Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Kasım '10

 
Kategori
Blog yazarları tartışıyor!
 

Burçlara göre en uygun meslekler

Burçlara göre en uygun meslekler
 

Resim alıntı...


Milliyet com.tr 10. Kasım 2010 Çarşamba tarihli haberine istinaden:

Kovalara en uygun meslek yazarlıkmış…

Bir terazi kadını olarak; şansımı hukuk, tıp ve kamu hizmetlerinde denemem gerekirmiş; tabii ki ben o treni kaçırdım.

Blogyazan banliyö treninin en arka vagonuna kendimi atabildim.

Tıngır mıngır gidiyoruz işte...

Bu trende seyahat edebilmenin bir bedeli var.

Yazıyoruz lâkin haybeye yazmıyoruz; yazmadığımızı ümit ediyoruz.

Düşünce fikir üretip beleşe de pazarlamıyoruz.

Zehir zemberek; zarif kaygan engerekli özgünlükler pazarı…

En büyük hizmeti kendimize veriyoruz; işleyen dimağ ışıldıyor bazen enerji kesiliyor¸tekliyor tekmeliyoruz.

Kimse kimsenin (görünüşte) tezgâhına sarkmıyor.

Davet var; kıyafet mecburiyeti yok… Çırılçıplak olmamak kaydıyla…

Köşedeki köşklerde oturanlar: Kalemle kuyu kazarak nafakalarını kazanıyorlar.

Belirli çizgiler dâhilinde hizmet vermek zorundalar.

Aynı takımın elemanları olarak; okurlarına: Kimi klasik, kimi pop müziği parçaları dinletme özürlükleri…Takım ruhuna aykırı…

Sulandırarak… Belki o zaman aynı köşkün köşelerinde kalabiliyorlar.

Köşedekilerle banliyö yolcularını karşı karşıya getirmeye çalışmak; gereksiz aynı zamanda işgüzarlık olur.

Bu dönemin insanları; sıradan insanları artık idol peşinde koşmuyor, koşmak istemiyor.

İlahlara çoktan sırt çevirdiler.

Örnek vermek gerekirse televizyon programlarına bir göz atmak yeterli olacaktır.

Tüm reyting alan konuların başrol oyuncuları halkın içinden gelenler:

Yarışmalar; yetenek yarışmaları; çöpçatanlı diziler; kurbanların katillerini yakalayan yakalatan programlar; mutfak yemek yarışmaları ve uzmanları: Halkın bağrından koparak gelenler.

Divalar yalnız; süper starlar çaresiz…

Halk: Kendini de dev ekranlarda görmek istiyor.

Toparladığı reklâm katkısı da hiç de yabana atılır cinsten değil…

Halk kendini keşfetti.

Yeni bir çağ başlıyor.

Yüz on yıl öncesinde; endüstri casuslarının çocukları ve gençleri keşfettikleri gibi…

Acımasızca pek fazla düşünmeden tüketebilen bir kitle…

Birden bire her şey çocuk ve gençliğin etrafında dönmeye başladığından bu yana...

Çocuk hakları hukukları; istekleri, ihtiyaçları, bakımları…

Endüstri: Sırf babasının hayrına bu yönde destek vermedi; yoğunlaşmadı.

…Çok ama çok para kazanacağının kokusunu almıştı.

Bundan bir asır önce çocuk hakları nasıl ayaklar altına alınıyor idiyse ( Şüphesiz hâlâ da alınıyor; bunu göz ardı etmek vicdansızlık olur)

Gelişmiş ülkelerin çoğunda dengesiz bir abartma da söz konusu…

Gençliğin; tüketme aşkına gem vurmak; aynı zamanda üretici konumuna geçmesini de teşvik ederek dengeyi sağlamak gerekli.

Blog yazanları ve köşe yazarları arasındaki dengeyi sağlamak ve korumanın da zaruri olduğu gibi…

Farklı oldukları halde; aynı işi yapan gibi görünenlerin arasına rekabet (Fair Play) tohumları serpmek çok akıllıca…

Köşklerinden, köşelerinden sürmek; tohum u nifak ekmeyi düşünmek… Şaka dahi olsa yakışık almaz.

Destek; karşılıklı alış veriş güçlendirir; denge bozulmaz.

Tepeden bakan da yorulur; bükemediği eli ısıran da…

Şükürler olsun şimdiye dek hiçbir kova “Terazi, ne işin var senin burada” Demedi.

Ya Koçlar? Burçlara göre iyi gazeteciler…

Onların derdi başından aşkın; benim gibi minimini minnacık felis silvestris catus’u düşünecek halde değiller.

Kurban Bayramı kapıda…

10.Kasım 2010 Çarşamba

Alev Meisel İzmir; hoşça kal güzel inci…

 
Toplam blog
: 584
: 853
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Dinleyenin olmadığı yerde anlatmanın önemi! Nasıl YAZAN oldum. 'Yalnız doğar, yalnız göçer' eskile..