Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Kasım '14

 
Kategori
Felsefe
 

Buda - Sözleri - 3

Buda - Sözleri - 3
 

“Egonu bol elbise gibi giy”

“Rüzgar ve suyla sürüklenen bir tahta parçası ol”

Neden ego elbiseye benzetiliyor?  Çünkü nasıl evrenin insanca bilinen en karmaşık ve en akıllı organizması olan insan bedeninini üstüne gililen kıyafetler tarifleyemezse, ego ve karakter de insanın öz varlığını, ruhunu tariflemez. Elbiseler geçicidir, giyilip çıkarılabilir, atılabilir, yenisi alınabilir.

Neden özellikle bol elbise? Kolayca çıkarılabilsin, rahat olsun, sıkmasın, rahatsız olmasın diye. Ego çoğunlukla dar elbise gibidir. Aslında en ideal durumun çıplaklık olup pratikte insanların çoğu için mümkün olmaması nedeniyle, egonun en azından bol elbise gibi gililmesinden bahsediliyor.

Neden giymek? Çünkü giymek bir eylemdir ve insan iradesi sonucudur. Burada giyme eylemi egonun sizin iradeniz ve kontrolünüzde olması anlamını taşıyor. Egonun sınırlayıcı etkilerinin farkında olmak, onun sizi idare etmesini engeller.

Pratikte nasıl olmalı? Haksız yere tenkit edildiğinizde, size saygı gösterilmediğinde, sizinle ilgilenilmediğinde, dışlandığınızda hem dıştan hem içten buna bilinçli olarak aldırış etmemekle. Haklarınızı veya başkalarının haklarını gözetmenizin gerçekten gerektiği durumlar hariç. Ego güçlü olduğu için, yukarıda sayılan hemen her durumda gerekçeler uydurarak sizi durumu ciddiye almaya sevketmeye çalışacak, nasıl karşılık, tepki vereceğiniz üzerinde düşündürmeye teşvik edecektir.

Ego sadece başka insanların işin içine girdiği durumlarda vardır. Issız bir adada doğayla başbaşa mahsur kalan bir insan egosunu ne hissedebilir ne de herhangi bir şeyin üzerinde tatbik edebilir. (Maymunlarla rekabete girmezse)

İçinde bulunduğumuz durumda gerçekten disiplini sağlamamız gerekiyorsa, bunun için yapılması gereken rol, egonun bir ürünü değildir. Mesela askerlik. Böyle durumlar gereksiz imaj koruma kaygısıyla yapılan ego tatbikatlarından kolaylıkla ayırdedilebilir. Bu durumda geriye sadece hak savunma  meselesi kalıyor. Ama eğer haklar sayısız geleneklere, duygusallığa göre belirlenirse bunun sonu gelmez ve sonuçta çoğu yine ego kaynaklıdır. Bahsettiğim haklar cemiyetlerdeki bireylerin hukuk ve etik bakımından doğru olmayan durumları gözlemledikleri durumlarda savunacağı haklardır.

Hakkımızı veya başkalarının hakkını aramamız gerekip gerekmediğini duruma göre nasıl belirleriz ve sadece ego güdümlü olup olmadığından nasıl emin olabiliriz?

Her ne kadar hukuk ve etik kuralları her zaman tartışmaya açık olmaya devam edecekse de yapılan bir şeyin hukuğa veya etiğe aykırılığı çoğunlukla açıkça bellidir. Tartışmaya açık durumlar için ise size göre hak aranması gerçekten gerekiyorsa başkalarına aldırış etmeden hukuk sınırları içinde hak arayabilirsiniz. Böyle durumlar seyrek olur ve bazen siz farkında olmadan büyük oranda ego güdümüyle hareket ediyorsunuzdur. Bunda hiçbir sorun yok. Önemli olan çoğunlukla egonun empoze ettiği realiteler içinde yaşamamak, yani egoyu sadece bol elbise olarak giymek.

Örneğin gittiğiniz bir otel ya da restoranda beklediğiniz servis kalitesini alamıyorsunuz . Bir tarafta prensipleriniz sert tepki koyarak orayı terk etmenizi söylüyor, diğer tarafta yer değiştirmenin çok zor olacağı, tatil veya yemek keyfinize limon sıkacağı gerçeği. Eğer sadece birkaç olay yada söze bakarak, zor olduğu ve onlar da istemediği halde ailenizi başka bir yere sürüklüyorsanız bu büyük ihtimalle büyük oranda ego kaynaklıdır. Bilinçli tüketici vazifesi, daha sonra da şikayet  başvurusu yada ilanı  olarak yapılabilir.

“Rüzgar ve suyla sürüklenen bir tahta parçası ol”

Tahta parçasının kimseyle alıp veremediği olmadığı gibi doğayla tam anlamıyla uyumludur. İnsan egosuz olduğu zaman doğa kanunlarına uyumlu yaşamaya başlar. Hırslı istek ve arzuları olduğunda, başkasıyla alıp veremedikleri olduğunda, herşeye yön vermeye kalktığında doğallıktan uzaklaşır. 

 
Toplam blog
: 40
: 2627
Kayıt tarihi
: 12.07.12
 
 

Petrol Mühendisi  İlgi alanlarım: Psikoloji, kişisel gelişim, eğitim En çok yapmayı sevdi..