Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Şubat '10

 
Kategori
Öykü
 

Bütün yürekler küçük mü öğretmenim?

Bütün yürekler küçük mü öğretmenim?
 

seni hiç unutmayacağım sevgili öğretmenim


Bugünlerde yalnızlığım iyice arttığından mıdır bilmem, geçmişin anılarına sığınıyorum galiba… Canımı yaksa da hatırladıklarım, teker teker hafızamda canlanıyorlar… Geriye döndüğümde, imkanım olsaydı neleri değiştirebileceğimi düşünürüm hep...
Ortaokuldan beri, her şeyimi bilen yakın arkadaşım Nilüfer bana geldi geçenlerde... Bu düşüncemi ona da açmıştım. Çok iyi bir ailesi vardı. Beni çok severlerdi... Küçük yaştan beri yaşadığım zorlukları ve bunlara direncimi takdirle karşılamışlardı hep… Çoğu zaman, “acaba bir yerlerde yanlış mı yapmıştım “ diye düşündüğüm olurdu… Beni iyi tanıyan arkadaşıma bunu sorduğumda bana: Sen hayatta hep dik durmayı başarmış bir insansın dedi... Annem ve babam da bize seni örnek gösterirlerdi…
Gerçekten de çok büyük sıkıntılar çekmiştik… Ayakta durma ile hayatta kalma mücadelesi arasında geçiyordu günlerimiz…
Zor günlerdi o günler...
Annem bir fabrikanın gece vardiyasında çalıştığı için pek güvenli olmayan bir evde tek başıma kalmak zorundaydım ve bu yalnızlık beni çok korkutuyordu... Bu yüzden sadece sevgisine inandığım, durumu pek iyi olmayan eşimle evlenmiştim… Tek istediğim beni sevip koruyan ve benim de sevdiğim bir insanla güvenli, sakin bir yuvamın olmasıydı...
Evet geriye dönsem de başka bir yolu seçemezdim sanırım… İnsanın bütün
yollarının kapanmış olması korkunç bir şeydir…
Hayat beni ürkütüyordu. Öyle korunmasız, öyle güvensiz büyümüştüm ki; ne annemin sevgisini ne de babamın koruyucu gücünü ve varlığını hiç hissedememiştim. Hani yavru bir kuş yuvadan yere düşmüşte... Öyle cılız ve savunmasızken, sanki tesadüfler sonucu hayatta kalmış gibi… Ölmeme engel olan eller uzanmıştı zaman zaman... Hayatımda güzel olarak hatırladığım tek zaman dilimi; okuduğum yıllar ve bir kaç öğretmenimdi güzel anılarımda
sevgiyle yer alan… Belki de bu yüzden bugün bile kızımın okulunda olmak
bana huzur veriyor… Ve bu huzurda büyük payı olan öyle biri vardı ki…
“Sevgili öğretmenim”... Bana bir baba şefkatini yaşatan o değerli insan ve onun sevgili iyi yürekli eşi... Orta okuldan lise son yıllarıma kadar bana koruyucu aile olmuşlardı… Bir tek onların yanlarında geçen yıllarım güvenli ve sıcaktı...
Aniden hastalanmıştım bir gün… Beni hastaneye yetiştirdi öğretmenim. Yatırdılar… Sabah erkenden ameliyata alınacaktım...O gece yalnız kalmıştım hastanede, annem çalıştığı için ertesi gün gelmişti. Öğretmenim yanımdaydı. Annemin geldiğini ve istersem kendisinin çıkıp bana annemi gönderebileceğini söylemişti.Ben çıkayım annen gelsin isterse dedi. Hayır dedim, siz kalın… Çünkü benim, annemin gözyaşlarına değil bir babanın güvenli ve cesaret verici varlığına ihtiyacım vardı...Korkuyordum… Öğretmenim kapıda beklemiş ben çıkana kadar… Hemşire daha sonra bana: “Baban seni ne kadar çok seviyor bir bilsen, sen çıkana kadar koskoca adam gözleri dolu dolu, ‘kızımın canı yanmasa bari’ diye neredeyse içeri girecekti” dediğinde, o kadar mutlu olmuştum ki anlatamam... Bana baba sevgisini yaşatan tek insandı o....Kocaman bir yüreği vardı… Yıllar sonra, büyük kızım ilk okul çağlarındayken bu sevgili büyük yürekli öğretmenimi, bir anlamda babamı kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşamıştım... Bu benim hayatımda yaşadığım ilk ve en büyük kayıplardan biriydi… Eli hep üzerimdeydi ölene kadar... İlk bebeğimi kaybettiğimde yine öğretmenim yetiştirmişti beni doktora... Kötü bir hamilelik geçiriyordum… Doktor bu süreci yatarak geçirmemi tavsiye etmişti. O dönemlerde bir gün bana yemek getirmişti sevgili öğretmenim ve yüzüme baktığında; ters giden bir şeyler olduğunu anlamış beni alıp hemen doktora götürmüştü… Bebeğim beni zehirlemeye başlamış… Dudaklarım morarmış rengim solmuştu… Yaşadığım sefalete çok içerlediğini biliyordum...
Bugünlerde içimi dökmeye konuşmaya öyle çok ihtiyacım var ki anlatamam... Nerdesin öğretmenim? Ben yine çıkmazlardayım...Elimden tutanım, düşünenim yok... Bana çok şeyler öğrettin…Öğrettiklerinle güçlü olmaya dik durmaya çalışıyorum. Yine de hayat çok acımasız... Ben çok yalnızım...korkuyorum
hayattan ve insanlardan. Çünkü en az hayat kadar insanlar da acımasız... Yoksa bütün yürekler küçük mü öğretmenim? Büyümeye başladığım o günlerde bana hep “yüreği seni anlayacak kadar büyük biri çıkar mı karşına bilemem” diyordun... Benim hayatımdaki bütün yürekler küçüktü öğretmenim...Sizin yüreğiniz hariç; bütün yürekler küçüktü... Hiç biri yerinizi dolduramadı...

Leyla Altınbaşak

 
Toplam blog
: 5
: 672
Kayıt tarihi
: 06.02.10
 
 

Ben Leyla Altınbaşak... Lise mezunuyum. Hayatımı kitaplara adadım. Okumak, gözlem yapmak ve yazmak b..