Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Aralık '11

 
Kategori
Anılar
 

Burcu'nun Ailesi Amerika'ya Eric'in Ailesini ziyarete gidiyor.

Burcu'nun Ailesi Amerika'ya Eric'in Ailesini ziyarete gidiyor.
 

Burcu Göker,Burcu'nun ailesi ve Eric'in ailesi Madison Üniversitesi Bahçesinde


Burcu Göker'in  Lawrence Üniversite'de ikinci ders yılının sonunda babası ile  ona bir süpriz yapmak istedik. Uzun zamandır telefonda konuştuğumuz Eric'in annesi Pamela da bizim bu fikrimizin gelişimine yardımcı oldu. Evet çocuklar ağustos ayında bir aylık tatil için Türkiye'ye geleceklerdi. Onlari ülkemizde gezdirmek  için planlarımızı , rezarvasyonlarımızı yapmıştık. Babamız yıllık iznini bu tatile göre ayarlamış ve Ege, Akdeniz'de bir çok tatil yöresini kapsayan bir seyahat planı yapılmıştı. Otel  rezarvasyonları tamamdı.

Pamela, çocukların Türkiye seyahatinden  önce bizim 10 günlüğüne Portage'ye gelebileceğimizi, bizi ağırlamaktan büyük zevk duyacaklarını ,hem de tanışıklığımızın sadece telefonda kalmayıp daha derin bir şekilde gelişeceğini  belirtti. Evet iyi fikirdi. Olay sadece bir  İstanbul-Şikago gidiş, dönüş bileti almaya bakıyordu. Bu güzel fikir karşısında bize hemen hazırlanmak düşmüştü. Gideceğimiz aile bireylerine aldığımız hediyeleri bavullarımıza yerleştirip İstanbul-Şikago T.H.Y uçağna bindik. Bu eşimle benim ilk Okyanus ötesi yolculuğumuz idi. Yıllarca Burcu sebebiyle İstanbul-Paris gidip  gelmiştik ama bu sefer arada 8 saat fark olan çok uzun bir yola gidiyorduk. Burcu'yu göreceğimizin heyecanı ile çok kısa sürede geçen 12 saatten sonra Şikago havaalanına indik. Bizim için gece yarısı olacak bir saatte güneşli bir haziran günü Şikago çok güzel gözüküyordu. Burcu'yu 9 aydır görmemiştik. Bizi havaalanında Burcu, Eric ve Bop karşıladı. Bizim Eric ve Bop'u ilk görüşümüzdü ama Burcu bize onları o kadar çok anlatmıştı ki çok eskiden tanıyor gibiydik. Bavullarımızı alıp arabaya bindiğimizde bir an yorgunluk hissettim. Önümüzde Portage'ye kadar 3.5 saatlık bir yol vardı. Uzun araba yolculuğunu Burcu ve Eric'ın cıvıl cıvıl sesleri arasında kah dinleyerek, kah uyuyarak geçirdik.  Eve vardığımızda daha önce Burcu'nun da yazdığı gibi Andersen masallarındaki gibi bir evle karşılaştım. Kapıda uzun siyah saçları, gülen mavi gözleri ile Rapunzel gibi Pamela duruyordu. Bu rüya aleminden evdeki içtiğimiz sicak çayla biraz ayıldık. Daha sonra bizi akşam yemeğine kadar kalacağımız yandaki eve geçirdiler. Bir başka rüya alemi de o evdi. Çok samimi bir arkadaşlarına ait olan ve kendileri Newyork'a kızlarına ziyarete gittikleri için boş olan ve bizim kalacağımız ev Barbi bebek evi gibi idi. Bir ara ben, evde daha önce kimse yaşamadığına ve bizi izlemek için buraya yerleştirdiklerini düşünüp çevrede kamera aramaya başladım. Bu harika döşenmiş evde kalacaktık. Burcu da bizimle bu evde kalacaktı. Biraz dinlendikten sonra Eric gelip bizi akşam yemeği için yandaki  kendi evlerine götürdü. Akşam yemek masası etrafında 8 kişi idik.  Eric, Burcu, Ryen, Brent, Bop, Pamela ve biz. Biz çok iyi pratilk İngilizce bilmiyorduk. Ne yazıkki ülkemizde yaptığımız eğitimde aldığımız İngilizce konuşmamıza imkan vermiyordu. Eric'in ailesi de Türkçe bilmiyordu.Ama o gece bir şey fark ettim. O sofrada gönül dili ile iki ailenin bütün bireyleri çok güzel anlaşıyordu.Tabii  arada yetiş Burcu diyorduk. O gece o sofrada beraberce yediğimiz o yemekte ne yediğimiz pek hatırlamıyorum. Tek hatırladığım bu yemeğln daha sonra gerçekleşecek 10 günlük harika bir tatilin ve her geçen yıl gittikçe artacak harika bir dostluğun başlangıcı olduğu. Bu tatilimizin anılarını yazmaya devam edeceğim.

 
Toplam blog
: 826
: 1068
Kayıt tarihi
: 26.04.11
 
 

Ben emekli bir iktisatçıyım. 21 yıldır bir sanatçı annesiyim. Küçük kızım klasik müziğe eğilim gö..