Bugün 19 Mayıs denince

19 Mayıs 1919 bir kıvılcımın başlangıcı.
Dört yıl süren zorlu, dikenli, can pazarının yaşandığı, ihanetlerin görüldüğü, çıkar hesaplarının yapıldığı ve sonunda bu toprağın insanları tarafından verilen kurtuluş savaşı inanılmaz bir süreç.
Bir de bunun öncesi var. Hiçbir hareket öncesiz başlamaz.
Mustafa Kemal ATATÜRK’ ü bu süreçler içerisinde, lider kişiliği, olayları iyi değerlendirmesi, pratik ve yüksek zekâ kabiliyeti ve sabırla davranması ön plana çıkarmaktadır.

Çok geniş olarak bu konuları anlatmaya gerek yok. Dileyen bu konu ile ilgili araştırmalarda bulunmuş tarih yazarlarının eserlerini okurlar.
Burada önemli olan husus, zorunlulukların doğurduğu bir durum karşısında Fikir-Teşkilat- Kararlılık- Uygulama- Değişen durumlara göre esnek hareket kabiliyeti-Sonuç denkleminin ortaya çıkması.

Başarının gelmesi için önce zorunluluk gerekli mi? Zorunluluk sadece gelişen olaylar karşında mı ortaya çıkar? O günün koşulları farklı hareket tarzları doğuramaz mı?

O günün soruları olabilir. Peki, bugün 19 Mayıs denince...

Hangi gençlik bu konuyu araştırır. Üzerinde durur, panel, seminer yapılır. Görsel oyunlar (tiyatro), katılımlı tartışma yapılır. 19 Mayıs törenleri bir karnaval havasında, gençliğin anlayacağı, düzenlemesini onlardan ve eğitmenlerinden oluşacak bir heyetin yapacağı içten, duygusal bir kutlamaya ne zaman dönüşür?

Bizler bu milli günlerimizi ne zaman sahipleniriz? Başkalaştırmadan, çıkar ve siyaset için kullanmadan, özden ne zaman destekleriz?

19 Mayıs Ata’yı Anma, Gençlik ve Spor Bayramı mutlu ve kutlu olsun.