Kalçalarını atttıra attıra yürüyen kadınlar daha mı diri vücutlu oluyor ne!

Bu sabah önümde yüzlerce metre kalçalarını attıra attıra yürüyen o kadını gördüğümden beri düşünüyorum kendi kendime: " Kalçalarını attıra attıra yürüyen kadınlar daha mı diri vücutlu ne! "

Düşünsenize... Normal bir insan, kendi halinde bir kadın, yürüyüşüne hangi tempoyla başlıyorsa o tempoyla bitiriyor. Her şey olağan... Her şey kendi halinde...

Dikkat çekmek için her  davranışını abartan, bunun için her yolu hiç çekinmeden deneyen kadın modellerinden " kalçalarını attıra attıra yürüyenler "  bu yürüyüş biçimleriyle normal bir yürüyüş temposundan en az iki kat fazla efor sarfediyorlar. Ve fazladan sarfedilen bu efor, vücutlarının diğer kadınlardan daha diri kalmasını sağlıyor olabilir. Neden olmasın.

Hem kalçaları attıra attıra yürümek, öyle kolay iş mi? Sağ adımı atarken sol kalça sallanacak, sol adımı atarken sağ kalça!... Bunun yanı sıra o tempoya ayak uydurmuş göğüsler de, hoppidi hoppidi hoplayacak oldukları yerde!

Nereden bakarsan bak, bu hareketler, normalinin en az iki katı enerji harcatır. Vücudun neredeyse tamamını çalıştırır, hep birlikte hareket ettirir. Kalçalarını attıra attıra yürüyen kadınlar, spor salonlarına gitmenin zahmetine de, ekonomik külfetine de katlanmadan, kimseye ayak uydurma mecburiyeti olmadan açıkhavada tek başlarına bedava spor yapıyorlar! Bundan iyisi Şam'da kayısı canıııım!

Onca sallanan kalçada ne yağ kalır, ne selilüit!; ne hantallık kalır vücutta, ne ağrı, ne de sızısı!... Haksız mıyım ama!...

Kalçalarını attıra attıra yürüyen bir kadının, erkek ilgisinden yana da tatmin edilmemiş hiçbir açlığı kalmaz sanırım.

Kimilerimiz bu sıcak ve nemli havalarda yolda yürümeye, hareket etmeye bile üşenirken; yaz  kış, gece  gündüz, yağmur  çamur demeden yılın 365 günü ve belki de bir ömür boyu kalçalarını attırıp duran kadınların azmine, istikrarına şapka çıkarıyorum doğrusu! Onca atraksiyon içinde, her yeri hareket eden kadının vücudu da diri kalır tabi!

Bu düşüncem, elbette bilimsel araştırma ve gerçeklerden çok, kendi gözlem ve düşüncelerime dayanıyor ama... Eminim ki, bir sağlıklı yaşam uzmanı çıkıp, yürüyüş modelleri üzerinden kadınların sağlıklı yaşam beceri ve kalitelerini, hayat standartlarını araştırsa, bedensel açıdan olmasa bile, moral açıdan bu tip kadınların, yani kalçalarını attıra attıra yürüyen kadınların, diğer kadınlara göre daha kendine güvenli, daha pozitif, kendisiyle de fazlasıyla barış olduğunu göreceklerdir.

Haaa! " Toplumsal ya da bireysel perspektiften bakıldığında, bir kadının yollarda kalçalarını attıra attıra, sallaya sallaya yürümesi, çok doğru bir hareket midir, yeterince ahlaklı bir davranış mıdır? " diye soracak olursanız bana; Elbette değil cevabını veririm size.

Ancak şurası da unutulmamalı ki, bu hayatta herkes kendi yaşam yolundan gidiyor.  Her insan, bu dünyaya kendi yaşam izlerini bırakıyor. Herkes yaşadığı sürece kendi doğru ve yanlışlarının karşılığını görüyor, görecek. Sonuçta herkesin sevabı da, günahı da kendi hesabına...

Biz ne düşünürsek düşünelim, ne söylersek söyleyelim, kimileri kalçalarını attıra attıra, kimileri kendi halinde, kimileri de hep başkalarının düşüncelerini, değer yargılarını ölçü alarak, yaşamı boyunca mahalle baskısına boyun eğerek, mahkum olarak yaşam yolunda yürüyecek.

Söz konusu olan hangi insan olursa olsun, yaşayanın kendi iç huzuru varsa, kendi yaşam değerleriyle tutarlı, kendi ölçülerine göre dengeli bir kişiliği varsa; bırakalım herkes kendi bildiği, kendi sevdiği gibi yaşasın, üzerinde olmaktan mutlu olduğu yaşam yolunda yürüsün.

Ha kalçalarını attıra attıra, ha kimselere farkettirmeden, kendi halinde... Ne farkeder ki!

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.