Büyük senaryo

Bir yazımda demiştim ki: PKK ve DTP, terörün bitmesini istemezler. İster görünürler, ama istemezler. Neden istesinler ki, terörden besleniyorlar. Paranın gücünü iyi biliyorlar ve Türkiye üzerinde, bitmek, tükenmek bilmeyen emelleri olan, bazı güçlü Avrupa devletlerinin, desteği var.

Apo, İmralı da ömür tüketip, sözde, günahlarının ceremesini çekerken, terörün baş aktörü olma rolünü DTP üstlendi. Doğrusu, reisleri, Ahmet Türk, bu işi oldukça iyi götürüyor. Senaryo icabı, demokrasiden ve özgürlükten yana. Analar ağlamasın, artık kan dökülmesin, derken, bir kan gölüne doğru, emin adımlarla ilerliyor. Gören göz, bunları görüyor. Görmeyenler, yakında rüyalarından uyanırlar. Ahmet Türk, Avrupa nın yazdığı senaryoya harfiyen uyuyor. Daha çok demokrasi, daha çok özgürlük, daha çok insan hakları, derken, ağlamayı da ihmal etmiyor. Şu günlerde sanki bir zaferi yaşıyor gibi. Bu arada, kimilerine şirin görünmek için, Apoyu da ihmal etmiyor. Apo'nun yeri dar, oynayamıyor, halay çekemiyor, zılgıt atamıyor, diye, Kürtleri sokağa dökmeye çalışıyor. Çoluk, çocuk sokakta. Beş yaşındaki bebelerin üzerinde, terörist kıyafetleri var. Daha büyüklerin cepleri, taş dolu, Polisimizin, askerimizin kafalarını yaracaklar. Daha çok demokrasi, daha çok özgürlük.

Bu senaryoyu yiyenler var. Her konuya giren, her konu hakkında derin bilgi sahibi olan, veErdoğan sonrasına kendini hazırlayan, Başbakan yardımcısı, Bülent Arınç, son beyanatında diyor ki: “DTP, terörden yana ve İmralı ile irtibatta demek doğru değil. DTP, mecliste olan ve burada siyaset yapan, bir siyasi partidir. Önce şunu düzeltmek lazım. Siyasi partiler, TBMM de, ülkenin sorunlarını çözmek için varlar. Soru çıkarmak için orada değiller. Sizce DTP, böyle bir siyasi parti mi? Ye AKP, o, böyle mi. Sorunlar çözüleceğine, her geçen gün, içinden çıkılmaz bir hal alıyorlar.

İzmir de yaşananlar, Çanakkale, Bayramiç de olanlar, küçük bir kıvılcım. Eğer bu kıvılcımları görmezden gelirsek, vay halimize. İşte o zaman, DTP nin, PKK nın ve Avrupa nın istediği olacak. Devletimizin ve milletimizin, sağ duyulu ve itidalli olması lazım. PKK sorunu, bir gün mutlaka halledilir. Ama, aramıza nifak sokulursa, bunun sonu kötü olur. Terörden ve ayrılıktan yana olan Kürt ler var, ama, terörden ve ayrılıktan yana olmayan, Kürtler de var. İşte bu Kürtlerin, korkmadan, yılmadan seslerini çıkarmaları lazım. Fazla geç kalmadan, iş işten geçmeden.

Bu arada, senaryo dışı gelişen, Dersim kışkırtması da var. Dersim olaylarını iyi irdelemek lazım. Osmanlı döneminde, tarikatların, tekkelerin, zaviyelerin, mollaların, şeyhlerin, abdalların, bol olduğu zamanlarda, cahil ve yalnız bırakılmış insanların, tüm bunlardan medet umduğu devirde, bazı Kürt aşiretleri de, Alevi mezhebine yöneldiler. Bence, bu aleviler için, talihsizlik olmuştur. Dersim olayları, Alevi Kürtlerin, devlete baş kaldırısıdır, isyandır. İsyan, devlet tarafından bastırılmıştır. Devletin isyanı bastırmasını, Alevilere karşı yapılmış bir kıyım olarak göstermek isteyen zihniyete, en başta, temiz Alevi yurttaşlarımızın karşı çıkması gerekiyor. Başından beri, Atatürk'e ve cumhuriyete sahip çıkmış olan, Alevi kardeşlerimizin, bu tuzağa düşmeyeceklerini umut ediyorum.