Cafe Haliç= Tarih, damak tadı, manzara ve güleryüz

İstanbul aşığıysanız, damak tadınıza düşkünseniz, güleryüz ve samimiyet arıyorsanız doğru iz üzerindesiniz. Nesrin ve Kasım Yenidünya'nın alın terlerini akıttıkları, sevgileriyle bütünleştirdikleri sıcak bir mekan olan Cafe Haliç'e buyurun. Eski İstanbul'u yaşamak istiyorsanız 1890 l yıllardan günümüze gelmiş, resterasyonu yapılmış dört katlı Süleymaniye evinden, Haliç'in eşsiz manzarasını seyretme keyfine doyum olmuyor.

Damak tadınız için Nesrin Hanımın aileden gelen mutfak kültürüne güvenebilirsiniz. Kendi elleriyle yaptığı kekleri, pastaları, brovniler ve bunun yanında özel omletinin tadına doyum olmuyor.

Cafe Haliç; dekoruyla, sıcaklığıyla tarih kokan yapısıyla, dostlarınızla iyi vakit geçireceğiniz, doğum günü kutlamaları, nişan, iş yemekleri, yabancı konuklarınızı ağırlıyabileceğiz insanın içini ısıtan nadide bir mekan olduğunu göreceksiniz.

Ayrıca bu mekanda süprizlerlede karşılaşabilirsiniz, mesela bir dizi film çekimin içinde kendinizi bulabilirsiniz.

Hürriyet yazarı, Ersin Kalkan, 4 Ocak 2008 de bu mekanla ilgili yazısında çok geniş detaylı anlatmış, onun yazısından iki pragraf. '' Evin bulunduğu mevki, Mimar Sinan'ın Süleymaniye Külliyesi için taştan inşa ettiği tarihi setin üstüne denk geliyor. Bu noktadan itibaren, Süleymaniye dik yokuşlarla denize doğru iniyor. Şişhane, Galata, ve Perşembe Pazarı, tam karşılarında. Sağlarında iki denizin birleştiği noktadan Üsküdar, Karaköy, Haydarpaşa, Çamlıca sırtları, Sarayburnu ve Topkapı Sarayı görülüyor. Sollarında ise Haliç akıp Eyüp ve Piyar Loti'ye kadar uzanıyor. Cafenin bulunduğu noktadan bunları görüyorsunuz. Binanın üst katına çıktığınızda ise, F.S.M Köprüsü hariç, İstanbul'un bütün köprülerini izliyorsunuz.''

Bu denli geniş bir açıdan, damak tadınızın yanında, İstanbul'u seyretmenin keyfine varıyorsunuz.

''Haliç'in sahipleri misafirlerine manzaranın yanında nefis ikramlar hazırlamışlar. Sabah 08.00'den itibaren kahvaltıya açılıyor dükkan. Ballı kaymaklı, jambonlu, sucuklu, envai çeşit peynirli bir kahvaltı sofrasına buyur ediliyorsunuz. Kahvaltıda ikram ikindiye kadar devam ediyor, bu sırada devreye kekler, brovniler, pastalar giriyor. Akşam olupta karşı evlerin camları günbatımı renginde kızıllaşıp tutuştuğunda masalara yeni örtüler geliyor ve artık mekan kılık değiştiriyor, ansızın bir İstanbul lokantasına dönüşüyor. Akşam keyfi ve gece sefası için gelenlere 20 çeşit meze yapıyorlar. Izgaralarda pişip servis edilen etler ve balıkların zamanı açılıyor''.

(Not; Nesrin ve Kasım Yenidünya'nın yaşam öyküsü, mekan ve çevre ile ilgili geniş bilgiyi , Cafe Haliç'in web sitesinde bu yazının devamında bulabilirsiniz.)