Bursaspor'un şampiyonluğu devrim midir?

Bursaspor futbol takımı, Ertuğrul Sağlam yönetiminde 2009-2010 lig şampiyonluğunu kazandı. Bursa’lı futbolseverler, hak ettikleri sevinci, abartmadan, gerektiği gibi yaşadılar. Facebook’ta Galatasaray ve Beşiktaş'lı arkadaşların sevinçleri ise, hızı azalmakla beraber henüz bitmiş değil. Tabi Bursa’nın şampiyonluğu ve bundan sonra Bursa’nın bu pastaya ortak olduğu umurlarında değil. Fenerbahçe olamadı ya, ne gam… Seneye tekrar Bursa şampiyon olduğunda, neyin ne olduğunu daha iyi anlayacaklar.

Bir Bursa’lı bayan okuyucumun sık sık Fenerbahçe yazısı yazdığım için olacak ‘’Bursa’nın büyüklüğünü ne zaman anlayacaksınız’’ sorusu üzerine bu yazıyı yazmaya mecbur hissestim kendimi.

Geçen yıl (2 Şubat 2009) Sivasspor’un 2 yıldır şampiyonluğu son haftaya kadar zorlaması üzerine ‘’Eskişehir, Bursa, yeni Sivas’lar yolda’’ başlığıyla yazdığım yazımda, 2010 sezonunda Sivasspor’un yapamadığını yapacak, daha önce şampiyon olmamış 3 takım bulunduğunu, bunların her türlü potansiyele sahip olan Eskişehir, Bursa ve Kayserispor olduğunu yazmıştım.

Ön sezilerim beni yanıltmadı. Bunu düşünememek için futboldan hiç anlamamak gerekir.

İstanbul’un 3 büyükleri, hatta Trabzonspor, hem Avrupa kupalarında oynarken, hem de birbirlerine puan kaybederken, birileri artık bundan mutlaka istifade edecekti. Bursaspor, ilk kez şampiyonluk umudunu son maça kadar taşıdı ve başardı.

Bir kez daha tebrikler. Bursaspor bizim gençliğimizde de 3 büyüklere kafa tutan çok iyi bir takımdı. Vedat Okyar’lar, Mesutlar, Beyhan’lar, Şenol’lar hala aklımızdadır.

Yalnız, şampiyonluğun ertesi gün basın manşetlerindeki ANADOLU DEVRİMİ başlıklarına katılmak mümkün değil. Bursaspor ligde şampiyon olmuştur ama bu devrim değildir.

O devrimi daha önce yapanlar olmuştur çünkü. Bu ligde 6 şampiyonluğu bulunan Trabzonspor’a ayıptır en azından. 1968 yılından 1973 yılına kadar şampiyonluğa oynayan ama sadece şampiyon olmayan, buna karşılık , futbolumuza getirdiği hava ile herkesin sevgili olan Fethi-Nihat-Ender’li kadrosuyla kazandığı ''Anadolu yıldızı'' ünvanı ile herkesin sevgisini kazanan ESKİŞEHİRSPOR’a ayıptır.

Daha bu yıla kadar, acaba, olur mu, olmaz mı, yaparlar mı, yapmazlar mı soruları arasında şampiyonlukları2 sezon, son haftalarda kaybeden, Sivasspor’a ayıptır. O Sivas ki, ne kadrosu, ne coğrafi konumu, ne maddi durumu, bu mücadeleyi yapmaya elverişli değildi.

Bursaspor’un şampiyonluğu, şimdi hem kendisine, hem bu potansiyele sahip diğer Anadolu takımlarına cesaret vermiş, içinde bulundukları ‘’nasılsa şampiyon olamayız’’ gibi negatif bir düşünceden kurtarmıştır. Doğrular bir araya getirildiğinde, her şeyin olabileceği kanıtlanmıştır.

Bursa taraftarı bu başarıyı hazmetmelidir şimdi. Büyük takım taraftarı olmaya hazırlamalıdır kendini. Bursa’nın, şampiyonluğu bir mucize olarak kabul etmemesi, hedeflerini daha da ileri götürmesi gerekir. Aksi halde durum Galatasaray’ın UEFA kupasına döner ki, futbolda dün olmadığını hatırladığınızda ‘’ama benim kupam var’’ diye böbürlenmeniz hiçbir işe yaramaz. Eskişehir’in ''Anadolu yıldızı'' olduğu günleri şimdiki nesil hatırlamıyor, 6 şampiyonluğu olan Trabzonspor, şampiyon olmayalı 15 sene oldu. Son 2 sene şampiyonluğu kıl payı kaçıran Sivasspor bu yıl düşmekten, belki de hükmen düşürülen, Ankaraspor sayesinde kurtuldu.

Bursaspor, çok başarılı bir sezon geçirdi. Tarihinde ilk defa lig şampiyonu oldu. Fenerbahçe ile oynanan kupa maçının rövanşında 3-0 önde iken yarıfinalde, uzatmalarda yedikleri bir golle elenmeseler, o kupayı da alabilirlerdi.

Bursa çok şey başardı. Şampiyon da oldu. Bundan sonra da olabilir.

Ama yaptığı DEVRİM değildi. O devrimi daha önce yapanlar vardı. Basın hatırlamıyor.

İnanmayan Hakkı Devrim’e sorsun. Okan Bayülken gibi bir akıllı adamın danışmanıdır.

O hem her şeyi biliyor, hem soyadı DEVRİM!.