- Kategori
- İlişkiler
Büyücü şöyle buyurdu: Gerçeklikten başka sihir kalmadı.
Taşıyıcı ile Büyücü sahilde karşılaşıp, tanıştılar
Çok şeyler yaşanacağı baştan belliydi,
Kuytu köşeler yalnızların yuvasıdır,
Ay ışığında oralarda dolaşmak pek de akıllıca iş değildir...
Aklını alır bunlar bazen insanın…
Bu çok acıklı öyküde Büyücü mü kadın, Taşıyıcı mı?
Yoksa Taşıyıcı mı erkek, Büyücü mü inanın unuttum...
Zaten ne anlamı var ki bunun?
Taşıyıcı insanları ve yüklerini taşırdı...
Yok yok yanlış anlamayın
Bu öyle yük, yolcu taşımak değil:
Tanışlara fazla gelen,
Taşıyamadıkları sıkıntılarını sırtlarından alamazdı elbet
Ancak onları sıkıntılarıyla birlikte yanında taşırdı…
Ta ki onlar kendi başlarına kalmayı öğrenene kadar...
Sadece sevdiklerini değil, kendisine gelen herkesi taşımaya çalışırdı...
Büyücü ise insanları önce kendi gerçekliğinden kurtarır,
Sonra da yüzlerce, binlerce gerçeklikle yüzleştirirdi...
En sonunda da insanların kendi seçtikleri bir gerçekliği
Yeni yaşamları olarak onlara sunardı...
Lütfen dikkat! Gerçeklik diyorum büyü değil...
Kendisi içinde hiç büyü yapmaz,
‘’Gerçeklik yaşanabilirse en büyük sihirdir’’ derdi...
Tanıştıkları ilk gece daha:
Büyücü içinden Taşıyıcıya '' işte benim Büyücüm'' dedi,
Taşıyıcı da Büyücüye '' Kendi Taşıyıcımı buldum''
Diye söylendi açıktan...
Büyücü, onda yolcu olmanın kendisini hafifleteceğini düşündü...
Taşıyıcı onunlayken kimsenin yükü kalmayacak sırtımda dedi...
Zaman içinde aynı düşündükleri gibi oldu:
Büyücü, Taşıyıcının en değerli yolcusu olmuştu...
Taşıyıcı da kendisi dahil, tüm yükü artık O'nun taşıdığına inanıyordu...
Geçen zamanda her gün kendilerini yaşadılar...
Taşıyıcı yolcu ve yük taşıdı
Büyücü de büyülerini yaptı...
Ve her akşam sahilde buluştular...
Ve her akşam denizin sesini dinlediler hiç konuşmadan...
Bir gün ikisi de aynı anda '' yola çıkma zamanı artık'' dedi...
Daha yola çıktıkları anda bir polis durdurdu onları:
''Böyle yolculuk olmaz!''
''Sırt sırta yolculuk olmaz!''
‘’Yan yana yolculuk olmaz!’’
‘’Direksiyonda iki kişi olmaz!’’
‘’Birinizin ötekini taşıması lazım!’’
İkisi aynı anda Polisle kavgaya tutuştu...
Tabanca patladı, mermi depoyu deldi
Taşımacının yüzü yandı...
Büyücü çıldırmıştı, tutuklattı kendini...
Sonramı ne oldu?
Taşıyıcı yanmış yüzüyle bir daha görmek istemedi Büyücüyü...
Büyücü ise Taşıyıcıyı öldü saydı...
Polis mi ne oldu? Hep aynı yerde duruyor…