- Kategori
- Şiir
Bülbüller
Bir günün ardından bin vücut buluyor ömrümün dalları.
Bambaşka bir hal alıyor yüreğimdeki pencereler.
Anlatamıyorum olur olmaz seslerin midemde raks edişini.
Var veya yok.
Buradayız ve bülbüllere ağlıyoruz.
Ellerin ellerime değiyor,
ısınıyor gövdem.
Çelimsizken, kuvvetli bir anlam doluyor göz altlarıma.
Masamın üzerinde anılaşmış cümleler.
Tanımı kayıp etrafımızdaki kör hikayelerin.
Başkalaşmışız, birbirimizleşmişiz.
Fırtına başımın üzerinde.
Vaktim dolsa dahi gitmem, buna inandım, buna içtim andı.
Dokun parmaklarıma.
Bize kavuşuyor siyahım gecenin koyu örtüsüyle.
Ve yardım ediyor son defa gökyüzü gölgemize.
Korkma bu derinlik bizi boğmaz.
Zararı ziyanı olmaz kavganın, tartışmanın.
Sokak titriyor bak, bak izle bu tedirgin manzarayı.
Ama en çok beni.
En güzel beni gözle.
Bu bitirilemez bir masal.
Sen zamanın ortasından kopup gelen dokunaklı bir kahramansın.
Perdeleri kapat, dudaklarını doğrult tenime.
Bak susuyor ölüm.
Devrik kalıyor azrailin kanlı heceleri.
Eksiltiyor karamsarlığını, çekiyor elini, gidiyor evimizden.
Dur burada.
Güneşin alnındayız akşam vakti.
Vakit geçiyor.
Bülbülleri seviyoruz.
Hercaileri, kaktüsleri, sigarayı, çayı.
Bak ölüm susmuş,
ve gövdelerimiz sıcak.
Birbirimizleşmişiz,
bütünleşmişiz.