSLUBUN YARATICISI KİM?
 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçelinin Bursa mitingindeki partililer ile diyaloguna şöyle diyor: “Yavru muhalefetin genel başkanı Bursa’da bir miting yaptı. Bu yavru muhalefetin genel başkanı arasında bir fark var bizimle.  Kalabalıktan bir grup, sayıları ne olursa olsun bir slogan atıyor ‘vur de vuralım, öl de ölelim’  Genel başkan da çıkıyor ‘Merak etmeyin onun da zamanı gelecek’ diyor.”

Ve “Bir siyasi sorumluluk taşıyan insana böyle bir ifade yakışır mı?” diye de soruyor…

Haklısınız sayın başbakan…

“Devlet adamı” kimliğine sahip, devletin iktidarında veya muhalefetinde ya da her hangi bir görevindeki kişilere bu türden ifadeler kesinlikle yakışmaz.
    
Ne yazık ki “Devlet adamlığı” kimliğine yakışmayan sözlere AKP iktidarının Recep Tayyip Erdoğan Döneminden itibaren çoklukla şahit olmaya başlamadık mı?

Örneğin, MHP Genel Başkanını sözünden ötürü “Bir siyasi sorumluluk taşıyan insana böyle bir ifade yakışır mı?” diye soruyorken, sözün hemen başındaki “Yavru muhalefetin genel başkanı” sözü “Devlet adamı” kimliğine yakışıyor mu?

Sayın başbakanın benzer birçok sözleri var. Kendisi hiçbir kurala bağlı kalmaksızın, “serbest piyasa ekonomisi” gibi serbest konuşma ortamını kendine yaratarak destursuz her şeyi söylerken “Devlet adamı” kimliğine yakışıyor da, o sözlerine ve söylerken sergilediği tavırlarına aynısıyla karşılık verilirken mi “Devlet adamlığına” yakışmıyor?
 
Bu çifte standarttır ama zaten ülkemizde 10 seneyi geçkin zamandan beri hemen her konuda çifte standardı yaşıyoruz.

Bakınız, önümüze bir “Çözüm süreci” diye bir şey koydu iktidar. Eyvallah, ne varsa düğüm halinde, getirin her bir şeyi çözelim.

Çözmeye çözelim de “İktidar partisi” sizin bu düğümleri çözme konusundaki öngörüleriniz veya programladığınız ne var, önce siz “Millet” olarak bize anlatsanız da bilsek…

İstiyorsunuz ki biz ne dersek herkes bize biat etsin. Arkasından da “Demokrasi” nutukları çekiyorsunuz ama bunlar demokrasi değil ki…

Bir önceki seçimde aldığınız oy oranını esas alıp “İki kişiden biri bize oy verdi” diyerek demokrasinin o iki kişiden birinin her dediğine göre olur derseniz, orası yanlış olur. Kaldı ki “İki kişiden bir” de değil, ikinci kişinin bazı organları eksik.

Bu süreçte istediğimiz şu…

Önümüzdeki günlerde alınacak kararlar, yapılacak icraatlar, milletin geleceğine yönelik önemli kararlar. Milletin onaylamadığı her hangi bir kararı dayatmaya veya “Ben böyle istiyorum, böyle uygun gördüm” demeye kimsenin hakkı yok.

İktidarın, milletin karşısında beyan ettiği, söylediği ile arka plandaki icraatı tutuyor mu, bilmiyoruz ki!...

Örneğin “Akıl adam” konusu…

Bu “Akıl adamlar” seçilirken ölçüt ne? Toplumun önünde, televizyonlarda çıkıp her konuda ahkam kesenler mi “Akıl” adam? Eğer onlar ise zaten yandık. Peki, kim ve hangi ölçüte göre…

Geçtik…

Sayın Başbakan “Biz böyle bir şey söyledik mi” diyor. Siz söylemediniz de bir söylediklerinizden pekala çıkarabiliyoruz. Siz bazen böyle şeyleri başkalarına söyletip “Nabız yoklama” girişiminiz olur, onu da biliyoruz, alıştık…

Sayın başbakan…

Doğrudur, bu ülkeniz huzura ihtiyacı var. Ancak “Barış” ihtiyacını telaffuz etmek yanlış, biz kimseyle “Harp” halinde değiliz ki “Barış” masasına oturalım.

Sizin iktidarınız, PKK terör örgütünü “Karşı taraf” olarak algılayıp “Barış masasına” oturdu.

Veya… Öyle bir ortam yarattınız ki, PKK kendisini “Karşı taraf” zannederek, her gün bir şeyler talep etmeye başladı. Terörist başı, çocuk katili de dâhil…

Son bir şey…

Ülkede “Huzur” olmasını istiyorsanız, önce kendi üslubunuzu gözden geçirmelisiniz…

29 MART 2013
İBRAHİM PEKBAY

 

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..